Erciyes Üniversitesine ne oldu?
Yıllar yıllar önceydi…
Erciyes Üniversitesi nakil ameliyatlarında öncü bir üniversiteydi!
Ne haberler yapıldı, o günlerde…
Ve ne haberler yapmıştık o vakitlerde…
Giyerdik önlükleri, takardık galoşları, fotoğraflardık, yazardık o güzelim hayat kurtaran hikayeleri…
En mutlu eden haberlerdi.
Çünkü yaşam, dram, başarı vardı.
Doktorların gözlerindeki o gurur…
Hastaların gözlerindeki o umut…
Ailelerin yüzlerindeki o tebessüm ve sevinç her şeye değerdi.
Çünkü herkesin mutlu olduğu haberlerdi onlar…
Gazeteci olarak hem İsa'ya hem de Musa'ya yaranırdık!
Aslında gerçek gazeteci için zor iştir, meslekte herkese yaranabilmek…
Ama bu haberler farklıydı…
Çünkü merkezinde insan, merkezinde yaşama tutunma çabası, azmi ve başarısı vardı.
Ve yıllar geçti, Erciyes Üniversitesi bu vasfını kaybeder oldu.
Organ nakli konusunda ilkleri hayata geçiren Erciyes Üniversitesi, bu misyonundan uzaklaştı.
Sessizleşti…
Çıt dahi çıkaran yok sanki.
Tabip Odası Başkanı bir ara çıt dedi, sonra karşısına geçenler çıtı çekirdek sanıp, gülerek çıtlatıverdi.
Hatırlarsınız, “Erciyes Üniversitesi'nin böbrek nakli ruhsatı iptal edildi” haberleri de gündeme geldi.
Kayseri Olay'da bizler de yazdık.
Üniversitenin eski yönetimi o günlerde bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını söyledi.
Konu kapandı gitti!
Sonra gündemden düşüverdi.
Peki, son yıllarda karaciğer ya da böbrek nakli yapıldı mı?
Bu konuda yıllar önce var olan birikime ne oldu?
Örneğin, ‘hadi nakil yapılacak' dense yeterli uzman kadro var mı?
Şehir Hastanesi'nde de bu alanda çalışmalar vardı, ne oldu?
Erciyes'te uzmanlaşamayınca, personeli uzmanlaştırmak için çareyi başka illerde de aradık…
İyi de uzmanlaşabildik mi?
Elimizdeki uzmanlaşmışları tutabildik mi?
******
Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Zeki Yılmaz da açıklamıştı, tablonun bir başka acı yüzünü.
Ve demişti ki, Kayseri meydanında, “Türkiye'de 59 vilayette beyin ölümlü hastaların organları bağışlanıyor. 22 vilayette ise organ bağışı yapılmıyor, bunlardan birisi de Kayseri'
Bu da sorunun başka yönü…
Dinen sakıncası da yok, ama bağışta da durum SOS. veriyor.
Ve son 10 yılda organ nakli bekleyen hasta sayısı 2,5 kat artıyor.
Haliyle üniversitelere çok iş düşüyor.
Şimdi, biz organ nakli konusunda bir dönem ülkeye damgasını vurmuş, çalışmalarıyla örnek olmuş, ses getirmiş Erciyes Üniversitesi'nden bu alanda pes etmemesini ve yeniden eski günlerine dönmesini bekliyoruz.
Üniversitenin yeni yönetiminden nakil konusunu ‘rafa kaldıranlara' inat, gündeme taşımalarını bekliyoruz.
Ne rafı kardeşim, işten işin lafı bu denmesini istiyoruz.
Baksanıza İnönü Üniversitesine, nasıl da solladı bizi?
“İnönü Üniversitesinin Guinness hedefi : 5 canlı verici, 100'ün üzerinde personel” başlıklı bir haber ilişti gözüme…
Haberde, “İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Turgut Özal Tıp Merkezi, karaciğer naklinde gösterdiği başarılı çalışmalar sayesinde Guinness Rekorlar Kitabı'na girmeyi hedefliyor. Karaciğer Nakli Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sezai Yılmaz, başlayacak operasyonlar öncesi gazetecilere yaptığı açıklamada, aynı anda gelen ve acil olan 5 karaciğer hastasına nakil yapabileceklerini kamuoyu ile paylaşmak istediklerini belirtti. Enstitüde aynı anda 10 operasyonu yapabilecek teçhizata ve ameliyat ekibine sahip olduklarını aktaran Yılmaz, 'Bunları bir kez daha Türkiye ve dünya kamuoyuna duyurmak istedik. Bundan da ülkemiz adına son derece onur duyuyoruz.' ifadeleri yer alıyordu.
******
Gurur duyduk, imrenerek okuduk…
Gelinen noktada inanıyoruz ve asla umutsuzluğa kapılmıyoruz.
Yanlışlar yapılmış olabilir.
Birileri koltuğa, makama dalıp, misyonsuzluğa sebep olmuş olabilir.
Hatalardan ders çıkarılmamış olabilir, ama bir araştırma üniversitesi ünvanını alan Erciyes'e, bu alanda küllerinden yeniden doğmak yakışmaz mı?
Yani geçmişinde, özünde var olan bu gücü, birikimi geleceğe nakletmek yakışmaz mı?
Duyar gibiyim, elbette ki yakışır, yakışmaz mı?