Bakan Özhaseki uyardı: İki tane de bizi bekleyen tehlike var!

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Ali Dağı Mesire Alanı'nın yenilenmesi nedeniyle düzenlenen törende vatandaşlara hitap etti. “İki tane de bizi bekleyen tehlike var. İkisi de yerin altında üstünde değil” diyerek vatandaşları uyaran Özhaseki, “Cennet gibi bir vatana sahibiz. Fakat iki tane dezavantajını hiç unutmayacağız.Aklımızdan hiç çıkarmayacağız. İki tane de bizi bekleyen tehlike var. İkisi de yerin altında üstünde değil. Birisi fitne odaklanıyor. Hiç bitmek bilmez. Ben 1075'te Hacettepe'ye girdim. Duvarda rastladığım yazılar vardı (Kürtçe). Güya bir hak arama mücadelesi gibi başlayan o günkü bölücülük hareketi en sonunda çukur eylemlerine kadar gitti. Biz buradan federatif bir yapı ilan ettik. Özyönetim ilan ettik diyen alçaklar, paçavraları bayrak diye çekerek askerimize, polisimize, yavrularımıza kurşun sıktılar. Çok şükür bittiler. Azimli, kararlı bir mücadeleyle bittiler. Bir daha da çıkamayacaklar ortaya. Ara ara yaptıkları sızmalarla güya canımızı yakmak istiyorlar. Ama bir daha hiçbir şekilde kitlesel bir hareketle Türkiye'yi bölecek bir ortama doğru asla ve asla götüremeyecekler. Şehirlerimiz güvende, ilçelerimiz güvende, dağlarımız güvende. Ondan hiç kimsenin endişesi olmasın. Bir başka bela FETÖ örgütü. Herkes bilir bunları da. Üzerinde söz söylemeye gerek yok. Onlar da bitti. 15 Temmuz'da da ciğerleri ortaya çıktı adeta. Kayseri'de bir adama kızdıkları zaman eskiden,‘senin bağırsaklarındaki düğümü görüyorum ben'. derlerdi.. Evet onların karnını, bağırsakların düğümlerine kadar millet gördü. Ciğerlerini tanıdı. Bir daha da onlar asla ayağa kalkamayacaklar. Fitne odaklarının hepsini temizlemekte biz kararlıydık. Hükümet olarak elhamdülillah temizledik. Hiç kimsenin endişesi olmasın” dedi.
Yer altındaki ikinci tehlikenin deprem olduğuna dikkat çeken Özhaseki, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Şimdi büyük bir mücadele var. Kentsel dönüşüm. Bu ülkenin deprem ülkesi olduğunu hepimiz bilelim. Yüzyıllardır aynı hatlarda bu çizgilerde kırılmalar devam ediyor. Birisi Van Gölü civarından başlıyor, Karadeniz'in 100 kilometre altından Marmara'ya doğru uzanıyor. İkinci hat yine aynı bölgede doğudan çıkıyor, Akdeniz'e doğru uzanıyor ki geçtiğimiz günlerde kırılan hata buydu. Üçüncü bölgede Ege Bölgesi. Tabiat oradan kendine göre o kurallarını işletiyor. Hiç değişmiyor. Yüzyıllardır devam ediyor. Siz Bu ilahi kurala karşı onunla savaşmak yerine onu anlayıp ona uygun davranırsanız akıllı hareket etmiş oluyorsunuz. Ve biz şimdi Türkiye'deki yapı stokumuzu güçlü hale getirmek istiyoruz. Onun için bir çabalıyoruz. 2012 yılında Sayın Cumhurbaşkanımız talimat verdi. Kentsel dönüşüm yasası çıktı. O günden bu tarafa iki milyondan fazla yapı değişir, dönüşür. Ama bize yetmiyor. Şimdi yeni yasaları hazırladık. Meclise sevk ettik. Önümüzdeki günlerde inşallah çıkaracağız. Çok hızlı vaziyette bütün illerimizi elden geçirerek konutlarımızı, iş yerlerimizi sağlıklı hale getireceğiz. Deprem olduğunda inşallah sağlıklı bir vaziyette güvenli bir vaziyette evlerimizde, konutlarımızda, iş yerlerimizde hayatımıza devam edeceğiz. Yoksa her seferinde o gelip yıkacak, dizimize vuracağız, ağlayacağız. Sonra yeniden başlayıp bir daha yapmaya çalışacağız.”