Av. Çölkuşu: 'Sadece cinsel şiddete maruz kalan kadınların oranı yüzde 15,3'
Kayseri Barosu Kadın Hakları Komisyonu tarafından, ‘Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslar Arası Mücadele Ve Dayanışma Günü' nedeniyle basın açıklaması yapıldı. Komisyon adına konuşan Av. Ezgi Yıldırım Çölkuşu, “Hayatının herhangi bir döneminde duygusal şiddet yaşayan kadınların oranı yüzde 43,9 dur. Sadece cinsel şiddete maruz kalan kadınların oranı yüzde 15,3 tür” dedi.
Kayseri Barosu Kadın Hakları Komisyon Başkanı Av. Ezgi Yıldırım Çölkuşu, ‘Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslar Arası Mücadele Ve Dayanışma Günü' nedeniyle Baro Konferans Salonu'nda komisyonda görevli avukatlar ile birlikte basın açıklaması yaptı.
“KADINLARI ACİZLEŞTİREREK DEĞİL, ÖZGÜRLEŞTİREREK”
Av. Ezgi Yıldırım Çölkuşu yaptığı açıklamada ülkemizdeki şiddet araştırmalarında fiziksel şiddete maruz bırakılan kadınların oranının yüzde 39 olduğunu belirterek, “Hayatının herhangi bir döneminde duygusal şiddet yaşayan kadınların oranı yüzde 43,9 dur. Sadece cinsel şiddete maruz kalan kadınların oranı yüzde 15,3 tür. Fiziksel veya cinsel şiddetin birlikte yaşanma yüzdesi 41,9 dur. Bu tablonun oluşmasına mahal veren- şiddeti uygulayanlar kadar, bu tabloya dur demeyen, sessiz kalan toplumda suç işlemektedir. Çünkü günümüzde, kadına yönelik şiddet olgusu, sadece bir kadın sorunu olarak değil, toplumsal bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sorun çok yönlü gündeme alınmalı ve çözüm üretmek için sosyoekonomik koşullar, politik gelişmeler ve kültürel etkenler birlikte değerlendirilmelidir. Kadınları acizleştirerek değil, özgürleştirerek sağlıklı yeni kuşaklara kavuşmak mümkün olacak, aksi halde toplumsal çöküşün önüne geçilemeyecektir” dedi.
“ÖNERİ VE TALEPLERİMİZ VAR”
Kayseri Barosu Kadın Hakları Komisyonu olarak tüm bu olumsuzlukların giderilmesi için öneri ve talepleri olduklarını vurgulayan Av. Çölkuşu, sözlerini şöyle sürdürdü: “İmzalanmış olan bütün uluslararası sözleşmelerin yaşama geçirilmesi hedeflenmelidir. İç hukukumuz bu sözleşmelere uygun hale getirilmelidir. Türkiye imzalamış olduğu gerek İstanbul Sözleşmesi, gerek CEDAW'a göre toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini gidermekle ve kadına yönelik şiddeti önlemekle mükelleftir. Toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik eğitim programları oluşturulmalı, eğitim proglamlarında, gerekirse kreşten başlayarak şiddetin bir insanlık suçu olduğu öğretilmelidir. Pozitif ayrımcılık desteklenmeli, geribildirimler önemsenmeli ve takip edilmelidir. Kadınların istihdama katılımı artırılmalı, mobinge karşı koyacak düzenlemeler yapılmalıdır. Şiddet mağduru kadınların korunması ve rehabilite edilmesi için hayati önemi olan sığınma evlerinin sayısı yetersiz olup, yenileri açılmalıdır. İlgili kamu görevlilerinin farkındalıkları artırılmalıdır. Türk Ceza Kanununda vücut bulan haksız tahrik indirimi ve iyi hal indirimi kadına yönelik şiddet söz konusu olduğunda uygulanmamalıdır.”