Altın tutkusu ve piyasa oyunları: Fiziki altın mı yoksa sanal altın mı?

Kayserili Finans Profesörü Derviş Boztosun, altın piyasasındaki güncel gelişmeleri değerlendirerek yatırımcıları uyardı. Detaylar Kayseri Olay'ın Kayseri haber bülteninde…

Altın tutkusu ve piyasa oyunları: Fiziki altın mı yoksa sanal altın mı?

Kayserili Finans Profesörü Derviş Boztosun, altın piyasasındaki güncel gelişmeleri değerlendirerek yatırımcıları uyardı. Merkez bankalarının altın stoklama yarışının, fiziki altın ile kağıt altın arasındaki uçurumu derinleştirdiğine dikkat çeken Boztosun, yatırımcıların dikkatli olması gerektiğini vurguladı.

"Altın, ekonomik krizler ve belirsizlik dönemlerinde dimdik ayakta kalan bir 'güvenli liman' olarak görülüyor," diyen Boztosun "Bugün finans dünyasının en sıcak konularından birine değineceğiz; Altın piyasasındaki güncel gelişmeler, merkez bankalarının altın sevdası ve kağıt altın ile fiziki altın arasındaki büyüyen uçurum. Bu iki mesele nasıl iç içe geçmiş durumda ve bizim cebimize nasıl yansıyor?

Merkez bankalarının altın stoklamaları tesadüf değil. Ekonomik belirsizlikler, enflasyon endişeleri ve jeopolitik gerilimler gibi faktörler, bu altın tutkusunu körüklüyor. Peki, bu eğilimin arkasında neler yatıyor?

İşte başlıca nedenler: Elbette ki altın= güven, ekonomik krizler ve belirsizlik dönemlerinde dimdik ayakta kalan bir "güvenli liman" olarak görülüyor. Paranın değeri sallanırken altın sağlam duruyor. Bu da altına olan güveni sağlamlaştırıyor. Aslında diğer bir tabirle altın Enflasyon kalkanı görevi görerek paranın değerindeki azalmanın önüne geçiyor.

Aslında altın hususunda dikkat edilmesi gereken faktörlerden bir tanesi de Küresel Güç. Uluslararası arenada altın rezervleri, ülkelere stratejik üstünlük ve söz hakkı sağlıyor. Büyük ekonomiler, bu güç oyununda altınla pozisyon alıyor.

2025 itibarıyla ABD, Çin ve Rusya gibi dev ekonomilerin altın rezervlerini rekor seviyelere taşıdığı haberleri, bu trendin küresel boyutunu gözler önüne seriyor. Ancak bu hırs, altın piyasasında ciddi dalgalanmalara yol açıyor. Merkez bankalarının fiziki altın talebi artarken, arz tarafında sıkışmalar baş gösteriyor. Dünya Altın Konseyi verilerine göre, 2024 ve 2025 yıllarında merkez bankalarının altın alımları tarihi zirvelere ulaştı. Bu durum, piyasada hem fırsatlar hem de riskler yaratıyor.

Altın piyasasında bir süredir "fiziki altın krizi" konuşuluyor. Peki, bu kriz gerçekten derinleşiyor mu ve kağıt altın ile fiziki altın arasındaki fark neden büyüyor? 

Krizin elbette ki nedenlerinin başında Arz-Talep Dengesizliği geliyor. Yıllık altın üretimi yaklaşık 3.500 ton civarında, ancak merkez bankalarının ve bireysel yatırımcıların artan talebi bu miktarı yetersiz kılıyor. Fiziki altın arzı, talebi karşılamakta zorlanıyor. Krizin diğer bir sebebi ise Tedarik Zinciri Sorunları,  Büyük metal tedarikçilerinin külçe altın satışlarını durdurduğu haberleri, fiziki altın stoklarında bir sıkışma olduğunu gösteriyor. Rafinerilerin kapasite sınırlarına dayanması ve maden üretiminin çevresel baskılarla yavaşlaması da bu krizi tetikliyor.

Kağıt Altın Dinamiklerinin de kriz üzerindeki etkisi elbette tartışılmaz. Kağıt altın (ETF’ler, vadeli işlemler gibi türev ürünler), fiziki altına dayalı olsa da genellikle fiziki teslimat gerçekleşmiyor. İddialara göre, sistemde 1 ons fiziki altına karşılık 40 ons veya daha fazla kağıt altın bulunuyor. Bu, fiziki altın talebi ani yükseldiğinde stokların yetersiz kalabileceği endişesini doğuruyor.
Merkez bankaları fiziki altına yüklendikçe, fiziki altın fiyatları yükseliyor; kağıt altın ise bu tempoya ayak uyduramıyor. Şubat 2025 itibarıyla gram altın Türkiye’de 3.363 TL, ons altın ise 2.867 USD seviyelerinde seyrederken, fiziki altın bulma zorluğu fiyatlara yansıyor. Bu da kağıt altın ile fiziki altın arasındaki makasın açılmasına neden oluyor. Kriz dönemlerinde fiziki altın "kral" olarak görülürken, kağıt altın riskli hale gelebiliyor.

Peki bu durumlar karışışında yatırımcı ne yapmalı?

Bu tablo, yatırımcılar için hem fırsatlar hem de riskler sunuyor. Peki, altın piyasasındaki bu oyun nasıl oynanmalı?

Aslında bu konuda karar alırken, beklenti ve zaman kriterleri çıkıyor karşımıza. 
Uzun vadeli güven arayanlar için ideal olan Fiziki Altın, Krizlerde değerini koruyor, ancak saklama maliyeti ve likidite sorunları var. Elinizde tutabileceğiniz gerçek bir değer istiyorsanız, bu sizin için.

Kağıt Altın ise Kısa vadeli işlem ve likidite avantajı sunuyor. Düşük maliyetli ve kolay alınıp satılabilir, ancak fiziki teslimat garantisi olmadığı için krizlerde risk algısını artırıyor.
Yatırımcılar, altın piyasasındaki gelişmeleri dikkatle izlemeli ve stratejilerini buna göre şekillendirmeli. Fiyat farkı hem tehlike hem de fırsat kokuyor; seçim sizin risk iştahınıza ve hedeflerinize bağlı.

Merkez bankalarının altın rezervlerini artırma eğilimi ve kağıt altın ile fiziki altın arasındaki uçurum, altın piyasasının dinamik ve karmaşık yapısını bir kez daha gözler önüne seriyor. Fiziki altın krizinin derinleşip derinleşmediği kesin verilerle doğrulanmasa da, arz sıkışması, talep artışı ve stoklama hareketleri böyle bir riskin varlığına işaret ediyor.

Altın her zaman altın, ama piyasa bambaşka bir oyun. Merkez bankaları stokluyor, fiyatlar oynuyor, biz ise izleyip hamlemizi yapıyoruz. Bu gelişmeler, hem bireysel yatırımcılar hem de kurumlar için dikkatle takip edilmesi gereken bir süreç. Gözünüz açık, kazancınız bol olsun!
Sağlıcakla kalın!"