AKP SAVAŞ ÇIĞIRTKANLIĞI YAPIYOR
Dünya Barış Günü'nde sokağa inen Emek ve Demokrasi Platformu, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Suriye politikalarını eleştirdi. Platform adına açıklama yapan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Dönem Sözcüsü Ali Yıldırım, emperyalistlerin 10 yıl önce Irak'ta uygulamaya koydukları senaryoyu bugün Suriye için gündeme getirdiğini belirterek, AKP'nin kraldan çok kralcı kesilerek savaş çığırtkanlığı yaptığını öne sürdü.
1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle Emek ve Demokrasi Platformu Cumhuriyet Meydanı'nda kitlesel basın açıklaması yaptı. Türkçe ve Kürtçe sloganların atıldığı eylemde basın açıklamasını KESK Dönem Sözcüsü Ali Yıldırım yaptı. AKP'nin emperyalist politikaların taşeronluğunu yaptığını öne süren Yıldırım, “Yaşanan gelişmeler ‘bölgesel liderlik' hayalleri ile içinde bulunduğumuz coğrafyaya yönelik emperyalist politikalarının taşeronluğuna soyunan AKP'nin tüm komşularını karşısına alan bir noktaya savrulduğunu, her geçen gün emperyalist politikaların batağına saplandığını göstermektedir. Demokrasi ve insan hakları götürme bahanesiyle 2003 yılında binlerce sivil Iraklının yaşamına mal olan emperyalist müdahaleye her türlü lojistik desteği sunan AKP iktidarı, aynı senaryonun bugün Suriye'de hayata geçirilmesi için kraldan çok kralcı kesilerek savaş çığırtkanlığı yapmaktadır. Tıpkı 10 yıl önce Irak'a yapılan emperyalist müdahaleyi haklı kılmak için öne sürülüne kimyasal silah bahanesi bugün Suriye için öne sürülmektedir. Öyle ki, Suriye'de bulunan Birleşmiş Milletler gözlemcileri kimyasal silah kullanımı hakkındaki iddialara ilişkin raporunu bile tamamlamadan yandaş basın her gün yeni bir savaş senaryosu yazmaktadır. AKP iktidarına göre, başta Mısır ve Suriye olmak üzere Ortadoğu'da akan kanın kimin kanı olduğu ölenlerin hangi dini inanç veya etnik kimlikten olduğu, kimyasal silah kullanılıp kullanılmadığının gerçekte bir anlamı yoktur. Bugün Mısır'da Müslüman Kardeşler için timsah gözyaşları dökenler ABD'nin 10 yıldır Irak'ta sürdürdüğü vahşi politikalar karşısında sessizliğe bürünmeyi tercih etmektedir. Suriye politikası özellikle Reyhanlı'da yaşanan katliamla açmaza giren AKP'nin ‘Esat rejimine karşıtlık' adı altında El Kaide bağlantılı silahlı çetelere verdiği destek Rojava katliamı ile bir kez daha gözler önüne serilmiştir. Mısır'da yaşanan gelişmeler karşısında takındığı ‘Kendine Müslüman' tutum ise iktidarın geleceğine yönelik kaygısının ifadesinden öteye geçmemektedir'
ABD ve Emperyalist güçler adına savaş çığırtkanlığı yapanların demokrasi havarisi kesilmesinin tamamen halkı aldatmaya yönelik olduğunu öne süren Yıldırım, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Sonuna kadar haklı ve meşru Gezi Direnişi eylemlerinde dahi asgari demokratik hoşgörüyü gösteremeyenlerin, hayatını kaybeden çocukların ailelerine bir başsağlığı dahi dilemeyenlerin bugün Suriye ve Mısır halkı için döktüğü timsah gözyaşlarına inanmak mümkün değildir. Kendi vatandaşlarının üzerine TOMA'ları salmaktan, binlerce gaz bombası atmaktan geri durmayanların, 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz'ı pusuda katledenleri savunan Valiyi hala görevden almayanların, Medeni Yıldırım'ın, Mehmet Ayvalıtaş'ın, Abdullah Cömert'in, Ethem Sarısülük'ün, Roboski'de çoğu daha 18 yaşında bile girememiş 34 cana mal olan katliamın hesabını vermekten kaçanların demokrasiyi, insan hakların ağzına almaya hakkı yoktur.”