Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Türkiye'nin ihtiyacı kavga değil eser siyasetidir'

TAKİP ET >>

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye'nin ihtiyacı kavga değil eser siyasetidir. Milletimizin beklentisi polemik değil inşa siyasetidir. Tek numaraları ülkemizin ortak değerlerinin istismarı olanların devri kapanıyor. Laf yerine eserlerin yarıştığı bir Türkiye için milletimizle el ele çalışmayı sürdüreceğiz. İlk çeyrekte ABD yüzde 4,8, Çin 6,8, Fransa 5,8 daraldı. Türkiye ilk çeyrekte sağladığı yüzde 4,5 büyüme ile bu tablodan ayrıştı” açıklamasında bulundu.
Yeşilköy Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla açıldı. Törene Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erman Ilıcak, AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş, Murat Dilmener'in kızı Fulya Gençoğlu, Dilmener'in damadı, torunu, Türkiye Musevilerinin Hahambaşısı İshak Haleva ve sağlık çalışanları katıldı.
“Murat Dilmener hocamız başta olmak üzere korona virüs salgınında kaybettiğimiz vatandaşlarımı saygıyla yad ediyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Murat Dilmener hocamız insanlara hizmeti gaye edinmiş gerçek bir gönül adamıydı. Hocamız gelen her hastayı kucaklamış biridir. Biz de ismini hastaneye vererek hocamıza olan vefayı göstermek istedik” dedi.

“Genel sağlık sigortamıza gıptayla bakıldığını biliyoruz”
Türkiye'nin salgın sürecine dikkatleri üzerine topladığı bir ülke olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Nüfusumuzun neredeyse tamamını kapsayan herkese aynı hizmeti almasını sağlayan genel sağlık sigortamıza gıptayla bakıldığını biliyoruz. Geçtiğimiz 18 yılda yenilediğimiz bir sağlık altyapısına sahibiz. Doktorundan hemşiresine ve destek personeliyle bir milyon yüz bini bulan sağlık ordumuzla milletimizin hizmetindeyiz. Sayıları 11'i bulan şehir hastanelerimizde hem inşa hem hizmet kalitesiyle küresel düzeyde bir modern hale gelmiştir. Salgın döneminde 2 ayı bulmadan hizmete sunduğumuz bu acil durum hastanelerinin örnek alınacak bir model olduğuna inanıyorum. Dünyada pek çok ülkenin sahra hastaneleri ile çözdüğü sorunu biz çok daha kısa sürede kalıcı hastane inşa ederek çözmeyi başardık. Bu hastanelerin başka özelliği var. Herhangi bir hasta uçakla geldiğinde adeta yaya mesafede ulaşacağı bir yer” dedi.

“İlave kapasitelere gerek kalmadan salgının yayılma hızını kırdık”
“Oluşturulan ilave kapasitelere gerek kalmadan salgının yayılma hızını kırdık” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şayet ihtiyaç olsaydı bu hastanelerimiz on binlerce canın kurtarılmasına hizmet edecekti. Gerektiğinde tamamı yoğun bakım ünitesi olarak kullanılacak bin 8 yatağıyla bu sağlık kurumları ülkemizin yüz akı olacak. Bin 8 burası, bin 8 Sancaktepe'deki hastane. Sağlık turizminde çok ciddi bir sıçrama yapıyoruz. İstanbul'a kazandırdığımız nice büyük tesis içerisinde sağlık tesislerinin ayrı bir yeri vardır. Ülkemize ve milletimize hizmetle geçirdiğimiz her adın her adım rabbimize hamd ettik” diye konuştu.

“Türkiye'nin ihtiyacı kavga değil eser siyasetidir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan devamla, “Geçmişte ülkemizin hazine değerindeki yılların nasıl boş tartışmalarla kavgalarla darbelerle geçirildiğini bu süreçte ortaya çıkan neticeyle gördük. Gazi Mustafa Kemal'in, rahmetli Menderes'in, merhum Özal'ın bu ülkeye yaptığı hizmetinin önemi ortaya çıktı. Buna karşın tek parti faşizminin milletin değerlerine değil kalkınmasına vurduğu darbelerin ağır darbelerini de müşahede ettik. Koalisyonlu yılların Türkiye'yi nasıl dibe ittiğinin en çarpıcı ispatı son 18 yılda ettiğimiz kazanımlardır. Türkiye'nin ihtiyacı kavga değil eser siyasetidir. Milletimizin beklentisi polemik değil inşa siyasetidir. Tek numaraları ülkemizin ortak değerlerinin istismarı olanların devri kapanıyor. Laf yerine eserlerin yarıştığı bir Türkiye için milletimizle el ele çalışmayı sürdüreceğiz. 15 Temmuz gecesi yaşadıklarımız göstermiştir ki artık hiç kimse milli iradeyi zorla alaşağı edemez. Demokraside ve ekonomide millete beklediği hizmetleri sunamayanların vesayet oyunlarıyla iktidar devşirdiği dönemler geride kalmıştır. Her kim demokrasiyi, adaleti, özgürlükleri, güvenliği, dış politikayı, kültürü sanatı daha ileriye götüreceğini söylerse ülke yönetimi ona teslim edilir. Her kim ülkeyi daha ileriye taşıyacağını gösterirse millet de ona güvenir. Bunun dışındaki yöntemlerin, zorlamaları da dağılmaya mahkumdur. Türkiye'nin önünde demokrasiden ve kalkınmadan başka alternatif yoktur. Biz de ülkemizi bu doğrultuda geliştirmenin gayreti içindeyiz” dedi.

“İkinci çeyrek bir miktar sıkıntılı gözükse de sonrası aydınlıktır”
Salgının ekonomideki etkilerine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Salgın döneminde yavaşlayan ekonomik faaliyetlerin bize de olumsuz etkileri oldu. Türkiye bu tür zorlu dönemlere aşina hatta bir anlamda şerbetli bir ülkedir. İlk çeyrekte ABD yüzde 4,8, Çin 6,8, Fransa 5,8 daraldı. Türkiye ilk çeyrekte sağladığı yüzde 4,5 büyüme ile bu tablodan ayrıştı. Dünya ekonomisinde önde gelen ülkeleri yaşadıkları kayıpları nasıl telafi edeceklerini henüz bilmiyorlar. Ülkemiz için ikinci çeyrek bir miktar sıkıntılı gözükse de sonrası aydınlıktır. Sağlık sektöründe de ülkemizin yıldızı giderek parlıyor. Güçlü altyapımız, genç insan potansiyelimizle geleceğe umutla bakıyoruz. Başlattığımız normalleşme adımları, bu yeniden yapılanmanın gerisinde kalmamamız gerektiğini göstermektedir. 83 milyon vatandaşımıza büyük sorumluluk düşüyor. Maske, mesafe ve temizlik konusuna önem düşüyor. Sanayiden tarıma, ticaretten turizme kadar önce hızlı bir toparlanma, ardından atılım işine gireceğiz. Yarından itibaren bu adımı atıyoruz. Seferberlik ruhuyla bu sürece destek vermeliyiz. Milletimize güveniyoruz, ülkemize güveniyoruz' ifadelerini kullandı.

Bakmadan Geçme