ERÜ'de 'Düşüncenin İzinde XXXVI: S. Freud' Konulu Konferans Düzenlendi
Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü tarafından 'Düşüncenin İzinde XXXVI: S. Freud' konulu konferans düzenlendi.
Edebiyat Fakültesi Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen etkinliğin açılış konuşmasını Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölüm Başkanı Prof. Dr. Arslan Topakkaya yaptı. Prof. Dr. Arslan Topakkaya, Freud'un sadece psikoloji için değil, bütün sosyal bilimler için vazgeçilmez bir öneme sahip olduğunu vurgulayarak, Freud'un sadece psikonaliz ile anılmasının oldukça yanlış olacağını onun aynı zamanda derin bir felsefi birikime sahip olduğunu, kültür felsefi bağlamında oldukça özgün düşünceler ileri sürdüğünü belirtti. Eros-Thanatoa ayırımı Odipu Kompleksi ve uygarlığın temelinde de bu kavramların olduğunu da ileri süren Prof. Dr. Topakkaya “Psikoloji Freud ile birlikte aslında bilinç dediğimiz şeyin, tamamen bilinç dışı tarafından belirlendiğini öğrenmiş oldu” tespitinde bulundu. Daha sonra konferansın konuşmacısı Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Cengiz Güleç, Sigmund Freud'un hayatını anlattı.
Prof. Dr. Güleç, “İnsan psiko-sosyal bir varlık dediğimiz zaman, sosyal toplumsal bir varlık olduğumuzu, aynı zamanda da düşünceleri ile duyguları ile dürtüleri, arzuları ile birlikte de bir kutsallığının olduğunu söylüyoruz. Bu ruhsallığın merkezi bedende mi? Beyinde mi? Kalpte mi? Böyle bir yere yerleştirmek yerine, insanı bir bütün olarak kabul etmeliyiz. Freud'un bütün derdi, bizim iç ruhsal dünyamız, iç ruhsal alemimiz. Bu iç ruhsal alem deyince de, öncelikli ve merkezi önemi olan bölüm iç alemdir” diye konuştu.