Doç. Dr. Özgen: 'Batı'dan etkilenen 'değerler eğitimi' dersi amacına ulaşmıyor'
Okullardaki ‘değerleri eğitimi' dersinin amacına ulaşmadığını belirten Doç. Dr. Mehmet Kasım Özgen, “Batı'dan etkilenerek ve milyarlar harcayarak değerler eğitimi dersi veriliyor ama sonuç olarak bundan istifade edilemiyor” dedi.
Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi ve 'Mutluluk', 'Mutluluk Problemi' ile 'Farabi'de Mutluluk Ahlak İlişkisi' kitaplarının yazarı Doç. Dr. Mehmet Kasım Özgen, 2017 yılında okullarda müfredata giren ‘değerler eğitimi' dersinin, beklenen amaca ulaşmadığını ifade etti. Bu durumu, Batı'dan alınan ‘değerler eğitimi' kapsamında öğretilen ahlak anlayışının milli-manevi değerlerle uyuşmamasına bağlayan Özgen, “Gençliğimiz erdemler ve milli-manevi değerlere sahip çıkma konusunda hassas. Ama bu yeterli değil. Onu bilince, eyleme dönüştürmemiz gerekiyor. Örneğin okullarda değerler eğitimi dersi veriliyor. Bunun için çok para harcanıyor ama beyhude. Çünkü öğrencilere sürekli olarak ölçülü ol, erdemli ol, şunları yap deniliyor ama onları neden, niçin yapmaları gerektiğiyle yani hikmet felsefesiyle ilgili bir bilinç verilmiyor. Batı'dan etkilenerek ve milyarlar harcayarak değerler eğitimi dersi veriliyor ama sonuç olarak bundan çok istifade edilemiyor” diye konuştu.
'Batı'nın erdem ahlakı hikmet ahlakına göre eksik kalıyor'
‘Değerler eğitimi' dersi kapsamında verilen erdem ahlakının, Ahmet Yesevi'nin felsefesinde ortaya çıkan ‘hikmet ahlakı'na göre yetersiz kaldığını ifade eden Özgen, “Erdem ahlakında kişi ölçülü olursa istediğini yapabilir. Ama özellikle Ahmet Yesevi'nin ortaya koyduğu hikmet felsefesi ya da hikmet ahlakıyla kast edilen yapıp ettiğimiz davranışların nedeni sormadan harekete geçmemeyi tavsiye eder. Batı'nın ahlakı erdem ahlakına dayanır, biz de ondan çok etkilenmişizdir. Doğrudur, erdem fazilettir, iyidir, yetkinliktir. Ama yeterli değildir. ‘Niçin bunu yapmalıyım?' sorusuna tatminkar bir cevap alabiliyorsan bu durumda hikmet ahlakını yerine getirmiş oluyorsun” dedi.
'Ahlakın olmadığı toplum düşünülemez'
Ahlakın soyut bir kavram olarak algılanmasının yanlış olduğunu vurgulayan Özgen, iki kişinin bir araya gelmesinden itibaren ortaya çıkan ahlaki değerlerin, toplumların oluşması, özgür, iyi ve mutlu olmak için ön şart olduğuna dikkat çekti.
'Din ve ahlak arasında önemli bir bağ var'
Öte yandan, din ve ahlak arasında önemli bir bağ olduğunu dile getiren Özgen, bazı durumlarda dindar olmanın istenmeyen biçimde ahlaksızlığa da yol açtığını söyledi. Özgen, “Ahlakın dinle bağlantısı iki açıdan çok önemlidir. ‘Tanrı'nın rızasını almak için bunu yapıyorum' demek ahlaki özneyi bilinçlendirir. Ama dezavantajı da, ‘Ben dindarım öyleyse ahlaklıyım, namaz kılıyorum öyleyse istediğimi yapabilirim' düşüncesidir. Bu da istenmeyen şekilde ahlaksızlığa yol açar” ifadelerini kullandı.