Aman Kayseri'de hasta olmayın… Yatacak yatak yok!
Özellikle son iki aydır Kayseri Şehir Hastanesi'nde büyük bir yoğunluğun yaşandığını belirten Türk Sağlık Sen Kayseri Şube Başkanı Kamil Ünal, boşta yatak olmadığı için hastaların bazen acil serviste günlerce sedyede beklediğini ifade etti. Ayrıntılar Kayseri Olay haber bülteninde…
Türk Sağlık Sen Kayseri Şube Başkanı Kamil Ünal, Olay Türk ekranlarında yayımlanan ’38 Dakika’ programında Gazeteci Nejdet Kala’nın sorularını yanıtladı.
Kayseri’de son dönemde şehir hastanesinde büyük bir yoğunluk yaşandığını ve servislerde yatak bulunamadığını belirten Ünal, ‘Acil serviste hastaya yatış verilmiş. Ancak serviste yatak olmadığı için 24 saat, bazen 48 saat acil serviste bekleyen hastalar var. Özellikle Kayseri Şehir Hastanesi’nde yatak kapasitemiz belli, bin 500 yatak var. Evet otel konforunda hastaneler yapıldı ama yatak sayısı değişmedi. Bin 500 yatak kapasitesi bulunan Eğitim ve Araştırma Hastanesi pasif duruma getirildi, yerine bin 500 yatak kapasiteli Şehir Hastanesi açıldı. Yani yeni bir hastane yapıldı ama Kayseri’deki yatak sayısı değişmedi. Eski Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kayseri Şehir Eğitim Araştırma Hastanesi'ne dönüştürüldü. Yeni Şehir Hastanesi oluşturuldu. Yatak kapasitesi Şehir hastanesinin de bin beş yüz yataklı oldu. Şimdi yerinde kalan Kayseri Devlet Hastanesi ikinci basamak. Şehir hastanesi üçüncü basamak. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi üçüncü basamak. Şehir hastanesi üçüncü basamak olduğu için Kayseri Devlet Hastanesi'ndeki ikinci basamakla eşit şartlarda değil.’
Sorulan soru üzerine pandeminin yaşanmaması durumunda Devlet Hastanesi’nin de yıkılmasının muhtemel olduğunu ifade eden Ünal açıklamalarını şöyle sürdürdü: Eğer 350-400 milyonluk bir yatırım yapıyorsanız, bu yatırımın karşılığında, şehrimizdeki sağlık hizmetlerini rahatlatacak hale gelmesi lazım. Ama yatak kapasitesi değişmedi’
Sağlık çalışanları insan üstü bir gayretle çalışıyor
Sağlık çalışanlarının özveriyle çalıştığını ifade eden Ünal, ‘Gerçekten şehir hastanesinde sağlık çalışanları özverili bir şekilde, insanüstü bir gayretle çalışıyorlar. Geçen hafta içerisinde arkadaşları ziyaret ettim. Bu arkadaşlarımız, normal mesailerinin dışında 70 saat, 80 saat, 100 saat fazla mesai yapıyor. Bu ne demek biliyor musunuz? Şubat ayında 20 gün aktif çalışma var diyelim, günde 8 saatten 160 saat normal mesai var. Buna bir de 90-100 saat mesai ekliyorsun. Tamamen yetersizlikten dolayı. Bunu şunun için anlatıyorum; artık arkadaşlarda tükenmişlik sendromu had safhaya ulaştı. Artık evlerine sadece uyuyabilmek için gidiyorlar. Yani bir kapasite var da kullanılmıyor değil, bu kapasite sonuna kadar kullanılıyor.’ diye konuştu.