Dursun Ataş: Her kurumdan çıktı, iktidardan FETÖ'cü çıkmadı
İYİ Parti Kayseri Milletvekili Dursun, Ataş, “Suriyeliler her aybaşı hiçbir emek sarf etmeden ATM'lere gidip parasını çekiyor, yardımlaşma fonlarından kömürünü ve gıdasını alıyor. Kısacası, yardımlar ve hoşgörü Rabia işareti yapana var, bozkurt işareti yapana yok” dedi. FETÖ konusunda da açıklama yapan Ataş, “Her kurumda, her yerde FETÖ çıktı, ne hikmetse FETÖ'nün kurumlara sızmasına göz yuman siyasi iktidardan hiçbir FETÖ'cü çıkmadı.” ifadelerini de kullandı.
İYİ Parti Kayseri Milletvekili Dursun, Ataş, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı'nın çalışmalarını ve bütçesini değerlendirdi.
Bu kurumların daha önce Başbakanlığa bağlıyken Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle 2018 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlandığını ifade eden Ataş, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı yurt dışındaki vatandaşlarımız, kardeş topluluklarımız ile Türkiye'de öğrenim gören uluslararası burslu öğrencilerimize yönelik çalışmaları koordine etme, bu alanda verilen hizmetleri ve yapılan faaliyetleri geliştirmek üzere 6 Nisan 2010 tarihinde kurulmuştur. Kurumum 2019 yılı bütçesi önceki yıla göre yaklaşık yüzde 13 artırılarak 321 milyon 46 bin TL olarak hazırlanmıştır. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı çok ciddi ve önemli bir çalışmalar yapması gerekirken mezun gecesi, gezi düzenlemek ve burs vermenin ötesine geçememiştir. Çin Seddi'nden Avrupa'ya kadar Türklerin binbir türlü problemi varken bu kurumun bu kadar sessiz ve pasif kalması düşündürücüdür. Dışişleri Bakanlığının görev alanına giren böylesi önemli bir konu başkanlık seviyesinde düşünülmüş olup kurum Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlanmıştır. Dışişleri Bakanlığının on altı yıllık başarısızlığı dikkate alındığında iktidarın böyle bir yola gitmesini anlıyoruz. Ancak, görülmektedir ki Yurtdışı Türk ve Akraba Toplulukları Başkanlığı da en az Dışişleri Bakanlığı kadar kötü yönetilmektedir.” diye konuştu.
“SURİYELİLER HER AY BAŞI HİÇBİR EMEK SARF ETMEDEN ATM'LERE GİDİP PARASINI ÇEKİYOR”
“Türkiye'de milyonlarca Suriyeliye milyarca dolar harcanmıştır” diyen Ataş, “Yardımlar ve hoşgörü Rabia işareti yapana var, bozkurt işareti yapana maalesef ki yok.” dedi. Ataş, şu ifadeleri kullandı, “Filistin ve Arap ülkeleri mevzu bahis olduğunda yüksek tonda konuşan iktidar Çin'in zulüm altında yaşayan Doğu Türkistan'daki soydaşlarımızla alakalı tek bir cesur açıklama yapamamıştır. Musul ve Kerkük'te, Suriye'deki iç savaştan en ağır bedeller ödeyen Türklere maalesef ki kayıtsız kalmıştır. Yoksa Türkmenler Türk diye ümmetten sayılmamakta mıdır? Putin'in Kırım'ı işgal etmesi sineye çekilmiştir. Çin zulmünden kaçan Uygur Türkleri günlerce havaalanında bekletilmiştir. Türk vatandaşı Uygurların Doğu Türkistan'la ilgili faaliyetlerine yasak getirilmiştir. Irak'tan, Suriye'den gelen Türkmenler bin bir sıkıntı içerisindeyken milyonlarca mülteci ellerini kollarını sallaya sallaya Türkiye'de dolaşıp her türlü hizmetten parasız yararlanmaktadır. Suriyeliler her aybaşı hiçbir emek sarf etmeden ATM'lere gidip parasını çekiyor, yardımlaşma fonlarından kömürünü ve gıdasını alıyor. Kısacası, yardımlar ve hoşgörü Rabia işareti yapana var, bozkurt işareti yapana maalesef ki yok. Öncelikle, Türk kimdir, bunu kavramanız gerekmektedir. Türk, çağ açan Fatih'tir, hesap kapatan Mustafa Kemal'dir.”
“RAHİM CAVADBEYLİ'YLE İLGİLİ KILIMIZI KIPIRDATMIYORUZ”
Yazar Rahim Cavadbeyli'yi de günde getiren İYİ Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş, “Amerika papazı için ayağa kalkıyor, bizse Türk düşünür ve yazar Rahim Cavadbeyli'yle ilgili kılımızı kıpırdatmıyoruz. Cavadbeyli, dört yıldır Türkiye'de güven içinde yaşıyordu, üstelik, Birleşmiş Milletler mültecilik statüsü taşıyordu. 2 Ağustos 2018 Perşembe günü sorgusuz sualsiz gözaltına alındı, İran'a iade edilmek üzere Van ilinde bekleme kampına konuldu. İktidar ilkel ve zor şartlar altında Cavadbeyli'yi tutuyor. İran'a gönderildiği takdirde ne olacağı belli ve şimdi, oraya gönderilme tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Yani Cavadbeyli “Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya.” Rahim Cavadbeyli bir Azerbaycan Türkü'dür, Türk'ün şefkatini görmeye hakkı vardır.” şeklinde konuştu.
“ÜLKEMİZDE AĞIR BİR EKONOMİK KRİZ YAŞANIRKEN HARCAMALAR NEREYYE GİDİYOR”
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığını yani TİKA'nın 1992 yılında kurulduğunu anlatan Ataş, Meclis'te de gündeme getirdiği konuyla ilgili olarak, “Yurt dışındaki soydaşlarımıza ayrılan bu bütçeyi biraz da gerçek sahiplerine harcayın” çağrısı yaptı. Ataş, şöyle konuştu, “İlk başta yapılan yerinde yardımlar sonradan kimlere gittiği belli olmayan uzun soluklu projelere dönüşmüştür. 2019 yılı bütçesi 2018 yılına oranla yaklaşık yüzde 50 artırılmıştır. Diğer kurumlarda artış oranı bu seviyede değilken buradaki artış merak konusudur. Ülkemizde ağır bir ekonomik kriz yaşanırken harcamaların nereye ve ne şekilde gittiği daha da önem kazanmaktadır. Çiftçimiz darboğazdayken, geçim sıkıntısı yüzünden her gün birçok işçimizin intiharın eşiğine geldiği bu günlerde bütçe artırmak yerine bütçenin tasarruf yaparak azaltılması gerekmekteydi.”
“HER KURUMDA, HER YERDE FETÖ ÇIKTI, NE HİKMETSE SİYASİ İKTİDARDAN FETÖ'CÜ ÇIKMADI”
Yurt dışında faaliyet gösteren kurumların etkin çalışmadığını savunan Ataş, FETÖ'ye atıfta bulunarak, “Yurt dışında faaliyet gösteren bu kurumlarımız bilerek ve isteyerek etkin kılınmamıştır ya da FETÖ tarafından etkin kullanılması sağlanmıştır. Bu kurumların harcamaları kim tarafından yapılmaktadır? Harcamaların nereye yapıldığı belli değildir, faaliyetlerini takip eden yok, hesap sorabilecek hiçbir delikanlı da yok. FETÖ'nün dünyadaki etkili olduğu üç bölgeye dikkat edin, Orta Asya, Balkanlar ve Afrika'dır. Bu üç bölgede de TİKA kritik görevler üstlendi. Adalet, emniyet, ordu; devletin bütün kurumları gibi bu kurumlarımız da Pensilvanya'ya, FETÖ'ye teslim edildi. Bu kurumlar sayesinde FETÖ her yere ulaştı, ‘Türkçe Olimpiyatları' adı altında Türk'ün adını batırdı. Her kurumda, her yerde FETÖ çıktı, ne hikmetse FETÖ'nün kurumlara sızmasına göz yuman siyasi iktidardan hiçbir FETÖ'cü çıkmadı. Milliyetçiliği seçimden seçime iç siyaset malzemesi hâline getiren iktidarın dışarıda ise Türklerin yüzüne bakmadığı ortadadır. Ne zaman seçim olsa ‘tek millet' söylemleri meydanlarda yerini almaktadır. ‘Tek millet' dedikleri hangi millettir? Türkiye Cumhuriyeti Devleti dünyadaki soydaşlarına karşı tarihî bir sorumluluk içerisindedir, bu tarihî sorumluluğu iktidar kumpasçılarla ve Oslo'daki ihanet şebekeleriyle yok saymıştır.” Haber: Cafer ZENGİN