Bu köprü Kayseri-Kırşehir arası ulaşımı sağlamak için yapılmış...
Kayseri'nin gezilip görülecek yerlerini sizler için derlemeye devam ediyoruz. İşte o noktalardan birisi daha… Yapımı eskilere dayanan zamanında Kayseri-Kırşehir arası ulaşımı sağlamak için yapılan 'Tekgöz köprüsü'. Detaylar Kayseri Olay haber merkezince derlediğimiz Kayseri haber bülteninde.
Erciyes Dağı'nın büyüleyici manzaraları eşliğinde keşfe çıkabileceğiniz Kayseri, İç Anadolu'nun üçüncü büyük kenti, aynı zamanda önemli bir sanayi ve ticaret merkezi. Doğal güzellikleri, mimarisi, tarihi ve kültürel yapısı ile Kayseri adından sıkça söz ettiriyor. İçinde bulundurduğu güzellikler Kayseri yerli ve yabancı turistlere adeta görsel şölen sunuyor.
Yapıldığı dönemde Kırşehir–Kayseri arasındaki ulaşımı sağlamak amaçlanmıştır
Tekgöz köprüsü Kocasinan ilçesi, Yemliha (Beydeğirmeni) Mahallesi sınırları içinde yer alıyor. Köprüye Kayseri-Ankara yolunun 35. km'sinden batıya dönülerek ulaşılıyor. Tekgöz Köprüsü 1202 – 1203 yılında Sultan II. Rükneddin Süleyman Şah zamanında, Kayserili Hacı Ali Şir Bin Hüseyin tarafından Kayseri'de yaptırılmıştır. Yapıldığı dönemde Kırşehir–Kayseri arasındaki ulaşımı sağlamak amaçlanmıştır. Köprü 120 metre uzunluğundadır. Kızılırmak nehrinin üzerinde bulunan köprü, kesme taştan 27 metre çapında ve 18 metre yüksekliğindedir. Büyük kemer ile 11.5 metre çapında ve 7.5 metre yüksekliğinde daha küçük bir kemerden meydana gelmiştir. Bu büyük kemerden dolayı halk arasında” Tekgöz” ve “Yalnızgöz” ismi ile anılmıştır.
Evliya Çelebi de Tekgöz Köprüsü'nden bahsetmiş ve kitabeyi incelerken oradaki “Süleyman” ismini Kanuni Sultan Süleyman'a mal etmiştir.
Evliya Çelebi Tekgöz Köprüsü'nden bahsederken, "Şehrin canibi garbisinde bir saat mesafede, Kızılırmak Nehri üzerinde, iki kaya arasında inşa edilmiş bir göz köprü namı ile bibedel bir cisr ail vardır ki Sultan Süleyman asrında Koca Mimar Sinan binasıdır. Üstadı Mimar Ömer keranemayesinin nice senelerini geçirip ve var kudretini sarf edip kavs-u kuzey misali bedel bir kantara bina etmiş ki, gören seyyah biihtiyar ve valih-i sergedar olarak üstadına tahsini han olur” demektedir. Belli ki, Evliya Çelebi kitabeyi incelerken, oradaki "Süleyman" ismini, Kanuni Sultan Süleyman'a mal etmiş olmalıdır.