Büro Memursen'den Yazı İşleri Müdürlüğü'nın Kariyer Meslek Olarak Yapılandırılmasına Tepki
Büro Memursen Kayseri Şube Başkanı Talip Şahin, Kayseri Adliyesi önünde düzenlenen basın açıklamasında Yazı İşleri Müdürlüğünün Kariyer Meslek olarak yapılandırılarak Yazı İşleri Müdürlüğü hukuk eğitimi almış olanların tek bir sınav ile girilebileceği şeklindeki beyanları üzüntü ile karşıladıklarını söyledi.
Büro Memursen Kayseri Şube Başkanı Talip Şahin, '30 Mayıs 2019 tarihinde açıklanan Yargı Reformu Stratejisi Taslağında Adalet Bakanlığımızda Zabıt Katibi olarak görev yapmakta olan arkadaşlarımızın Kurum içi Görevde Yükselme yoluyla elde edebildiği 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun temel ilkeleri olarak benimsenen kariyer ve liyakatin bir tezahürü olan Yazı İşleri Müdürlüğü Sınavının kaldırılması öngörülmüştür. Kurum içinden 'kariyer ve liyakatin' öncülüğünde yapılan GYS sınavı yerine Yazı İşleri Müdürlüğünü Kariyer Meslek olarak yapılandırılarak Yazı İşleri Müdürlüğü hukuk eğitimi almış olanların tek bir sınav ile girilebileceği kariyer meslek haline dönüştürüleceği ifade edilmiştir' dedi.
'Adalet Bakanlığı personelleri olarak yapılan bu açıklamayı üzüntüyle karşılamış bulunmaktayız' diyen Şahin, 'İlk etapta bakıldığında kulağa hoş gelen daha nitelikli kişilerin görev yapacağı gibi savunulan bu düzenleme Kurumsal Hafızanın bir unsuru olan adliyelerde mesleki tecrübeye sahip, dosyaların tozunu yutan çalışanlarımızın emeklerinin gözardı edilmesi, çalışanlarımızın uzun vadede motivasyonunda en önemli bir basamak ve kazanım olan Yazı İşleri Müdürlüğünün GYS kapsamından çıkarılması iş huzurunu da çalışan motivasyonunu da bozacak bir uygulama olacaktır. Diğer yandan Yazı İşleri Müdürlüğü gibi kurumsal bilgi ve birikim sonucu elde edinilebilinecek makamın sadece üniversite mezuniyeti veya başka alanlardaki iş tecrübesi olması dışında Yazı İşleri Müdürlüğü adına hiçbir yeterliliği bulunmayan kişilerin bir sınav ile bu makama getirilmesi ne Devlet Geleneğimize uyan bir durum ne de yönetimsel anlamda bilimsel bir yaklaşım değildir. Müfettişlik gibi kariyer mesleklerde Müfettiş Yardımcılığı gibi bir ünvanla kişiler memuriyete ve müfettişliğe bir müfettişin refakatinde en az üç yıllık bir süreçte hazırlanırken yine Kaymakamlık sınavını kazanan bir kişi direk olarak kaymakam olarak görevlendirilmeyip diğer ilçe kaymakamlarının yanında refik ünvanıyla mesleğe hazırlanırken Yazı İşleri Müdürlüğünü kazanan bir kişinin hangi aşamada kimin refakatinde yetiştirileceği ise ayrı bir muammadır. Türk İdari Sisteminde müdürlük makamı memuriyetle başlayan bir sürecin şeflik gibi merdivenin tırmanılması ile ulaşılan bir makamdır. Kaldı ki insanlara adalet dağıtan bir müessese de hiçbir mesleki tecrübeye sahip olmayan bir kişinin Türk Adalet Sistemine yapacağı katkı sorgulanmaya açık hale gelir' dedi.
Şahin, 'Açıklanan Yargı Reformu Stratejisi paketi yargısal alanda bir çok konuda iyileştirmeler yapılırken Yargının sağlıklı yürümesi için elinden geleni canhıraşane çalışan Yargı çalışanlarına yenilik ve kazanım anlamında hiçbir şeyin olmadığı gibi hakkımız olan Görevde Yükselme Sınavının elimizden alınmak istenmesi ya da Yazı İşleri Müdürlüğüne kurum dışından atama ile bugüne kadar hakkımız olan Yazı İşleri Müdürlüğüne sağlıklı olmayan bir şekilde ortak yapılmak istenmesi Yargı Reformu Stratejisine çalınan kara bir lekedir' ifadesinde bulunarak şunları söyledi:
'Yargı Reformu Paketi hazırlanırken Adalet Bakanlığımız ile birlikte Baroların ortak bir çalışma yürüttüğü kamuoyuna yansıyan açıklamalarla netlik kazanmıştır. Ülkemiz için hayati öneme sahip bir paket hazırlanırken, çalışmanın paydaşı olan biz Adliye Çalışanlarının ve Adalet Bakanlığımızda yetkili sendika olan Büro Memurları Sendikamızın görüşünün alınmaması asla kabul edilemez. Diyaloğun her alanda öne çıktığı ve hükümetimizin bu konudaki hassasiyetini bilmemize rağmen bu Yargı Reformu Paketi çalışanların görüşünün alınmadan çıkarılması bir eksik ve sakattır.
Değerli Arkadaşlar
Adalet Çalışanları olarak, Türkiye Barolar Birliği Başkanının Yargı Reformu Paketini değerlendirirken yapmış olduğu açıklamada, dosyaların eksik olarak duruşmaya çıkmasının müsebbibi Yazı İşleri Müdürleri imiş gibi temelsiz ve reel gerçeklere dayanmadan hedef gösterilmesi ve Yazı İşleri Müdürlüğüne hukuk mezunlarının atanması ile bu sorunların ortadan kalkacağını ifade etmesi, onay makamı olan bir unvandaki çalışanla tüm yargının sorunlarının düzeleceğini iddia etmek tek kelime ile sığ ve popilist bir söylem olduğu gibi Yargı Çalışanlarımıza bir hakarettir. Bu açıklama ile Barolar Birliği Başkanı, Yazı İşleri Müdürlerinin görevlerinden bihaber olduğunu da bir nev'i itiraf etmiş de olmaktadır. Dosyaların duruşmaya eksik çıkmasının sebebi safi Yazı İşleri Müdürleri ile ilişkilendirilmesi komik bir gerekçedir. Bu talihsiz açıklamayı şiddetle kınıyor ve Barolar Birliği Başkanı Sayın Metin Feyzioğlunu Adalet Çalışanlarından özür dilemeye davet ediyorum.
Barolar Birliği Başkanı, hukuk mezunu olan Avukatları Adliyelere Yazı İşleri Müdürü olarak atanması için göstereceği çabayı Avukatların maaş, özlük ve mesleki eğitimleri için harcarsa hem başkanı olduğu Barolar Birliğinin müktesebatına uygun hareket etmiş olur, hem de kendi meslektaşlarına karşı samimi olduğunu göstermiş olur.
Madem her hukuk eğitim almış olan kişi Adliyelerde Yazı İşleri Müdürlüğü sınavına girebilecek, bu halde lisans mezunu olan Zabıt Katibi arkadaşlarımızın da yapılacak olan sınavla Avukat olmasının, Hakim/Savcı Yardımcısı olmasının da önü açılmalıdır.
Bakanlığımızca uygulamaya konulan Uzlaştırma işlemlerinde alınan sonuçlar göstermiştir ki, Uzlaştırmacı olarak atanan Adliye Personelleri kurumsal bilgi birikimi ve tecrübesiyle Uzlaştırmadaki başarı oranını artırmıştır. Bu veri dahi Adliye personellerinin sorumluluk aldığında neleri başarabileceğinin apaçık kanıtıdır.
Adalet Çalışanları olarak Adalet Bakanımız Sayın Abdülhamit Gül'ün personeline değer verip, kucak açtığı bir dönemde ve özellikle Yardımcı Hizmetler Sınıfında bulunan Mübaşirlerimizin Genel İdare Hizmetler sınıfına geçmesinde göstermiş olduğu gayret ve çabadan dolayı kendilerine teşekkür ederiz.
Ancak bizler açıklanan Yargı Reformu Paketi ile çalışanlarımız adına kazanım beklerken Zabıt Katibi arkadaşlarımızın tek kariyer umudu olan kurum içi Görevde Yükselme Sınavının kaldırılarak Yazı İşleri Müdürlüğüne avukatların ve diğer kurumlarda görev yapan memurların da atanmasının yolunu açacak taslak çalışmasından acilen vazgeçilerek güncelleme yapılmasını,
Yargı Reformu Paketine; Adalet Bakanlığımızda adalet hizmetlerinin devamlılığı esas olduğundan Bakanlığımızda sözleşmeli istihdamına son verilerek aynı işi yaptığımız sözleşmeli arkadaşlarımızın kadroya alınmasını, Bakanlığımızda Yardımcı Hizmetler Sınıfının kaldırılarak arkadaşlarımızın tamamının 4/A kadrosuna alınmasını, tüm çalışanlarımıza 3600 Ek Göstergenin uygulanmasını, sağlığımızı tehdit eden çalışma ortam koşullarımızın iyileştirilmesini, adalet hizmeti sınıfının oluşturulmasını, adalet hizmeti tazminatı oranının yükseltilmesini, büyükşehir tazminatı ödenmesini, servis hizmetinden yararlanmamızı, yemek yardım miktarının alt limitten değil üst limitten ödenmesini, döner sermaye havuz ücretlerimizin geri ödenmesini, nöbet ücretlerimizin ödenmesini, yıpranma hakkının tanınmasını, adliyelerde Mobbing Biriminin kurulmasını ve son olarak Zabıt Katibi arkadaşlarımızın tek kariyer umudu ve hakkı olan Görevde Yükselme Sınavı Yoluyla elde ettiğimiz Yazı İşleri Müdürlüğü sınavına, avukatların ya da diğer kurumlardan memurların atanmasını sağlayacak olan taslak düzenlemeden vazgeçilmesini talep ediyoruz.
Adalet çalışanları olarak yargı hizmetlerini yerine getirirken sorumluluğumuzun ağırlığının bilincindeyiz. Ancak artan işyükü, fiziki şartların yetersizliği, amirlerin baskısı, mobbinge maruz kalınması, kimi zaman haksız şekilde vatandaş ve avukat şikayetlerine maruz kalınarak hakkımızda adli ve idari soruşturmanın başlatılarak cezalandırma sisteminin öngörülmesi başlıca sorunlarımız iken yukarıda ifade ettiğimiz özlük ve mali haklara ilişkin kayıplarımızın yanında bir de zabıt katibi arkadaşlarımızın Görevde Yükselme Sınavı ile Yazı İşleri Müdürü olarak atanmasına ortakçı yapılması personelde artık Adalet Bakanlığından, diğer Bakanlıklarımıza ve kurumlarımıza geçme isteği ve talebinde artışa neden olacaktır. Bunun önüne geçilmek isteniyorsa derhal çalışanlarımızın mali, özlük ve kariyer hakkı kesin olarak güvence altına alınmalıdır.
Adalet Çalışanları olarak haykırıyoruz, hakkımız olan Görevde Yükselme Sınavı ile elde ettiğimiz Yazı İşleri Müdürlüğü Sınavı ile ilgili güncelleme yapılıncaya kadar basın açıklamalarımız ve eylemlerimiz devam edecektir.
Büro Memursen Kayseri Şube Başkanı Talip Şahin, '30 Mayıs 2019 tarihinde açıklanan Yargı Reformu Stratejisi Taslağında Adalet Bakanlığımızda Zabıt Katibi olarak görev yapmakta olan arkadaşlarımızın Kurum içi Görevde Yükselme yoluyla elde edebildiği 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun temel ilkeleri olarak benimsenen kariyer ve liyakatin bir tezahürü olan Yazı İşleri Müdürlüğü Sınavının kaldırılması öngörülmüştür. Kurum içinden 'kariyer ve liyakatin' öncülüğünde yapılan GYS sınavı yerine Yazı İşleri Müdürlüğünü Kariyer Meslek olarak yapılandırılarak Yazı İşleri Müdürlüğü hukuk eğitimi almış olanların tek bir sınav ile girilebileceği kariyer meslek haline dönüştürüleceği ifade edilmiştir' dedi.
'Adalet Bakanlığı personelleri olarak yapılan bu açıklamayı üzüntüyle karşılamış bulunmaktayız' diyen Şahin, 'İlk etapta bakıldığında kulağa hoş gelen daha nitelikli kişilerin görev yapacağı gibi savunulan bu düzenleme Kurumsal Hafızanın bir unsuru olan adliyelerde mesleki tecrübeye sahip, dosyaların tozunu yutan çalışanlarımızın emeklerinin gözardı edilmesi, çalışanlarımızın uzun vadede motivasyonunda en önemli bir basamak ve kazanım olan Yazı İşleri Müdürlüğünün GYS kapsamından çıkarılması iş huzurunu da çalışan motivasyonunu da bozacak bir uygulama olacaktır. Diğer yandan Yazı İşleri Müdürlüğü gibi kurumsal bilgi ve birikim sonucu elde edinilebilinecek makamın sadece üniversite mezuniyeti veya başka alanlardaki iş tecrübesi olması dışında Yazı İşleri Müdürlüğü adına hiçbir yeterliliği bulunmayan kişilerin bir sınav ile bu makama getirilmesi ne Devlet Geleneğimize uyan bir durum ne de yönetimsel anlamda bilimsel bir yaklaşım değildir. Müfettişlik gibi kariyer mesleklerde Müfettiş Yardımcılığı gibi bir ünvanla kişiler memuriyete ve müfettişliğe bir müfettişin refakatinde en az üç yıllık bir süreçte hazırlanırken yine Kaymakamlık sınavını kazanan bir kişi direk olarak kaymakam olarak görevlendirilmeyip diğer ilçe kaymakamlarının yanında refik ünvanıyla mesleğe hazırlanırken Yazı İşleri Müdürlüğünü kazanan bir kişinin hangi aşamada kimin refakatinde yetiştirileceği ise ayrı bir muammadır. Türk İdari Sisteminde müdürlük makamı memuriyetle başlayan bir sürecin şeflik gibi merdivenin tırmanılması ile ulaşılan bir makamdır. Kaldı ki insanlara adalet dağıtan bir müessese de hiçbir mesleki tecrübeye sahip olmayan bir kişinin Türk Adalet Sistemine yapacağı katkı sorgulanmaya açık hale gelir' dedi.
Şahin, 'Açıklanan Yargı Reformu Stratejisi paketi yargısal alanda bir çok konuda iyileştirmeler yapılırken Yargının sağlıklı yürümesi için elinden geleni canhıraşane çalışan Yargı çalışanlarına yenilik ve kazanım anlamında hiçbir şeyin olmadığı gibi hakkımız olan Görevde Yükselme Sınavının elimizden alınmak istenmesi ya da Yazı İşleri Müdürlüğüne kurum dışından atama ile bugüne kadar hakkımız olan Yazı İşleri Müdürlüğüne sağlıklı olmayan bir şekilde ortak yapılmak istenmesi Yargı Reformu Stratejisine çalınan kara bir lekedir' ifadesinde bulunarak şunları söyledi:
'Yargı Reformu Paketi hazırlanırken Adalet Bakanlığımız ile birlikte Baroların ortak bir çalışma yürüttüğü kamuoyuna yansıyan açıklamalarla netlik kazanmıştır. Ülkemiz için hayati öneme sahip bir paket hazırlanırken, çalışmanın paydaşı olan biz Adliye Çalışanlarının ve Adalet Bakanlığımızda yetkili sendika olan Büro Memurları Sendikamızın görüşünün alınmaması asla kabul edilemez. Diyaloğun her alanda öne çıktığı ve hükümetimizin bu konudaki hassasiyetini bilmemize rağmen bu Yargı Reformu Paketi çalışanların görüşünün alınmadan çıkarılması bir eksik ve sakattır.
Değerli Arkadaşlar
Adalet Çalışanları olarak, Türkiye Barolar Birliği Başkanının Yargı Reformu Paketini değerlendirirken yapmış olduğu açıklamada, dosyaların eksik olarak duruşmaya çıkmasının müsebbibi Yazı İşleri Müdürleri imiş gibi temelsiz ve reel gerçeklere dayanmadan hedef gösterilmesi ve Yazı İşleri Müdürlüğüne hukuk mezunlarının atanması ile bu sorunların ortadan kalkacağını ifade etmesi, onay makamı olan bir unvandaki çalışanla tüm yargının sorunlarının düzeleceğini iddia etmek tek kelime ile sığ ve popilist bir söylem olduğu gibi Yargı Çalışanlarımıza bir hakarettir. Bu açıklama ile Barolar Birliği Başkanı, Yazı İşleri Müdürlerinin görevlerinden bihaber olduğunu da bir nev'i itiraf etmiş de olmaktadır. Dosyaların duruşmaya eksik çıkmasının sebebi safi Yazı İşleri Müdürleri ile ilişkilendirilmesi komik bir gerekçedir. Bu talihsiz açıklamayı şiddetle kınıyor ve Barolar Birliği Başkanı Sayın Metin Feyzioğlunu Adalet Çalışanlarından özür dilemeye davet ediyorum.
Barolar Birliği Başkanı, hukuk mezunu olan Avukatları Adliyelere Yazı İşleri Müdürü olarak atanması için göstereceği çabayı Avukatların maaş, özlük ve mesleki eğitimleri için harcarsa hem başkanı olduğu Barolar Birliğinin müktesebatına uygun hareket etmiş olur, hem de kendi meslektaşlarına karşı samimi olduğunu göstermiş olur.
Madem her hukuk eğitim almış olan kişi Adliyelerde Yazı İşleri Müdürlüğü sınavına girebilecek, bu halde lisans mezunu olan Zabıt Katibi arkadaşlarımızın da yapılacak olan sınavla Avukat olmasının, Hakim/Savcı Yardımcısı olmasının da önü açılmalıdır.
Bakanlığımızca uygulamaya konulan Uzlaştırma işlemlerinde alınan sonuçlar göstermiştir ki, Uzlaştırmacı olarak atanan Adliye Personelleri kurumsal bilgi birikimi ve tecrübesiyle Uzlaştırmadaki başarı oranını artırmıştır. Bu veri dahi Adliye personellerinin sorumluluk aldığında neleri başarabileceğinin apaçık kanıtıdır.
Adalet Çalışanları olarak Adalet Bakanımız Sayın Abdülhamit Gül'ün personeline değer verip, kucak açtığı bir dönemde ve özellikle Yardımcı Hizmetler Sınıfında bulunan Mübaşirlerimizin Genel İdare Hizmetler sınıfına geçmesinde göstermiş olduğu gayret ve çabadan dolayı kendilerine teşekkür ederiz.
Ancak bizler açıklanan Yargı Reformu Paketi ile çalışanlarımız adına kazanım beklerken Zabıt Katibi arkadaşlarımızın tek kariyer umudu olan kurum içi Görevde Yükselme Sınavının kaldırılarak Yazı İşleri Müdürlüğüne avukatların ve diğer kurumlarda görev yapan memurların da atanmasının yolunu açacak taslak çalışmasından acilen vazgeçilerek güncelleme yapılmasını,
Yargı Reformu Paketine; Adalet Bakanlığımızda adalet hizmetlerinin devamlılığı esas olduğundan Bakanlığımızda sözleşmeli istihdamına son verilerek aynı işi yaptığımız sözleşmeli arkadaşlarımızın kadroya alınmasını, Bakanlığımızda Yardımcı Hizmetler Sınıfının kaldırılarak arkadaşlarımızın tamamının 4/A kadrosuna alınmasını, tüm çalışanlarımıza 3600 Ek Göstergenin uygulanmasını, sağlığımızı tehdit eden çalışma ortam koşullarımızın iyileştirilmesini, adalet hizmeti sınıfının oluşturulmasını, adalet hizmeti tazminatı oranının yükseltilmesini, büyükşehir tazminatı ödenmesini, servis hizmetinden yararlanmamızı, yemek yardım miktarının alt limitten değil üst limitten ödenmesini, döner sermaye havuz ücretlerimizin geri ödenmesini, nöbet ücretlerimizin ödenmesini, yıpranma hakkının tanınmasını, adliyelerde Mobbing Biriminin kurulmasını ve son olarak Zabıt Katibi arkadaşlarımızın tek kariyer umudu ve hakkı olan Görevde Yükselme Sınavı Yoluyla elde ettiğimiz Yazı İşleri Müdürlüğü sınavına, avukatların ya da diğer kurumlardan memurların atanmasını sağlayacak olan taslak düzenlemeden vazgeçilmesini talep ediyoruz.
Adalet çalışanları olarak yargı hizmetlerini yerine getirirken sorumluluğumuzun ağırlığının bilincindeyiz. Ancak artan işyükü, fiziki şartların yetersizliği, amirlerin baskısı, mobbinge maruz kalınması, kimi zaman haksız şekilde vatandaş ve avukat şikayetlerine maruz kalınarak hakkımızda adli ve idari soruşturmanın başlatılarak cezalandırma sisteminin öngörülmesi başlıca sorunlarımız iken yukarıda ifade ettiğimiz özlük ve mali haklara ilişkin kayıplarımızın yanında bir de zabıt katibi arkadaşlarımızın Görevde Yükselme Sınavı ile Yazı İşleri Müdürü olarak atanmasına ortakçı yapılması personelde artık Adalet Bakanlığından, diğer Bakanlıklarımıza ve kurumlarımıza geçme isteği ve talebinde artışa neden olacaktır. Bunun önüne geçilmek isteniyorsa derhal çalışanlarımızın mali, özlük ve kariyer hakkı kesin olarak güvence altına alınmalıdır.
Adalet Çalışanları olarak haykırıyoruz, hakkımız olan Görevde Yükselme Sınavı ile elde ettiğimiz Yazı İşleri Müdürlüğü Sınavı ile ilgili güncelleme yapılıncaya kadar basın açıklamalarımız ve eylemlerimiz devam edecektir.