'AKP İLE YOLSUZLUK, RÜŞVETVET DİZ BOYU'
Büyük Birlik Partisi (BBP) Merkez Karar Yürütme Kurulu (MKYK) üyesi Hüseyin Döngel, düzenlediği basın toplantısında ülke gündeminde yaşanan olayları değerlendirdi. “AKP'nin güç sarhoşluğuna kapılarak nasıl hukuk dışına çıktığını, devlet kurumlarının nasıl yozlaştırıldığına, anayasal, demokratik hukuk sisteminin nasıl işletilmez kılındığına hep beraber şahit oluyoruz” diyen Döngel, “2002'den bu yana ülkenin pek çok sorunu çözüme kavuşturulamadığı gibi, ülkenin kaynakları heba edildi, milli iktisadi varlıklarımız haraç mezat satıldı, yolsuzluk, rüşvet, vurgun, soygun gibi gayri ahlaki işler diz boyu” dedi.
Parti binasında düzenlediği basın toplantısında iktidar partisi AKP'nin icraatlarını eleştiren Büyük Birlik Partisi (BBP) Merkez Karar Yürütme Kurulu (MKYK) üyesi Hüseyin Döngel, Cumhuriyet tarihinde en büyük avantajlardan birinin mevcut hükümete verildiğini ifade ederek, şöyle konuştu: “Ne yazık ki bu kadar büyük ve uzun süreli bir desteğe rağmen AKP hükümeti ülkenin birçok temel sorununu çözememiştir. İcraatları itibariyle dağ fare doğurmuştur. Gelinen noktada, yaşanan olayların vahameti, ortaya saçılan gerçekler Türk milletini hayal kırıklığına uğratmıştır. Bir ülkenin kalkınmasında siyasi istikrarın altını çizmek istiyorum. Siyasi istikrar önemlidir, ancak bu her şey değildir. Muhalefetsiz ve tek kişi buyruğuna dayanan bir yönetim anlayışının da istikrar getirmediğini hep beraber gördük. Güç sarhoşluğuna kapılarak nasıl hukuk dışına çıkıldığına, devlet kurumlarının nasıl yozlaştırıldığına, bürokratik- oligarşinin nasıl oluşturulduğuna, anayasal, demokratik hukuk sisteminin nasıl işletilmez kılındığına hep beraber şahit oluyoruz”
“RÜŞVET, VURGUN, SOYGUN GİBİ GAYRİ AHLAKİ İŞLER DİZ BOYU”
Konuşmasında, “12 yıldır bu ülke istikrar adına, tek parti iktidarı ile yönetilmiyor mu?” diye soran Döngel, “Üretime, yatırıma, istihdama ve ihracata dayalı ekonomik bir sistem görebildik mi? İşsizlik çözüldü mü, yeni iş alanları oluşturuldu mu, asgari ücretli ve çalışan kesim adam gibi yaşayabileceği ekonomik bir düzeye ulaştırıldı mı? Terör, dış politika, eğitim, sağlık, tarım, adaletsiz gelir dağılımı ve yargı ile sorunlar çözüme kavuşturuldu mu? Hayır, aksine bu sorunlar derinleştirildi. Görüldüğü gibi Türkiye 12 yıldır, tek parti iktidarı olan AKP hükümeti tarafından düzlüğe çıkarılamamıştır. 2002'den bu yana ülkenin pek çok sorunu çözüme kavuşturulamadığı gibi, ülkenin kaynakları heba edildi, milli iktisadi varlıklarımız haraç mezat satıldı, yolsuzluk, rüşvet, vurgun, soygun gibi gayri ahlaki işler diz boyu. Demek ki bu mesele tek parti, iki parti, koalisyon meselesi değil, mesele zihniyet meselesidir. Hukukun üstünlüğüne inanmış hakça ve adilce bir düzen kurma anlayışı meselesidir. Türkiye'nin temel sorunlarının çözümüne kavuşturulması, istikrarlı ve her bakımdan kalkınmış güçlü bir Türkiye için gerekli olan en önemli şeylerden birisi kaht-i rical dediğimiz, güvenilir, likayatlı, fazilet sahibi kadro meselesidir. Siyaset, temiz, ilkeli, dürüst, ve üretken insanlardan oluşturulmalıdır.”
“AKP İLE YOLSUZLUK KANALLARI KAPATILMAMIŞ
AKSİNE BU KANALLAR SONUNA KADAR AÇILMIŞTIR”
“Yolsuzlukla, rüşvetle, soygun, yağma düzeniyle mücadele temek için samimi olunmalı ve öncelikle Türkiye'de tüm sistem değiştirilmelidir” diyen Döngel, “Bu hükümetin en önemli iddialarından biri yolsuzluk ekonomisiyle mücadele etmek değil miydi? Şu olup bitenlere bakılınca bu sözlerinin hiçbiri Anadolu sokaklarından, seçim meydanlarından asla Ankara'ya gitmemiş. Gerçekten devletin imkanlarından faydalanarak servet sahibi olma hayalleri kurulmasaydı yolsuzluk da ortadan kaldırılmış olurdu. Yolsuzluk önlenirdi. Ama ne yazık ki AKP hükümetleri döneminde millete söz verdikleri gibi, yolsuzluk kanalları kapatılmamış, aksine bu kanallar sonuna kadar açılmıştır. Bununla da kalmayıp yolsuzluğun ve rüşvetin hesabını soracak yargı yolları tıkanmaya çalışılmaktadır. Adalet kavramı yolsuzluk ve rüşvet çukurunda boğulmaktadır. Yolsuzluk ve rüşveti, irtikabı bir kazanç yolu haline getirmişler. Demokratik hukuk devletlerinde, ahlak devletlerinde bunların hiç biri kazanç yolu olamaz. Türkiye'de garip ve tuhaf şeyler oluyor. Demokratik hukuk devletlerinde yargının eli her yere ulaşırken, bizde işler tam tersine yürüyor. Nerde bir yolsuzluğu, rüşveti, kanunsuz işleri ortaya çıkaran varsa görevden el çektirilip sürgün ediliyor. Skandal üstüne skandal yaşıyoruz, ama bir türlü hukuk devreye giremiyor. Türkiye bir çıkmaza girmiştir. Siyasetçisiyle, ekonomisiyle, dış politikasıyla, güvenliğiyle bir çıkmazdadır. Türkiye gerçekten bir darboğazdadır. Darboğaza düşmüş bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Milletimiz de şu anda büyük bir umutsuzluk, karamsarlık içine düşmüştür. Sanayiciyle, Tüccarıyla, esnafıyla, işçisiyle, memuruyla, köylüsüyle. Ama öyle yağma yok, herkese yaptığının hesabını soracağız. Yağma var diyenler, iş başına geldiklerinde hep yağma düzeni kurdular. Biz yağma yok, diyoruz. Yerelde ve genelde iktidara geldiğimizde bu yağma düzenini yıkacağız. Tüm pislik yuvalarını kurutacağız. Türkiye 17 Aralıktan beri yolsuzluk, rüşvet ve daha birçok hukuksuz yapılan şaibeli işlerle, iddialarla sarsılıyor. Başbakan bu yolsuzluk ve rüşvet iddialarının, şaibeli ve kirli işlerin üzerine gideceğine kendisine bir günah keçisi bulmuş, her şeyi onun üstüne yıkma gayretine düşmüş durumda. Başbakan yargı darbesi, paralel yapı, çete örgüt söylemleriyle siyaseti domine diyor. Başbakan diline doladığı paralel yapı ile ilgili ortaya attığı iddiaların arkasında durmalı. Bu yapıyla ilgili elinde ne varsa kamuoyuyla paylaşmalı hukuki süreç başlatmalıdır. Onu da şu yaptı, bunu da o yaptı demekle, savcıya, yargıya, gazeteciye, önüne gelen herkese bağırıp çağırmakla yolsuzluğun, rüşvetin, kumpasın, hukuksuzluğun üstü örtülemez. Hükümet bir takım yaslarla, kıyımlarla, otoriter bir siyasetle bu işten sıyrılamaz. Bu yapısal krizden çıkmanın tek yolu daha fazla demokrasi daha fazla şeffaflık ve daha çok hesap verebilirliktir. Kanun ve hukuk önünde aklanmaktır.
“AKP HÜKÜMETİNİN BÜROKRATLARININ
GIRTLAĞINA KADAR PİSLİĞE BATTIĞI GÖRÜLMÜŞTÜR”
Artık tuzun koktuğunu ve sistemin de çöktüğünü dile getiren Döngel, “AKP hükümetinin, üst düzey bürokratlarının gırtlağına kadar pisliğe battığı net bir şekilde görülmüştür” AKP gücün yozlaştırıcı etkisi ve dünya menfaatlerinin altında ezilmiştir, bu sınavı kaybetmiştir. Yolsuzluk ve rüşvet soruşturması dünyanın hiçbir ülkesinde darbe girişimi olarak nitelendirilemez. Hükümet böyle bir anlayışla bütün hukuk sistemimizin önünü tıkamış, aklanma şansını da ortadan kaldırmıştır. Bugün hukuk sistemimizi tahrip edecek adımlar atılıyor. Kuvvetler ayrılığı ilkesi yerine kuvvetler birliği ilkesi getirilmeye çalışıyor. Türkiye bir kanun devletine muhaberat ülkesine dönüştürülüyor. 2008'den bu yana özellikle 17 Aralıktan bu yana devletin tüm devlet kurumları güven kaybetti. Artık sorunlar da demokratik hukuk sistemi içinde çözülemiyor. Türkiye'de demokratik parlamenter sistem çökmüştür. Bu hükümetin ömrü tükenmiştir. Bu seçimlerde milletimizce en sert cezalandırılacak parti AKP, seçimlerin yükselen ve en favori partisi BBP olacaktır”