Aydın Kalkan: 'Şiddet olayları eğitimcileri tedirgin ediyor'
Eğitimcilere yönelik şiddet olaylarının artmasıyla ilgili Eğitim Bir Sen Kayseri 1 Nolu Şube başkanı Aydın Kalkan açıklamalarda bulundu.
Aydın Kalkan, 'Geçtiğimiz günlerde Gebze Atatürk Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısı Necmettin Kuyucu bir öğrencisinin bıçaklı saldırısı sonucu şehit oldu. Üç çocuk babası, mesleğinin 22. Yılında işini yapmaya çalışan bir öğretmen. Okuldan uzaklaştırma cezası alan bir öğrenci bıçakla cezayı tebliğ eden müdür yardımcısını katletti. Bu olayın ayak sesleri asasında Kayseri'den gelmişti. Yine aynı gerekçe ile Kadı Burhanettin Mesleki ve
Teknik Anadolu Lisesi Müdür yardımcısı Gülhan öğretmen ceza alan öğrencisi tarafından sokak ortasında sırtından bıçaklanmıştı. Meslek hayatının henüz baharında olan Aybüke Yalçın, öğrencileri için ağabey ve lider olan Necmettin Yılmaz öğretmen, yine İzmir'de Ödemiş Kaymakçı Çok Programlı Anadolu Lisesinde müdür olarak görev yapan Ayhan Kökmen öğrencisinin pompalı tüfekli saldırısı sonucu şehit olmuştu' ifadelerini kullandı.
Eğitim Bir Sen Kayseri 1 Nolu Şube Başkanı Aydın Kalkan açıklamalarını şu şekilde sürdürdü:
'Üzüntülüyüz, kederliyiz. Bu olayı kınıyor, evvela şiddeti cesaretlendirici tutumların terk edilmesini istiyoruz. Bir an önce, vakit geçirilmeden önleyici, ıslah edici, hukuki, adli, idari tedbirlerin alınması ısrarımızı yineliyoruz. Bu menfur ve meşum olayların, görünürde kişilere indirgenecek suçluları olmakla birlikte, sorunun daha derinlerde, eğitim düzeninden hukuka, aileden müfredata kadar birbiriyle bağlantılı, çok boyutlu sebepleri vardır. Öldürmeyi çare olarak gören bir ruh halinin, ergenlik duygularını zehirleyerek esir alması vahimdir. Duygusuzluğa, öfkeye, nefrete, yok etmeye ayarlı bir kuşak, gözlerimizin önünde, ellerimizin arasından kayıp gitmektedir. Geçici çözümler, sorunu daha da büyütüp ağırlaştırmaktan, ötelemekten başka işe yaramamıştır. Bu açık ve kanlı şiddet olayları eğitimcilerimizi yıldırmakta, umutsuzluğa düşürmekte, eğitim için en gerekli huzur ortamını yok etmektedir. Sadece öğretmenlerimiz değil, faciadan dolaysız etkilenen öğrencilerimizin benlik, kimlik ve psikolojileri ağır yara almaktadır. Verimli bir eğitimin sağlıklı işleyişini engelleyen bu bozulma ve çürümenin önüne, sağlıklı işleyen bir eğitimle geçmekten başka köklü bir çözüm de yoktur. Ancak hayata ve insana dair sorunları çözmekle işlev kazanması gereken eğitim kurumumuzun, kendi sorunlarını aşamayacak bir döngü içinde olduğu da bir gerçektir. Bu konuda, yetkili kişi ve kurumlardan sivil toplum örgütlerine kadar toplumun tüm katmanlarına sorumluluk düşmektedir. Başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere, bütün eğitim camiası, siyasiler, mülki idareler, aydınlar, gazeteciler, aileler bu konuda büyük bir aile olduğumuz şuuru ve duyarlılığı ile sorumlu davranmalıdır. Herkesi ilgilendiren, herkesin ilgili olduğu bir meselede, toplumsal duyarlılık bilinci ve farkındalık oluşturmak için herkesin yapacağı bir şey mutlaka vardır, olmalıdır.'