Bu gün onların günü ama yüzde 98'i umutsuz
Eğitim İş'e bağlı öğretmenler, 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde, 'Yöneticilerin riyakârca övgülerini değil haklarımızı istiyoruz alacağız!' diyerek iş bıraktı. Öğretmenlerin yüzde 98'inin gelecekten ümitsiz olduğunu ifade eden Eğitim İş Şube Başkanı İlyas Sarı, 'Öğretmenlerin yüzde 65'i esnaf, yüzde 37'si şahıslara borçlu…' dedi. Ayrıntılar Kayseri Olay Gazetesi olarak hazırladığımız haber bülteninde…
Bugün 24 Kasım Öğrentmenler Günü… Ancak bugün Eğitim İş, “Eğitimi ve eğitim emekçisinin durumunu yıllardır günden güne kötüleştiren bir yönetim anlayışı nedeniyle bugün bizim için bir gurur nişanesi olduğu kadar aynı zamanda burukluğun da günüdür” diyerek iş bıraktı.
Eğitim İş Şube Başkanı İlyas Sarı, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Eğitim emekçisinin haklarını kırpan, sistematik olarak itibarsızlaştıran, geçinemez ve yaşayamaz hale getirenler, bugün riyakârca bir tiyatro sergileyerek, bizleri ezberledikleri sözlerle övmek için sıraya girecekler. Bugün yılın 364 günü eğitime de eğitimciye de çile çektirenler, yılın bir gününü vicdan rahatlatmak, imaj tazelemek için kullanacaklar. Eğitime dair toz pembe bir tablo çizip, eğitim emekçisine en çok kendilerinin değer verdikleri safsatalarını sıralayacaklar. Onlar size kendi elleriyle inşa ettikleri rezil gerçekleri anlatmayacaklar. Ama biz anlatacağız!” dedi.
Öğretmenlerle yapılan anket verilerini paylaşan Sarı, öğretmenlerin talep ve şikayetlerini şu şekilde paylaştı:
“Yöneticiler tarafından öğretmenlerin sözüne/fikrine değer verilmiyor. Adına meslek kanunu denen ucube ÖMK'yı çıkarırken öğretmenlere danışmaya lütfetmeyen yönetim zihniyeti, lokal ve daha küçük çaplı yönetimsel kararlarda da despot tarzını koruyor. Eğitimi herkesten iyi bilen öğretmenlerin yüzde 72'si çalıştığı kurumla ilgili bir karar alınırken görüşünün bile alınmadığını söylüyor.
Öğretmenler, liyakatin yok edildiği bir sistem içinde erdem mücadelesi veriyor. Öğretmenlerin yüzde 78'i çalıştığı kurumlarda görevde yükselmenin kişisel ve siyasi referanslardan, yani torpilden geçtiğini anlatıyor. Yüzde 88'i de görevde yükselme sınavlarının güvenilir olmadığından emin. Öğretmenlerin yüzde 63'ü okul yöneticileri tarafından siyasi baskı gördüğünü söylüyor. Okul artık öğretmen için liyakatten arındırılmış, siyasallaştırılmış bir yer olduğu kadar huzurun da kapısından girmediği bir yapı. Öğretmenlerin yüzde 90'ı önü alınmayan eğitimciye şiddet olayları nedeniyle kendini güvende hissetmiyor. Mesleğe ihanet kanunu olan ÖMK nedeniyle okulda çalışma barışı kalmadı diyenlerin oranı da yine yüzde 90.
Bugün bize ‘hakkınızı ödeyemeyiz' edebiyatı yapmak için sıraya girecek olan yöneticiler, gerçekten de hakkımızı ödemiyorlar. Öğretmenlerin yüzde 95'i maaşının yetersiz olduğunu söylüyor. Bu maaşla kendim ve ailem için bir gelecek hazırlayamam diyenlerin oranı yüzde 98. Öğretmenlerin hakları gibi umutları da çalınmış durumda; yüzde 96'sı “gelecekten ümitli değilim” diyor. Öğretmenlerin yüzde 96'sı düşük maaş nedeniyle toplumdaki saygınlığının azaldığı görüşünde. Sınıfındaki her öğrenciye kendi evladı gibi yaklaşan öğretmenlerin yüzde 97'sinin bütçesi kendi çocuklarının ihtiyacını gidermeye yetmiyor. Öğretmenlerin yüzde 65'i esnaf, yüzde 37'si şahıslara borçlu. Matematiğe aykırı biçimde öğretmenler için bir ay ortalama 30 gün değil bir yıl gibi geçiyor, ay sonu bir türlü gelmiyor, öğretmenlerin yüzde 72'si her ay borç alarak ayakta kalabiliyor. Öğretmenlerin yarısından fazlası kredi kartının sadece asgari borcunu ödeyebiliyor.
Geçim derdi yüzünden öğretmenler, kendilerini adadıkları mesleklerini bile ağız tadıyla, kafa rahatlığıyla icra edemiyor. Öğretmenlerin yüzde 92'si borçları nedeniyle mesleki veriminin düştüğünün farkında. Öğretmenlerin yüzde 88'i düşük gelir nedeniyle sık sık psikolojik sorunlar yaşadığını anlatıyor. Ülkede kira ortalaması 8.500 liraya tırmanmışken maaşının yarısına yakını barınmaya giden öğretmenler, geçim derdinin ağırlığı altında ezilmektedir…”
Tüm eğitim emekçilerinin benzer sorunlarla karşı karşıya olduğunu ifade eden Sarı, eğitimcilerin taleplerini sıralayarak,
“İnsanlık onuruna yaraşır bir ücret alıp, insanca yaşamak istiyoruz!
Eğitim çalışanları arasında ayrımcılık yaratacak uygulamalara son verilmesi istiyoruz!
Ücretli, sözleşmeli öğretmenliğe son verilmesini, kadrolu güvenceli atama yapılmasını istiyoruz!
Öğretmen ve yönetici atamaları başta olmak üzere tüm atamalarda mülakatın kaldırılmasını, tüm kademelerde somut kriterler ile liyakatin esas alınmasını istiyoruz!
Ek ders ücretlerimizin emekliliğe sayılmasını talep ediyoruz!
Eğitim emekçilerinin köle değil geleceğin mimarları olduğunun idrak edilmesini istiyoruz!
Sadece öğrencilerimiz ve kendimiz için değil ülkemizin geleceği için laik, bilimsel, adil ve kamusal eğitim istiyoruz!
Eğitim kurumlarımızın personel ihtiyacının, hükümetin ekonomi ve eğitimde din eksenli politikaları ile değil nesnel ve bilimsel kriterlerle belirlenmesini talep ediyoruz!
Yeterli sayıda öğretmen ve yardımcı personel istihdam edilmesini istiyoruz!
Öğretmenlere ve eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin önüne geçecek önlemler alınmasını talep ediyoruz!
Her şeyden önemlisi meslek onurumuzu geri istiyoruz!” diye konuştu.