"DURSUN DURSUN!"

TAKİP ET >>

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 2014 Mart'ında yapılacak yerel seçimlerde, MHP'nin Pınarbaşı Belediye Başkan adayının Dursun Ataş olduğunu açıkladı. Pınarbaşı'nın kuruluşunun 150. yılı etkinliklerine katılan Bahçeli, yerel seçimlerin önemine dikkat çektiği konuşmasının sonunda, Ataş'ın adaylığını bir zamanlar Beşiktaş tribünlerinden yükselen, ‘Seba gitsin, Ahmet Dursun' sloganını anımsatan, “Dursun, dursun diyorum” sözleriyle açıkladı. Konuşmasında Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarını sert sözlerle eleştiren Bahçeli, “Türkiye'nin başına gelebilecek en büyük musibet ayan beyan ortadadır ki; bu da AKP'den başkası değildir” diye konuştu.

Pınarbaşı'nın kuruluşunun 150. yılı etkinliklerine katılmak için kente gelen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi yüzlerce partili kentin girişindeki zabıta noktasında karşıladı. Bahçeli'yi MHP İl Başkanı Mete Eke, Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ve MHP MYK Üyesi Mustafa Eraslan'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda partili karşılarken, partililerinin Bahçeli'nin elini öpmek için metrelerce uzunluğunda sıra oluşturdukları gözlendi. Açıklama yapmadan, onlarca araçtan oluşan konvoyla Pınarbaşı'na hareket eden Bahçeli, Pınarbaşı Belediyesi'ni ziyaretinin ardından, onuruna düzenlenen Cirit Milli Takımının gösterilerini izledi. Cirit gösterisinin ardından Bahçeli, alkışlar ve sloganlarla Mesire Alanı'ndaki törenlere katıldı.

Törende konuşan Pınarbaşı Belediye Başkanı Dursun Ataş, kısıtlı imkanlarla çalışmak zorunda kaldıklarının ancak seçim vaatlerinde ne varsa kat be kat fazlasını yaptıklarını vurguladı.

Ataş'ın konuşmasının ardından vatandaşlara seslenen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Pınarbaşı ve Pınarbaşı Belediye Başkanı Dursun Ataş'dan övgü ile söz ederek, “Partimizi en iyi şekilde temsil eden, hedef ve ilkelerimizi Pınarbaşı'nın her köşesine taşıyıp tebliğ eden il ve ilçe başkanımız başta olmak üzere, tüm dava arkadaşlarıma takdir ve tebriklerimi iletiyorum. Pınarbaşı'nın büyümesi ve güçlenmesi için katkı veren herkese şükranlarımı sunuyorum.

İçinden çıktığı bu kadim şehri unutmayan, her fırsatta fedakarlığını gösteren, hizmet yarışında üzerine düşen sorumluluğu yerine getiren, atalarını ve anılarını unutmayan her Pınarbaşılı kardeşimle iftihar ediyorum” dedi.

Pınarbaşı'nın bin yıllık kardeşlik hukukunun tanığı olduğunu belirten Bahçeli açıklamasını şöyle sürdürdü: “Burada ayrımcılıktan ve ayrılıktan eser yoktur. Burada kavganın, küslüğün ve kutuplaşmanın izi yoktur, inşallah da olmayacaktır. Pınarbaşı 1,5 asırdır barış ve dostluk vahası, uzlaşma ve yardımlaşma vadisi, işbirliği ve yakınlık vizyonu haline gelmiştir. Kökeni, mezhebi ve anasının dili ne olursa olsun, Pınarbaşılı her kardeşim bir olmuş, birlik pınarından beraberce ve kana kana içmiştir. Türk milletinin en güzel hasletleri, en güzel adetleri ve en güzel vasıfları Pınarbaşı'nda toplanmış, Pınarbaşı'nda buluşmuştur. Bunlar ilçemize ruh vermiş, canlılık ve cesaret kazandırmış, daha da önemlisi ufkunu aydınlatmıştır. Bu itibarla Pınarbaşı'yla ne kadar övünsek azdır.

“TÜRK MİLLETİ'NİN İSTİKBALİ OYLANACAK”

Konuşmasında 2014 Mart'ında yapılacak seçimlerin önemine dikkat çeken Bahçeli, şunları söyledi: “Türkiye'nin önünde üç önemli siyasi dönüm noktası vardır. Bunlardan birincisi, 30 Mart 2014 tarihinde yapılacak olan Mahalli İdareler Seçimleridir. İkincisi 28 Ağustos 2014 tarihinde gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanlığı Seçimidir. Üçüncüsü de normal zamanı 2015 yılının Haziran ayı olan Milletvekilliği Genel Seçimleri'dir. Şunu unutmayınız ki, Mahalli İdareler Seçimleri'nde yalnızca belediye başkanı, belediye meclis üyeleri, il genel meclis üyeleri ve köy muhtarları seçilmeyecektir. Hepsinden önemlisi Türkiye'nin kaderi, Türk milletinin istikbali oylanacaktır.

Sandıkta nasıl bir Türkiye istendiği de belirginlik kazanacaktır. Vahamet tanımının bile artık yeterli olmadığı bugünkü ülke gerçeğinin değişmesi ve siyasi iktidarın uyarılması için 30 Mart 2014 tarihi demokratik bir fırsattır. AKP hükümetinin frensiz, şuursuz ve kontrolsüz gidişatını engellemek için önümüzde tarihi bir imkan durmaktadır. Mahalli İdareler Seçimlerinde; ya AKP ihtar edilecek, iktidarı kaybedeceğinin mesajı verilecektir. Ya da Türkiye zulme, bölünmeye, yoksulluğa, istismara ve binbir türlü ayak oyunlarına boyun eğecektir. Ya Başbakan Erdoğan ve terörist dostları kenara çekilecektir.Ya da Türk milleti kanlı bir kavganın tam ortasına savrulacaktır.Ya eşkıya kaybedecek, yıkım ve çözülmeye dur denilecektir. Ya da Pınarbaşılı kardeşim ve topyekûn Türk milleti perişanlıkla ve çöküşle tanışacaktır.”

“KANDİL ÇETESİ VATANDAN PAY İSTEMEKTEDİR”

AKP Hükümetinin uyarılması gerektiğinin altını çizen Bahçeli, PKK'nın ordu kurmakla meşgul olduğunu ve vatandan pay istediğini belirterek, “Artık bugünkü şartlarda tüm taraflar belli olmuştur. Bir tarafta İmralı canisi, BOP eşbaşkanı ve küresel kanlı hesaplar vardır. Diğer yanda milliyetçi-vatansever Türkiye sevdalıları bulunmaktadır. Bir tarafta zalimler, müzakereciler, kan tutkunları, caniler, sömürgecilerin lehine iştahla hizmet eden işbirlikçi hainler vardır. Diğer tarafta vatanım, milletim, bayrağım ve bağımsızlığım diyen yüce gönüllü millet evlatları bulunmaktadır. Bir tarafta AKP, PKK, BDP, peşmerge, İmralı canisi ittifak halindedir.

Diğer tarafta Milliyetçi Hareket milletiyle iç içedir. Bayrağın inmemesi için Mahalli İdareler Seçimleri AKP açısından sonun başlangıcı olmalıdır. Türk milletinin etnik ve mezhep temelinde birbirine düşmemesi için Mahalli İdareler Seçimleri AKP'nin bitişini müjdelemelidir. Kaybedecek zamanımız yoktur. Tahammül ve sabır göstereceğimiz hal kalmamıştır. İhmalle, kayıtsızlıkla, duyarsızlıkla geçireceğimiz en ufak bir an bile hüsranımızı katlayacak, varlığımıza kast edecektir. Ülkemizi çok kötü bir şekilde yöneten, her alanda tel tel dökülen AKP hükümeti gelecek yıl ki seçimlerde uyarılmalıdır.

Bu artık bir beka meselesidir. Milli güvenliğimiz, milli kimliğimiz ve milli varlığımız buna bire bir bağlıdır. Türkiye PKK'ya teslim edilmeden AKP sandıkta yenilmelidir. Bunu da önce AKP'li kardeşlerim yapmalıdır. İmralı canisi özgürlüğüne kavuşmadan Başbakan demokratik yollar aracılığıyla koltuğundan indirilmelidir. Görüyorsunuz PKK sözüm ona ordu kurmakla meşguldür.

Terör örgütü elebaşları profesyonel gerilla oluşturmaktan bahsetmektedir. Ve pazarlıklardan nemalana nemalana sözde askeri akademiler kurduklarını itiraf etmektedir. AKP hükümeti PKK'yı beslemekte, silahını temizlemesi ve saldırılarını büyük çapta gerçekleştirmesi için her türlü yardım ve yataklığı yapmaktadır. Kandil çetesi vatandan pay istemektedir. Kandil çetesi milletten hisse kapmanın derdindedir. Kandil çetesi parçalanmamızı ümit etmektedir. Hatta Kandil çetesi Türkiye'nin tamamına gözünü dikmiş durumdadır. Bunların hepsinde de Başbakan ve hükümetinin parmak izi, teşvik edici ve özendirici tavrı vardır. Tehditler aşırı şekilde keskinleşmiştir. Tehlikeler aşırı ölçüde tırmanmıştır. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, bin yıllık kardeşlik bilinci kurban edilmek, bozulmak ve sakatlanmak üzeredir” dedi.

!EN BÜYÜK MUSİBET AKP'DİR!”

AKP'nin iç politikada iflas etmekle kaymayıp dış politikada da Türkiye'nin başının öne eğdirildiğini belirterek, şunları söyledi: “Dikkat ediniz, Türkiye'nin etrafı ateş çemberindedir. Tüm komşu ülkelerle gerilim hat safhadadır. AKP hükümeti dış politikada başarısızdır. Model ülke olarak övülen, Ortadoğu'ya, Kuzey Afrika'ya ve Arap alemine örnek gösterilen Türkiye'nin yerinden yeller esmektedir. AKP hükümeti Batı'nın planlarına uyduluk yaptıkça, kanlı projelerin peşine düştükçe Türkiye'nin imajı zedelenmiş, inandırıcılığı yıpranmış ve sözü ciddiye alınmamıştır. Bu hepimiz için yürek parçalayıcı da olsa acı bir gerçektir. Hükümet sorumsuzca, düşüncesizce, milli vicdanlardan uzaklaştıkça ülkemizi; Suriye'yle düşman etmiştir. Irak'la arasını açmıştır. İran'la karşı kutuplara çekmiştir.

Lübnan'la ihtilaflı hale getirmiştir. Mısır'la küstürmüştür. AKP iç politikada iflas etmekle kalmamış, dış politikada da başımızı eğmiştir. Bu kapsamda, sonu hüsran olacak tüm adımlardan fayda ve menfaat ummuştur.Tüm tezleri çökmüş, tüm öngörüleri sapmış, tüm iddiaları batmış ve tüm hedefleri yerle bir olmuştur.Kaçakçı görünümlü terörist gruplar sınırlarımızda Türk devletine kafa tutan ve silah doğrultan bir aşamaya bile gelmiştir.Sınırlarını koruyamayan bir ülke haline sürüklenmenin utanç ve vebali elbette hükümetin sırtındadır.Değişik terör gruplarıyla düşüp kalkmanın, özellikle Esad rejimini devirmek amacıyla el birliği yapmanın onursuzluğu da hükümete ait olacaktır.

Ne acıdır ki; Türkiye her alanda açık vermektedir. Türkiye her alanda tökezlemektedir. Türkiye her tarafta taviz vermektedir. Teslimiyetin dozu, zilletin derecesi, zayıflığın ölçüsü telafisi güç seviyelere gelmiştir. Maalesef kaybeden ülkemizdir. Üzülen ve kahrolan milletimizdir. Başbakan'a baksanız her şey iyi gitmektedir. Hükümet üyelerine baksanız ülkemiz güvenli ve refah içinde yüzmektedir. Tek sorun tencere tava çalanlar, tek suçlu faiz lobisi, tek kusurlu başarımızı istemeyen meçhul mihraklardır. Görüldüğü kadarıyla, Başbakan Erdoğan basiretini yitirmiştir.Demokrasiyle yollarını bir daha çakışmayacak şekilde ayırmıştır.Teröriste yumuşak, bölücüye munis, küresel emperyalizme suskun olan Başbakan; bunlar dışında herkese haşin, hırçın ve kırıcıdır.Bu zihniyet başına buyruktur.Gerçeklerden tamamen kopmuştur.Türkiye'yi ne hallere düşürdüğünü, nasıl bir kördüğümün içine soktuğunu köşe bucak kaçarak itiraf edememektedir.Bölücüler dikleşirken, Başbakan dik durmakla övünmektedir.PKK adeta; “öldürürüm, kurşunlarım, mayınlarım, bombalarım” dedikçe, Başbakan tozpembe hayallerle insanımızı kandırmakta, oralı bile olmamaktadır. Türkiye'nin başına gelebilecek en büyük musibet ayan beyan ortadadır ki; bu da AKP'den başkası değildir. Mahalli İdareler Seçimleri bu kiri, bu belayı ve bu yanlışı mutlaka bertaraf etmelidir. Bunu da yapacak şüphesiz sizlersiniz. Türkiye'ye sahip çıkacak sizsiniz. Pınarbaşı dün bunu yaptı. Allah'ın izniyle yakın zaman içinde bir kez daha yapacaktır.

“DURSUN, DURSUN!”

Konuşmasında Mısır'da yaşanan gelişmeleri de değerlendiren MHP Genel Başkanı, Mısır'da can pazarı yaşandığını vurgulayarak, yaşanan vahşete sessiz kalmanın iştirak etmekten farksız olduğunu görüşünü dile getirdi.

Konuşmasının sonunda Pınarbaşı Belediye Başkanı Dursun Ataş'ın çalışmalarından bir kez daha övgü ile söz eden Bahçeli, bir zamanlar Beşiktaş tribünlerinde yankılanan ‘Seba gitsin, Ahmet Dursun” sloganını anımsatan bir çıkışla, “Dursun, Dursun!” diyerek, 2014 Mart'ın da yapılacak yerel seçimlerde Ataş'ın yeniden partilerinin adayı olduğunu kamuoyuna duyurdu.

Bahçeli'nin konuşmasının ardından Pınarbaşı Belediye Başkanı Ataş, günün anısına Bahçeli'ye Ülkü Çeşmesi'nin maketini hediye etti.

Murat Kekili konserini izleyen Bahçeli, TBMM Meclis Danışmanı ve Ortadoğu Gazetesi yazarı İsmail Özdemir'in düğün törenine katılmak için ilçeden ayrıldı. HABER: NEJDET KALA

Bakmadan Geçme