DOĞUM EVİN'DE ENGELLİ 4 SANTRAL MEMURU ÇALIŞTIKLARI ODAYI ŞİKAYET ETTİ
KAYSERİ Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'nde santral memuru olarak görev yapan 4 engelli vatandaş çalışma koşullarının sağlıksız olduğu gerekçesiyle kuruma çalıştıkları odadan şikayetçi olduklarını belirtti. Küçük, havalandırması olmayan, tuvalet ve çamaşır suyu kokan bir santral odasında günde 8 saat aralıksız çalıştıklarını ifade eden engelliler, sık sık hastalandıklarını belirterek, bu konuda Avukat Abdurrahman Taşçı ile birlikte haklarını arıyor. Kurum şikayetlerin yer aldığı yazılı taleplerine cevap vermezse yakın zamanda konu yargıya taşınıyor.
Kayseri Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'nin santral odasında çalışan engelli personel sağlıklarının tehlikede olduğunu öne sürerek bu konuda hukuk mücadelesi başlattı.
Konuyla ilgili olarak hastane yönetimine şikayette bulunan personeller, havalandırması olmayan bir odada günde 8 saat aralıksız çalıştırıldıklarını belirterek, çalışma koşullarının düzeltilmesi talebinde bulundu. Bu konuda engelli personelin hukuk mücadelesini sürdüren Avukat Abdurrahman Taşçı, müvekkillerinin talebinin ardından, işyerinin kusurlu sorumluluğundan kaynaklanan, çalışma şartlarının bozukluğu, mobbing ve engelli ayrımı yüzünden müvekkillerinin fizyolojik ve psikolojik rahatsızlıklar yaşadığını belirtti. Bu konuda şikayetlerini yaptıklarını ve 60 gün içerisinde yönetimin düzenleme yapmaması halinde konuyu Kayseri İdare Mahkemesine taşıyacaklarını ifade eden Taşçı, “Bir müvekkilim geçirdiği ciddi kalp rahatsızlıkları yüzünden 100 bin TL manevi, 900 TL maddi olmak üzere toplam 100 bin 900 TL, diğer engelli ayrımcılığına ve mobbinge maruz kalan 3 müvekkilim için de 15'şer bin TL manevi tazminat talep etti.” dedi.
“SANTRAL ODASININ HAVALANDIRMASI YOK, TUVALET VE ÇAMAŞIR SUYU KOKUYOR”
Müvekkillerinin çalışmakta olduğu Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği'nin santral odasının sağlıklı olmadığını belirten Taşçı, şöyle konuştu: “Santral odası, içerisindeki tuvalet ile birlikte yaklaşık 12 metrekare. Havalandırma sistemi olmadığı gibi açık havaya açılan penceresi de mevcut değil. Bunun yanında santral odasının tek penceresi, kurumda bulunan ‘Anne Otelin'e açılmakta olup pencerenin hemen yanında ‘Anne Otelinin' tuvaleti ve çamaşır odası bulunuyor. Bu nedenle santral odasına devamlı çamaşır suyu ve tuvalet kokusu geliyor. Pencere kapatıldığı zaman da oda aşırı derecede sıcak ve havasız oluyor. Müvekkillerim, bu odada aralıksız günde 8 saat çalışıyor, hatta yemek ve tuvalet ihtiyaçlarını dahi oda içerisinde karşılıyorlar. Santral odasında bulunan tuvaletin de havalandırması yok. Havalandırma amacı ile açılmış olan delik de betonla kapatılmış.”
“MÜFETTİŞ DE ENGELLİ PERSONELİ HAKLI BULMUŞ”
Bu konuda engelli personelin Kayseri Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü'ne 24 Şubat 2015 tarihinde başvuruda bulunduğunu da anlatan Taşçı, bu başvurunun ardından kurumdan müfettiş görevlendirildiği ve müfettişin de hastanedeki santral odasında inceleme yaptığını söyledi. Taşçı, “26 Mart 2015 tarihinde bu konuyla ilgili ilk şikayeti yapan müvekkilimin ifadesi alınmış, akabinde müfettiş tarafından yerinde inceleme de yapılmış ve sorumlularla görüşülmüş. Buna ilişkin tutanakta müvekkilimin çalıştığı santral odası ile ilgili değerlendirmeler yapılmış ve klinik sorumlusu tarafından hastaneye 2015 yılı içerisinde iki katlı prefabrik ek bina yapılacağı, santral odasının bu yapı içerisine alınacağı ve prefabrik yapı inşa edilene kadar odaya havalandırma sistemi kurulacağı taahhüdü de tutanağa girmiştir. Bunun yanında müfettişin incelemeleri sonrasında, Kayseri Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü tarafından müvekkilime Temmuz 2015'te konunun incelendiği, işyerinde yapılan ayrıntılı inceleme ve değerlendirmede şikâyet konusu olan temiz hava girişi olmayan oda geçerli ve haklı bir şikâyet olarak kabul edilmiş. Sonrasında hastane yetkilileriyle yapılan görüşmelerde de sorunun çözümü için olumlu yanıtlar alınmış ve tespit edilen mevzuata aykırılıkların giderilmesi yönünde gerekeni yapılacağına yönelik de beyandan bulunulmuş. Yani müfettiş de çalışma koşullarının uygun olmadığı yönünde görüş belirtmiş. Ancak aradan geçen 1 yıla rağmen henüz adım atılmış değil. Bu konuda çalışma yapılmış değil.” diye konuştu.
“ÇALIŞANLAR CİDDİ SAĞLIK SORUNLARI İLE KARŞI KARŞIYA”
Hastane yönetiminin geçici havalandırma sözü verdiğini ancak bu sözü de yerine getirmediğini belirten Avukat Taşçı, bu süreçte bir müvekkilinin ciddi sağlık sorunları yaşadığını belirterek, şöyle konuştu: “Bu aşamada müvekkil defalarca çamaşır suyu ve tuvalet kokusundan dolayı acil servislere kaldırılmak zorunda kalmış, 37 gün boyunca işe gidemediği gibi sağlığından olmuştur. Ayrıca müvekkilim, Koroner Arter teşhisi ile hastaneye kaldırılmış ve bu kalp rahatsızlığı nedeni ile zorunlu istirahat raporu almıştır. Müvekkilin kalp rahatsızlığı kendisinin beyanları ve bu konuda aldığı rapor ile kurum yetkilileri tarafından bilinmektedir. Bir sağlık kurumunda kalp rahatsızlığı olan çalışanı 8 saat boyunca havalandırmasız, kötü kokan ve aşırı sıcak ortamda tutmanın sakıncalarını kurumunuz yetkililerinin bilmemesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Son olarak aynı müvekkilim, çalışmakta olduğu santral odasının içerisinde 7 Mart 2016 tarihinde mevcut olumsuz çalışma şartlarından dolayı fenalaşarak kalp krizi geçirmiştir. Bundan dolayı kaldırıldığı hastane, müvekkilin 1 ay zorunlu istirahatini uygun bulan heyet raporu da düzenlemiştir. Çalışma şartlarının, engelli vatandaşlarımızı hayati tehlikeye atacak ve onarılması imkânsız kalıcı fizyolojik hasarlar bırakacak derecede zorlu olması, kurumun resmi taahhütlerine rağmen 1 yılı aşkın süredir kayıtsız kalması gibi psikolojik baskı ile de bu insanlar stres altında bırakılıyor. Bu mobbing ve fütursuzca yapılan bir engelli ayrımcılığıdır. Kurum kusurludur, gereğini yapmalıdır.”
“BİZ TÜM ENGELLİLER İÇİN BU MÜCADELEYE BAŞLADIK”
Engellilerin hayatlarının kurumda kolaylaştırılacağına, zorlaştırıldığını öne süren Taşçı, “ Biz bu konuda gerekli çalışmaların yapılması için hukuk mücadelemizi sürdürüyoruz. Maddi ve manevi tazminat talepleri sadece sembolik. Bu gibi durumlar bir daha yaşanması diye gayret gösteriyoruz. Şuan 4 personelin başlattığı hukuk mücadelesi var. Biz tüm engelliler için bu yola çıktık. Caydırıcı bir karar alınması için çalışıyoruz. Bunun yanında haklarını aradılar diye bazı engelli personele 24 saat nöbet yazmak, bu konuda baskı oluşturmak da etik değil. Bu insanlar sadece önlerindeki engellerin kaldırılmasını yani iyi koşullarda çalışmak istiyor. Görme ve bedensel engelli olan bu insanlar, kurum evlerine yakın olduğu orayı tercih ediyor. Zaten dışarıda hayat onlar için zor. Bu çerçevede dilekçemizi kuruma 4 Nisan 2016 tarihinde teslim ettik, eğer ret cevabı gelirse ya da 60 gün içerisinde cevap verilmezse idari yargıya başvuracağız.” şeklinde konuştu.
Haber/Foto: Ruhsar AKTAŞ-Cafer ZENGİN