1 CUMHURBAŞKANI 1 BAKAN VAR
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili ve Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, kentin taşımalı eğitim sorununu meclis gündemine taşıdı. Halaçoğlu, “Kayseri tam Anadolu'nun ortasında. 1 Cumhurbaşkanı, 1 Meclis Başkanvekili, 1 Bakan, 1 Grup Başkanvekili olan bir meclisteyiz. Hâlâ birleştirilmiş sınıflar ve taşıma sistemiyle eğitim yapılan birçok ilçemiz var, köyleri var” dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili ve Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine kentin taşımalı eğitim sorununu taşıdı. Bu konuda Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'ya da bazı sorular yönelten Halaçoğlu, Kayseri örneğini verdi ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile AKP Kayseri Milletvekilleri'ne de gönderme yaptı. Halaçoğlu, “Kayseri tam Anadolu'nun ortasında. 1 Cumhurbaşkanı, 1 Meclis Başkanvekili, 1 Bakan, 1 Grup Başkanvekili olan bir meclisteyiz. Hâlâ birleştirilmiş sınıflar ve taşıma sistemiyle eğitim yapılan birçok ilçemiz var, köyleri var. Dolayısıyla ne zaman düzelecek bu durum? İkincisi de bu kadar öğretmen adayı öğretmen atamasını beklerken fakültelerdeki kontenjanı düşürmeyi düşünüyor musunuz, yeni öğretmenler gelip birikim sağlamasın diye? Çünkü birçok insan maalesef intihar ediyor” dedi.
BAKAN'A ÖĞRETMEN ATAMALARI SORUSU
Diğer yandan Halaçoğlu, öğretmen atamaları ile ilgili Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'ya yönelttiği soruya, Bakan Avcı tarafından, “Şubat ayında on bin, ağustosta ise 40 bin öğretmen ataması yapılacağı yönünde yanıt aldıklarını belirterek, “İnşallah” yorumunda bulundu.
“SİZ, HANGİ TARAFTASINIZ SAYIN DIŞİŞLERİ BAKANI?”
Mecliste dış politikaya yönelik açıklamalarda bulunan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'ya da tepki gösteren Halaçoğlu, “Sayın Dışişleri Bakanımıza şunları söylemek istiyorum: öncelikle Ermenistan'a, Erivan'a gittiği zaman normal kapıdan girmek yerine, otelin arka kapısından girdi. Dolayısıyla, bu arada Şam'a gidemiyor, Kudüs'e gidemiyor, Kahire'ye gidemiyor yani üç ülkeye gidemediği gibi elçilerimizde yok oralarda yani üç komşumuzla çok başarı bir pozisyona getirdi durumu. Ermenistan'a ilgili konuya gelince, mademki tehciri hiçbir zaman benimsemediğinizi belirttiniz, gayriinsani bir uygulama olduğunu belirttiniz. Peki, tehcir hangi sebeple yapılmıştı, bunu hiç düşündünüz mü? Yani, bakın, tehcirde bakın tam 23 yerde isyan vardı. Tehcir öncesinde tam 128 bin Müslümanı Ermeni çeteleri katletti. Bunu biliyor musunuz? Bunların hepsi belgelidir. Amerika Birleşik Devletleri İkinci Dünya Savaşı'nda Japonları nasıl Mississippi Vadisi'ne sürmüşse Pasifik kıyılarından, aynı şekilde uluslararası hak ve hukuka göre Osmanlı yapmıştır. Diğer taraftan, bakın, Birleşmiş Milletler belgeleri var elimde. Kasım 1922 itibarıyla, burada Ermenilerin hangi ülkelere göç ettiklerini, ölüp ölmediklerini gösteriyor. Siz bundan haberdar mısınız? Değilsiniz. Hangi o zaman ‘Adil hafıza ile taraflardaki dirençli kolektif' Taraflar kim? Siz değil misiniz bir taraf? Siz, Fransız Dışişleri Bakanı mısınız? Hangileridir taraflar? Birisi Türkiye, birisi Ermenistan. Siz, hangi taraftasınız Sayın Dışişleri Bakanı?”
“SURİYELİ MUHALİFLERE SİLAH GÖNDERDİNİZ Mİ?
Halaçoğlu, ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yazılı olarak cevaplandırılması istemiyle soru önergesi verdi ve Hürriyet Gazetesi'nin 14 Aralık 2013 tarihli nüshasında “Suriye'ye silahın belgesi” başlığı ile bir haberle ilgili sorular yöneltti.
“Haberde; ‘Birleşmiş Milletler ve Türkiye İstatistik Kurumu'nun kayıtlarına göre, Türkiye'den Suriye'ye, 2013 Haziran ayından 2013 Ekim ayı sonuna kadar 93 no'lu kod ile 47 ton silah ve mühimmat ihracatı yaptığı' iddia edilmektedir.” diyen Halaçoğlu, Erdoğan'a şu soruları yöneltti: “İddialar doğru mudur? Hükümetinizin bilgisi dahilinde gerçekleştirildi ise, hükümet üyeleriniz tarafından defalarca ‘Türkiye, Suriyeli muhaliflere/direnişçilere silah göndermemektedir' şeklinde yapılan açıklamalar hakkında ne düşünülmektedir? Silah sevkiyatı kimlere, ne amaçla yapılmaktadır? Sevkiyatı yapanlar, yaptıranlar hakkında hukuki bir işlem yapılacak mıdır? Rapor, hükümetinizin talimatı ile mi Türkiye İstatistik Kurumu'nca yayınlanmıştır? Raporu yayınlayanlar hakkında bir işlem yapılması düşünülmekte midir?