Elitaş: Başvuruda olağanüstü bir artış var!

Kamu Denetçiliği Kurumuna baskı yapıldığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını dile getiren Elitaş, '190 bin müracaat olmuş, bunun 91.100'ünü sonuçlandırmış. 91.100'ünü sonuçlandıran bir Kamu Denetçiliği Kurumuna baskı yapılabileceğini, 'Şuna şöyle karar ver, şu şekilde ifade et.' denilebileceği durumu ifade etmek, bunu söylemek hakikaten doğru bir davranış şekli değildir' dedi.

TAKİP ET >>

AK Parti Kayseri Milletvekili ve aynı zamanda partisinin Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) Kamu Denetçiliği Kurumu, diğer adıyla “Ombudsmanlık” hakkında açıklama yaptı. Kurumla ilgili muhalefetin eleştirilerine de yanıt veren Elitaş, başvuru sayısındaki artışa da dikkat çekti.
“BAŞVURU SAYISINDA OLAĞANÜSTÜ ARTIŞ…”
Elitaş, şunları söyledi: 2012 yılındaki Anayasa değişikliğiyle birlikte Anayasa'nın 74'üncü maddesinden temel alan Kamu Denetçiliği Kurumunu yani halk arasında “Ombudsmanlık” diye, “halk hakemi” diye ifade edilen süreci başlatmış olduk. Kamu denetçilerinin seçimi iki müşterek komisyonun toplanmasıyla birlikte gösterilen adaylar arasından 4 kişinin seçilmesi, kamu başdenetçisinin ise Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilmesiyle devam eder. İlk kurulduğu 2013 yılında toplam 7.638 başvuru, 2016 yılında 5.519 başvuru, 2019 yılında 20.968 başvuru, 2020 yılında ise 90.209 olmak üzere toplam 179.744 şikâyet başvurusu almış ve bugün bunun yaklaşık 91.100'ü sonuçlandırılmış yani Kamu Denetçiliği Kurumu son yıldaki, 2020 yılındaki başvuru sayısının olağanüstü artışı dikkate alınmadığı takdirde bütün başvuruları hemen hemen zamanında yerine getirmiş. Şimdi, aslında burada incelememiz gereken, irdelememiz gereken Kamu Denetçiliği Kurumunun hangi usul ve esaslar çerçevesinde karar verdiği, “Kendisine nasıl başvurular yapılmış, ne şikâyetler dile getirilmiş, bu şikâyetleri hangi çerçevede incelemiş?” Kanun hükümleri veya kendilerine verilen görev çerçevesinde incelemiş mi incelememiş mi? Kamu Denetçisi olarak seçilmiş kişilerin, başlangıçta hangi siyasi partide görev aldıkları, hangi görevde bulunduklarıyla ilgili eğer ön yargıyla baktığımız takdirde bu ön yargı çerçevesindeki değerlendirmelerimiz yanlış sonuçlara doğru götürür. “Kamu Denetçiliği Kurumu aldığı kararlarda hakkaniyetli davranmış mı? Kişi haklarını gözetmiş mi? Kamu vicdanını yaralamış mı?” bunu değerlendirmemiz gerekir ama Sayın Başkan Şeref Malkoç'un Cumhurbaşkanı Danışmanı olması veya bir siyasi partide milletvekilliği yapması, Fatma Benli Hanımefendi'nin AK Parti Grubunda daha önceki dönemde milletvekili olarak görev yapması… O arkadaşlarımızın aldığı kararlar, kendilerine gelen dosyalar konusundaki verdiği kararları incelemek gerekir. Onları seçen kim? Türkiye Büyük Millet Meclisi müşterek komisyonu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu. Buradan “O milletvekillerini niye seçtiniz? Bunları niye seçmediniz? Ya, daha az AK Parti'li yok muydu?” ya da “Başka partilerden biri yok muydu?” diye ifade etmek sistemin ve kanunun ruhuna, anlayışına, içeriğine aykırı bir davranıştır. Şu anda bu sistem verilmiş mi? Verilmiş. Usulüne uygun yapılmış mı? Yapılmış. O arkadaşlarımızı kendi kimliklerinden dolayı, daha önceki yaşadıkları siyasi faaliyetlerden dolayı töhmet altında bırakarak, onların kararlarını yok sayarak onların yaptığı işleri siyasi bir davranış şeklinde göstermeye çalışmak doğru değil.
"BASKI YAPILIYOR İDDİALARI DOĞRU DEĞİL"
Kamu Denetçiliği Kurumuna baskı yapıldığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını dile getiren Elitaş, “190 bin müracaat olmuş, bunun 91.100'ünü sonuçlandırmış. 91.100'ünü sonuçlandıran bir Kamu Denetçiliği Kurumuna baskı yapılabileceğini, ‘Şuna şöyle karar ver, şu şekilde ifade et.' denilebileceği durumu ifade etmek, bunu söylemek hakikaten doğru bir davranış şekli değildir” dedi.

Bakmadan Geçme