EĞİTiM-SEN ŞUBE BAŞKANI 'DiREN MEHMET EREZ!'

TAKİP ET >>

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Silvan'da polisin ateşlediği gaz fişeğinin başına isabet etmesiyle yaralanan 10 yaşındaki Mehmet Erez için sokağa indi. Eğitim Sen Şube Başkanı Ulaş Apaydın, yaptığı açıklamada, “Silvan'da bir çocuk daha kanlar içinde yere yığıldı. Bedenine sığmayan kocaman bir yürek, bir kez daha devlet terörünün hedefi oldu!” dedi.

KESK'e bağlı sendikalar Eğitim Sen Şubesi önünde kitlesel basın açıklaması yaparak, Silvan'da polisin ateşlediği gaz fişeğinin başına isabet etmesi sonucu yaralanan 10 yaşındaki Mehmet Ezer'e destek oldu. KESK üyeleri, “Her yer Taksim her yer Silvan”, “AKP'den hesabı emekçiler soracak”, “Diren Mehmet Erez” şeklinde sloganlar attı. Eğitim Sen Şube Başkanı Ulaş Apaydın, yaptığı basın açıklamasında yaşananları devlet terörü olarak değerlendirerek, “Silvan'da bir çocuk daha kanlar içinde yere yığıldı. Bedenine sığmayan kocaman bir yürek, bir kez daha devlet terörünün hedefi oldu! Adı Mehmet Erez, daha 10 yaşında! Şimdi yoğun bakımda yaşam mücadelesi veriyor. Yok etmeye güdümlü devlet aklının her geçen gün şiddete daha fazla sarıldığı, devletin küçücük bedenler karşısında her gün daha fazla küçüldüğü, Gezi Direnişi sırasında Başbakan'ın ‘destan yazmakla' övündüğü polisin eline her gün daha fazla kanımızın bulaştığı bir dönemde; Mehmet Erez'in iradesini, kişiliğini hiçleştirerek, onu sadece küçük bir beden olarak gören yetişkinlerin ‘çocuklaşması'na da öfke duyuyoruz. Çünkü katilleri çok iyi tanıyoruz. Çünkü Türkiye'nin dört yanında devletin, salt bir şiddet tekelinden ibaretleştiği ve her geçen gün yeni canlar aldığı bir dönemden geçiyoruz. Çünkü demokrasi, eşitli ve özgürlük isteyenlere sokak dışında bir alan bırakmayan, en temel demokratik hakların kullanımını daha şiddetle bastırmaya kalkanların iktidarda olduğu bir ülkede yaşıyoruz!” şeklinde konuştu.

Mehmet Erez'in sağlığına kavuşması için dua ettiklerini belirten Apaydın, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Böylesi bir dönemde ‘çocukları öne sürenler' diye başlayan cümlelerin sahipleri iyi bilmelidir ki, bu dil: Polis şiddeti sonucunda hayatını kaybeden Berkin Elvan'ın annesini meydanlarda yuhalatacak kadar insanlıktan çıkanların; ‘Çoluk çocuk demeden gereği yapılacak' diyenlerin katliamlarını görmezden gelenlerin; Siyasi rant ve iktidar dışında bir şey görmeyenlerin; Kısaca her konuştuklarında ağızlarından ‘kin ve nefret' sözcükleri dökülenlerin dilidir! İşte bu nedenledir ki, bugün toplumsal barıştan, eşitlikten ve özgürlükten yana olan her yürek, kendi dilince, kendi inancıyla Mehmet Erez için dualarını, hızla iyileşmesini dileklerini paylaşıyor ve diren Mehmet Erez diyor!”

Bakmadan Geçme