Atanamayan öğretmenlerin Suriyeli feryadı

TAKİP ET >>

Türkiye'nin dikkat çeken ve yıllardır çözüme kavuşturulmayan eğitim sorunlarından biri de hiç kuşkusuz atanamayan öğretmenler. 400 bin civarında atanamayan öğretmenin olduğunu özellikle muhalefet milletvekilleri sık sık dillendiriyor ve gündeme taşıyor. Bu konuda son olarak CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık, Suriyelilere vatandaşlık verileceğine yönelik yapılan açıklamalar sonrasında dikkat çeken ifadeler kullanmıştı. Arık, “6 milyon işsizimiz ve bunun yanında 400 bin atanamayan öğretmenimiz var. Allah aşkına bu ortadayken şimdi bu Suriyelilere vatandaşlık vermekte nereden çıktı?” diye sormuş ve atanamayan öğretmenleri örnek vermişti.

İşte bu yöndeki tartışmalar devam ederken atanamayan öğretmenlerin sorunları da kaldığı yerden devam ediyor. Ancak onlar umutlarını hiç kaybetmiyor. Özellikle sosyal medya üzerinden bir araya gelerek, dertlerini gündemde tutmak ve ilgililere yani iktidara iletmek istiyor.

Bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne dilekçe ile başvuran ve bunun yanında yetkililere de mektup yazan öğretmenleri, sorunlarının çözüme kavuşmasını talep ediyor.

“PSİKOLOJİMİZİ CİDDİ ŞEKİLDE OLUMSUZ ETKİLENİYOR”
Kayseri Olay'a, gönderdikleri mektuplar ve aynı zamanda yazdıkları dilekçeler hakkında bilgi veren Atanamayan Felsefe Grubu Öğretmenleri Platformu Yöneticisi Nuray Özkan, “Bizler sayısı 30 bini aşmış, atama bekleyen Felsefe Grubu Öğretmenleriyiz. Ortaöğretim müfredatında yer alan Psikoloji, Sosyoloji, Mantık derslerimizin ders saatlerinin az ve bu derslerin seçmeli olması dolayısıyla Felsefe Grubu'na ayrılan kontenjan azlığından atanamıyoruz. Son üç yıldır ilköğretim ve ortaöğretim branşları içinde KPSS taban puanı en yüksek olan branş durumundayız. Özel sektörde de eğitim gördüğümüz alan ile ilgili çalışma imkanları çok kısıtlıdır. Bu sebepten dolayı yeterli derecede istihdam alanı bulamamaktayız. Atanamadığımız ve özel sektörde de iş bulamadığımız için ilerleyen yaşlarımıza rağmen ailelerimizden ve arkadaş çevremizden maddi destek almak durumunda kalmaktayız. Bu durum, birer yetişkin olarak hem onurumuzu hem de psikolojimizi ciddi şekilde olumsuz etkilemektedir. Ekonomik bağımsızlığımızı kazanamadığımız için Yükseköğretim'den kalma katkı/öğrenim borçlarımızı ödeyemiyor, aile kuramıyor, günlük ihtiyaçlarımızı karşılayamıyor ve geleceğe dair uzun vadeli planlar kuramıyoruz.” dedi.

“YENİ İSTİHDAM ALANLARININ AÇILMASINI İSTİYORUZ”

İlköğretim 6. ve 7. Sınıf müfredatında yer almaya başlayan ‘'Düşünme Eğitimi'' dersinin kendileri için umut kapısı olduğunu dile getiren Özkan, ülkeyi yöneten siyasilere gönderdiğimiz mektuplarında içeriğinde yer aldığı gibi, “Ders içerik olarak tamamen Felsefe alanına aittir. Dersin kılavuzu ise felsefe alanından uzman öğretim görevlileri tarafından hazırlanmıştır. Ancak ortaöğretim branşındaki öğretmenlerin ilköğretim derslerine girememesi sebebiyle bize ait olan Düşünme Eğitimi dersine giremiyoruz. O zaman bu alanda faaliyet gösteren ve mezun veren üniversitelerin işlevi ne olacak? Bu dersler Gelsefe grubu öğretmenlerince verilmelidir. Bu sıkıntı mevzuatta yapılacak bir değişiklikle giderilebilir. Netice itibariyle kısa vadede alanımıza ait olan Düşünme Eğitimi dersine girebilmemiz için ilgili mevzuatta gerekli değişikliklerin yapılması öncelikli talebimizdir. Ayrıca bize ait olan derslerin (Psikoloji, Sosyoloji, Mantık) zorunlu olmasını ve uzun vadede atama bekleyen sayımızın eritilmesi için Felsefe Grubu'na ait yeni istihdam alanlarının açılmasını istiyoruz. Taleplerimizi dilekçe ve mektup yoluyla siyasilere ilettik. Sosyal medya üzerinden de dertlerimizi gündeme taşımaya ve bir arada olup, daha güçlü hakkımızı aramaya devam edeceğiz. Bu konuda kamuoyunu da atanamayan öğretmenlere destek olmaya davet ediyoruz.” şeklinde konuştu. Haber: Cafer ZENGİN

Bakmadan Geçme