Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Çelik: 'Olay o kadar çok abartıldı ki insanlar ekmeği yıkayacak duruma geldiler'
Kayseri Şehir Hastanesi Başhekimi ve Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhami Çelik, korona virüs konusunda basın yayın organlarının bir haber bombardımanı yaptığını ifade ederek, “O kadar çok abartıldı ki insanlar ekmeği yıkayacak duruma geldiler” dedi.
Kayseri Şehir Hastanesi Başhekimi ve Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhami Çelik, Kayseri Milli Eğitim Müdürlüğü'nün youtube üzerinden kayserimem sayfasından canlı yayınlanan ‘Eğitim Buluşmaları' programına katıldı.
Milli Eğitim Bakanlığı Danışmanı Dr. Türken Toker'in moderatörlüğünü yaptığı ‘Eğitim Buluşmaları'nda Prof. Dr. İlhami Çelik korona virüs salgını ve toplum üzerindeki etkileri ile ilgili görüşlerini açıkladı.
Prof. Dr. İlhami Çelik, “Enfeksiyon hastalıkları uzmanıyım. Başından beri söylüyorum. Korona korkusu sendromunu dile getiriyorduk. Basın yayında felaket bir şekilde bombardımana tabi tuttular. Sürekli bununla yatıp kalkıyoruz” dedi.
Korona virüs nedeniyle yaşanan vefatlarda daha duyarlı olunması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Çelik, “Burada birisi öldüğü zaman birisinin annesi, babası ağabeyidir. Bunu böyle görmek lazım” diye konuştu.
Prof. Dr. Çelik, “Birçoğunda iyileşememe korkusu başladı. ‘Bu hastalık bende kalıcı hasarlar bırakacak' derken psikolojik hasarlar bıraktı. O kadar çok abartıldı ki olaylar, insanlar markete gitmeye korkar oldu. İnsanlar ekmeği yıkayacak duruma geldiler. Eskiden biz bakteri derdik ama şimdi virüsü öyle bir öğrendiler ki, insanların kalbine kadar işledi. 65 yaş üzeri olanlar hakikaten yalnızlaştılar, sanki onları vebalı gibi görüyoruz” şeklinde konuştu.
Korona virüs olaylarından çocukların en çok etkilenen kesim olduğunun altını çizen Prof. Dr. İlhami Çelik, “Bizim yapmamız gereken çocuklarımıza bunu unutturmamız lazım. Toplum maalesef yanlış bilgilendiriliyor. Kardiyolog çıkıyor başka bir şey söylüyor, Dahiliye uzmanı çıkıyor başka bir şey söylüyor. İnsanlar artık tiksinmeye başlıyor bir şeylere dokunmaktan çekiniyorlar. Belki geç kaldık ama çocuklarımızı dinlemeyi öğrenmemiz lazım, iletişimimizi geliştirmemiz lazım” diyerek şu şekilde konuştu:
“Bu hastalık gerçekten ciddi seyrediyor. Yeni bir hastalık dolayısıyla bu saklanıyor demenin mantığı yok. Erişkinlerde 65 yaş ve üzerine ayrıca 20 yaş altına sokağa çıkma kısıtlaması getirildi. 20 yaş altı virüsü semptomsuz taşıyabiliyor. 65 yaş üzerini de virüsün bulaşamaması için içeri aldık. Çocukların çoğunda pozitif vaka var ama semptomsuz vaka. Bunları eve gönderdiğiniz zaman ayrı odası yok ayrı tuvaleti yok. Bu nedenle hastanede yatırıyoruz. Ölüm korkusu yaşayanlar da var. Basın da burada üstüne gidiyor.
Sağlık çalışanlarından korona virüse yakalanan çalışanlarımız var. Bunların yüzde 80'i hastane dışından kapıyor bu virüsü. Zaten hastanede kişisel koruyucu ekipmanlarımız var. Her türlü tedbiri alarak çalışıyoruz. Bunları evimize götürmedik, hastanede bırakıyoruz. Dolayısıyla bazı arkadaşlarımızdan yurtlarda ve otellerde kalanlar oldu. Bu büyük bir fedakarlık arkadaşlarımızın yaptığı. Ben bir gün görmesem özlüyorum çocuklarımı. Kendimizi de korumamız lazım çok dikkatli olmamız lazım. 6 bin kişi çalışıyor bu hastanede 2-3 doktor arkadaşımız bu virüse yakalandı. Ben branşım gereği hastaların odasına giriyorum vizit yapıyorum ama çocuklarımdan ayrı kalamadım. Çocuklar mağdur oldular ama anne ve babalarına bir şey olmayacak bunu da anlatmak lazım.”
Virüsün 3 saat havada kalmasının ayrı, virüsün saptanması ve yayılmasının ayrı şeyler olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Çelik, virüsün havadan bulaştığını teorik olarak düşünmediklerini dile getirerek, “Kişinin ağzından çıkan tükürüklerin kişiye bulaşması lazım. 1.8 metreye denk geliyor hapşırınca. Havadan teorik olarak virüs bulaşmaz. Diğer kişi ile aynı ortamda 15 dakika maskesiz kalırsanız virüs bulaşabilir. Bu virüs insandan insana bulaşıyor, burada iki insanın birbirine temasını engellemek lazım. İstanbul'da niye yoğun şekilde bulaştı, o kadar yoğun bir insan kalabalığı var. İnsanların kapalı ortamlarda bulunması sıkıntılıdır.
Haziran'da bu dalganın bitmesini bekliyoruz. Yatan hasta sayısı düşüyor. Entübe hasta sayımız gerçekten azaldı. Bunun yaz aylarında azalma olacağını, düşük seviyede seyredeceğini ve sonbaharda biraz yüksek seyretmesini bekliyoruz. Benim görüşüm şu Dünya Sağlık Örgütü grip gibi bunun kalıcı olacağını söyledi ben bu görüşte değilim. Farklı bir etken olmazsa eski haline dönüşür diye düşünüyorum. Çok fazla endişeye gerek yok diye düşünüyorum.”