AGÜ Rektörü Prof. Dr. Sabuncuoğlu:
Abdullah Gül Üniversitesi (AGÜ) tarafından düzenlenen '15 Temmuz Şehitlerini Anma, Demokrasi ve Milli Birlik Günü' programında konuşan Rektör Prof. Dr. İhsan Sabuncuoğlu, 'Bütün bunlardan ders çıkartarak buna benzer örgütlerin de oluşumunu önlememiz lazım. Tarih; tekerrürden ibarettir, geçmişte yaşananlar gelecekte de yaşanır. Ama bunlardan iyi ders çıkartıp önlemler alırsak benzer bir takım örgütlerin oluşmasına izin vermememiz lazım' dedi.
AGÜ Konferans Salonu'nda düzenlenen program saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Fetö Terör Örgütü tarafından 15 Temmuz'da düzenlenen hain darbe girişiminin anlatıldığı videonun izlenmesinin ardından Rektör Prof. Dr. İhsan Sabuncuoğlu, programın açılış konuşmasını yaptı. Tekrar darbe girişiminin yaşanmaması için 15 Temmuz'a kadar olan sürecin iyi incelenmesi, analiz edilmesi ve eksikler varsa giderilmesi gerektiğini belirterek; '2 sene önce oldu, hafızalarımızda canlı olarak kalan bir hadise 15 Temmuz. 2 gün önce de ulus olarak bu günü tekrar törenlerle idrak ettik. Bir akademisyen olarak olaylara akademik perspektiften bakmak, incelemek, analiz etmek ve onun sonuçlarını toplumla paylaşmak zorundayız. Baktığımda şöyle diyorum; bunun bir öncesi var, 40 seneye kadar yayıldığı söylenen bir öncesi var. O dönemin çok iyi incelenmesi lazım; sosyologlar, toplum bilimciler, akademisyenler, siyaset bilimcileri. Bu süreyi iyi incelemesi lazım. Bir şeyler bizi 15 Temmuz'a getirdi, 15 Temmuz bir şeylerin sonucu olarak ortaya çıktı. 30-40 seneye varan bir süre içerisinde yaşanan yanlışlıkların sonucu olarak ortaya çıktı. Bunun iyi bir şekilde analiz edilmesi ve özeleştiri yapılması lazım ki bir daha bu ve buna benzer oluşumlara izin verilmesin, tekrar yeni 15 Temmuzlar yaşanmasın. 15 Temmuz önceden planlanmış, senaryosu çizilmiş, her türlü planları hazırlanmış, ön hazırlığı yapılmış bir darbe girişimi. Öncesinde bir gelişme var, 15 Temmuz bunu aksiyon döktükleri gün. Belki aylarca, yıllarca yapılmış olan bir plan var. Benim gördüğüm bir takım kırılma noktası var, o kırılma noktalarından bir tanesi olmasa belki de ülke iç savaşa gidecek. Allah o kadar büyük ki Türkiye'yi büyük bir iç savaş ve felaketin eşiğinden döndürdü. O kırılma noktalarından bazıları atlansa belki bu darbe girişimi daha kanlı, acı bir şekilde sonlandırılacaktı. Yine bu darbe girişimi sonuçsuz kalacaktı ama bunun bedeli çok daha büyük olacaktı. Bu darbe girişiminin planlandığından itibaren aksiyona geçişine kadar geçen o süre de incelenmesi lazım. Bunun da ortaya çıkartılması lazım ki bir daha bu tür şeyler olmasın. 'Saat 22:00'de başlatmak yerine gece 02:00 gibi olsaydı ne olurdu acaba?' gibi. İletişim dünyasının bu kadar geliştiği dönemde bunu daha önceden tespit edip önleyebilmek de belki mümkün olabilirdi, onların da analiz edilmesi lazım. Bu son 24-48 saatin de incelenmesi, aydınlığa kavuşturulması lazım bence. 15 Temmuz ve onu takip eden sürede de izliyorum ki herkes bu örgütü lanetleme yarışı içerisine girdi. Zamanında bu örgütün gelişmesini seyreden bizler şimdi lanetlemek için bir yarış içerisinde. Bu noktada da soğukkanlı olmak lazım. Acaba darbe girişiminden sonraki süreci de iyi yönetebiliyor muyuz? Bu süreci de iyi analiz etmemiz lazım ve eksikliklerimiz varsa onları da değiştirebilmemiz lazım. 15 Temmuz sonrası bu örgütle olan mücadele hakikaten olması gerektiği gibi doğru bir şekilde yapılabiliyor mu bakmak lazım. Çünkü tamamen bitmiş bir örgüt değil. bütün bunların ötesinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, kimseye biat etmemiş bir insan olarak söylüyorum; bütün bunlardan ders çıkartarak buna benzer örgütlerin de oluşumunu önlememiz lazım. Tarih; tekerrürden ibarettir, geçmişte yaşananlar gelecekte de yaşanır. Ama bunlardan iyi ders çıkartıp önlemler alırsak benzer bir takım örgütlerin oluşmasına izin vermememiz lazım. Bununla ilgili çalışmaların da yapılması lazım' diye konuştu.
Açılış konuşmasının ardından Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Aslıhan Çelenk; darbeye getiren sebepler, darbe sırasında yaşananlar ve sonraki süreç ile ilgili katılımcılara konferans verdi. Programa İl Emniyet Müdürü İbrahim Kulular da katıldı.
AGÜ Konferans Salonu'nda düzenlenen program saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Fetö Terör Örgütü tarafından 15 Temmuz'da düzenlenen hain darbe girişiminin anlatıldığı videonun izlenmesinin ardından Rektör Prof. Dr. İhsan Sabuncuoğlu, programın açılış konuşmasını yaptı. Tekrar darbe girişiminin yaşanmaması için 15 Temmuz'a kadar olan sürecin iyi incelenmesi, analiz edilmesi ve eksikler varsa giderilmesi gerektiğini belirterek; '2 sene önce oldu, hafızalarımızda canlı olarak kalan bir hadise 15 Temmuz. 2 gün önce de ulus olarak bu günü tekrar törenlerle idrak ettik. Bir akademisyen olarak olaylara akademik perspektiften bakmak, incelemek, analiz etmek ve onun sonuçlarını toplumla paylaşmak zorundayız. Baktığımda şöyle diyorum; bunun bir öncesi var, 40 seneye kadar yayıldığı söylenen bir öncesi var. O dönemin çok iyi incelenmesi lazım; sosyologlar, toplum bilimciler, akademisyenler, siyaset bilimcileri. Bu süreyi iyi incelemesi lazım. Bir şeyler bizi 15 Temmuz'a getirdi, 15 Temmuz bir şeylerin sonucu olarak ortaya çıktı. 30-40 seneye varan bir süre içerisinde yaşanan yanlışlıkların sonucu olarak ortaya çıktı. Bunun iyi bir şekilde analiz edilmesi ve özeleştiri yapılması lazım ki bir daha bu ve buna benzer oluşumlara izin verilmesin, tekrar yeni 15 Temmuzlar yaşanmasın. 15 Temmuz önceden planlanmış, senaryosu çizilmiş, her türlü planları hazırlanmış, ön hazırlığı yapılmış bir darbe girişimi. Öncesinde bir gelişme var, 15 Temmuz bunu aksiyon döktükleri gün. Belki aylarca, yıllarca yapılmış olan bir plan var. Benim gördüğüm bir takım kırılma noktası var, o kırılma noktalarından bir tanesi olmasa belki de ülke iç savaşa gidecek. Allah o kadar büyük ki Türkiye'yi büyük bir iç savaş ve felaketin eşiğinden döndürdü. O kırılma noktalarından bazıları atlansa belki bu darbe girişimi daha kanlı, acı bir şekilde sonlandırılacaktı. Yine bu darbe girişimi sonuçsuz kalacaktı ama bunun bedeli çok daha büyük olacaktı. Bu darbe girişiminin planlandığından itibaren aksiyona geçişine kadar geçen o süre de incelenmesi lazım. Bunun da ortaya çıkartılması lazım ki bir daha bu tür şeyler olmasın. 'Saat 22:00'de başlatmak yerine gece 02:00 gibi olsaydı ne olurdu acaba?' gibi. İletişim dünyasının bu kadar geliştiği dönemde bunu daha önceden tespit edip önleyebilmek de belki mümkün olabilirdi, onların da analiz edilmesi lazım. Bu son 24-48 saatin de incelenmesi, aydınlığa kavuşturulması lazım bence. 15 Temmuz ve onu takip eden sürede de izliyorum ki herkes bu örgütü lanetleme yarışı içerisine girdi. Zamanında bu örgütün gelişmesini seyreden bizler şimdi lanetlemek için bir yarış içerisinde. Bu noktada da soğukkanlı olmak lazım. Acaba darbe girişiminden sonraki süreci de iyi yönetebiliyor muyuz? Bu süreci de iyi analiz etmemiz lazım ve eksikliklerimiz varsa onları da değiştirebilmemiz lazım. 15 Temmuz sonrası bu örgütle olan mücadele hakikaten olması gerektiği gibi doğru bir şekilde yapılabiliyor mu bakmak lazım. Çünkü tamamen bitmiş bir örgüt değil. bütün bunların ötesinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, kimseye biat etmemiş bir insan olarak söylüyorum; bütün bunlardan ders çıkartarak buna benzer örgütlerin de oluşumunu önlememiz lazım. Tarih; tekerrürden ibarettir, geçmişte yaşananlar gelecekte de yaşanır. Ama bunlardan iyi ders çıkartıp önlemler alırsak benzer bir takım örgütlerin oluşmasına izin vermememiz lazım. Bununla ilgili çalışmaların da yapılması lazım' diye konuştu.
Açılış konuşmasının ardından Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Aslıhan Çelenk; darbeye getiren sebepler, darbe sırasında yaşananlar ve sonraki süreç ile ilgili katılımcılara konferans verdi. Programa İl Emniyet Müdürü İbrahim Kulular da katıldı.