'AKP'YE OY VERENLER ARTIK GERÇEĞİ GÖRÜN'
TÜRKİYE, CHP’nin başvurusunun ardından Meclis gündemine gelen Bakan fezlekelerini konuşuyor. 17 Aralık’ta başlayan yolsuzluk ve rüşvet soruşturması kapsamında isimleri geçen ve görevlerinden ayrılan 4 eski bakanın, çocuklarının, bürokratların ve işadamlarının adının karıştığı soruşturma ile ilgili fezlekeleri, AKP’liler Meclis’te okutmamak için büyük çaba harcadı. Konuyla ilgili yapılan oylama da AKP’lilerin 259 oyuna karşılık muhalefetin 158 oyu yetmedi ve fezlekelerin okunması oy çokluğu ile AKP’lilerce reddedildi.
Mecliste konuşan MHP Grup Başkanvekili ve Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, AKP’ye oy veren vatandaşlara seslendi ve “AKP’li eski Bakanlar hakkında gelen yolsuzluk fezlekesinin içeriği hakkında meclise bilgi verilmesi ve bu dosyaları milletvekillerinin incelemesi, AKP ve Meclis Başkanvekili Sadık Yakut tarafından engellendi. Vatandaşlarımız artık gerçeği görsün. Mademki bir suç işlenmedi, öyleyse bu korku neden? Yorumu size bırakıyorum” dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanvekili ve aynı zamanda Kayseri Milletvekili Sadık Yakut’un yönettiği tarihi toplantıda ortaya çıkan tablo düşündürdü.
Toplantı da muhalefet Başkanvekili Yakut’u, tarafsız davranmamakla suçladı. Mecliste konuşan MHP Grup Başkanvekili ve Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, AKP’ye oy veren vatandaşlara seslendi ve “artık gerçeği görün” çağrısı yaptı. Halaçoğlu, “Meclise, dokunulmazlıkları dolayısıyla işlem yapılmak üzere savcılık tarafından gönderilen fezlekelerin görüşülmesi tamamlandı. Görüşmeler sırasında AKP grubu ile meclis başkanvekilinin dosyaların gizliliği iddia edilerek meclis genel kurulunda Bakanların neyle suçlandıkları okunmadığı gibi dosyaların milletvekillerince görülmesi de engellendi. Dolayısıyla AKP yolsuzluk dosyalarının işleme alınmasını reddetti. Böylece yolsuzlukları tamamen üslenmiş oldu. Çoğu AKP’liler neye hayır dediklerini o zaman anladılar. 30 Marta kadar sürekli bunu halka anlatacağız. AKP’ye oy vermiş vatandaşlarımız artık gerçeği görsün. Mademki bir suç işlenmedi, öyleyse bu korku neden? Yorumu size bırakıyorum” şeklinde konuştu.
“ASLINDA, BUGÜN BURADA OLAN HADİSE HERKESİN
YÜZÜNÜ KIZARTACAK BİR HADİSEDİR”
Meclis’te fezlekelerin içeriği konusunda da çarpıcı açıklamalar yapan ve AKP’li milletvekillerinin bu duruma sessiz kalmasına tepki gösteren MHP’li Halaçoğlu, vicdan göndermesi yaptı. “Ortaya çıkan tablo vicdanları sızlatmıştır” diyen Halaçoğlu, “Aslında, bugün burada olan hadise herkesin yüzünü kızartacak bir hadisedir. Meclise gelmiş bir fezlekenin hem de yolsuzlukla ilgili gelmiş bir fezlekenin ve içinde birçok iddianın yer aldığı bir fezlekenin Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından incelenmemesi ve gündeme alınmaması herhâlde Türkiye'de bütün kamuoyunun vicdanlarını sızlatmıştır ve gereken kanaati ortaya çıkarmıştır. Şimdi, ‘gizlilik’ adı altında sürdürülen ve reddedilen ve Meclis içerisinde Sayın Başkan Vekilinin de bu konuda gerçekten Meclis Tüzük'ünü ve hukuku hiçe sayan kararları, zannediyorum ki herkesin vicdanını kanatmıştır. Zira, burada eğer savcı gizlilik ileriye sürüyorsa, o zaman, Türkiye Büyük Millet Meclisine böyle bir kararın hiç gelmemesi gerekirdi. Peki, Meclis neyi inceleyecek eğer gizli derecesinde olan bir dosyayı da inceleyemiyorsa? Savcının izleyemediği için, kanaat getiremediği için, karar veremediği için Meclise gönderdiği bir dosyayı burada sizlerin oylarıyla reddettiniz, reddettiniz ama reddettiğiniz şey, aslında sizin kendinizi aklayacak, 4 bakanı aklayacak bir konuydu; eğer gerçekten böyle bir suç işlenmemişse, alnınız aksa, yüzünüz temizse, o zaman çekinmeden ‘evet’ demeniz gereken bir dosyaya ‘hayır’ dediniz. Yani, ‘hayır’ dediniz. Eğer incelemeye siz gönül rahatlığıyla ‘hayır’ demişseniz, tabii ki o sizin vicdanınızda yer alacak bir husustur, bugün güzel uyuyabilirsiniz.”
“RÜŞVETTEN FUHUŞA ARACILIĞA KADAR BİRÇOK ŞEY VAR”
Fezlekelerin içerisinde AKP’li eski Bakanlara yönelik birçok suçlamaların yer aldığını ifade eden Halaçoğlu, şunları söyledi: “Zira, işin içerisinde, gerçekten, sahtecilikten altın kaçakçılığına, rüşvetten fuhuşa aracılık etmeye kadar pek çok suçlama var. Diğer taraftan, yine İran'la ilgili birçok mesele bu suçlamalar içerisinde yer alıyor. Mesela bunlar içerisinde İran'ın parasını aktarma işlemleri için komisyon alınması, sahte transit gıda ticareti işlemlerine göz yumulması ve yol verilmesi, istisnai yoldan Türk vatandaşlığının kazanılması, bankanın aldığı yasal komisyon oranlarının düşürülmesi, kaçak altının yurda sokulma teşebbüsünde altınlara el konulmaması ve akabinde Dubai'ye uçuşunun sağlanması, Halkbank nezdinde rakiplerin engellenerek kartel hâline gelinmesi, usulsüzlüklerini ihbar eden kamu görevlisinin tayininin çıkarttırılarak sürgüne gönderilmesi, koruma polis memuru görevlendirilmesiyle emniyet şeridi kullanmak amacıyla imtiyaz kazanma, usulsüzlüklerle ilgili basında çıkacak haberlerin engellenmesi, halka açık şirketlerin yönetiminin ele geçirilmesi, Çin'deki paravan firmaların bankalar nezdinde yaşadığı sıkıntının atlatılması için İçişleri Bakanlığından bu firmalar adına referans mektubu yazılması, Rıza Sarraf liderliğindeki örgütle ilgili adli ve istihbari çalışmalara karşı koyma faaliyetleri gerçekleştirilmesi, otel yatırımı için kredi çekimine onay alınması, mücevherat, rüşvete konu yüksek meblağda paralar, lüks ve pahalı saatler, ‘danışmanlık’ adı altında aylıklar ki bunların temelinde 1,5 ton altın kaçakçılığı gibi pek çok iddialar burada yer almaktadır, suçlamalar yer almaktadır ve bunlarla ilgili de belgeler konulmuştur. Yani belgeler derken hem görsel belgeler hem de işitsel belgeler yer almaktadır ve bunlar hukuki zemin üzerine oturtulmuştur ve mahkeme kararlarıyla söz konusu edilmiştir. Keza, bunun dışında, yine ‘Örgüt üyeleri aracılığıyla ayrıcalıklı bir şekilde kişiye özel imar planları hazırlatılması, kurullarda görevli komisyon üyelerine, tabiat ve kültür varlıkları konusunda kurullarda görevli komisyon üyelerine baskı yapılarak, yönlendirilerek, rüşvet vererek veya gerçeğe aykırı rapor düzenleyerek korunması, gerekli tescilli yapıların bulunduğu arsaları, doğal sit alanları ve yeşil alanlar ile Boğaziçi'nde koruma altına alınan alanları imara açtırdıkları tespit edilmiştir.’ diyor.”
“İŞTE FEZLEKEDE YER ALAN RÜŞVET MİKTARLARI”
Fezlekelerin içerisinde ödendiği ifade edilen rüşvet rakamları ile ilgili de bilgi olduğunu dile getiren Halaçoğlu, bu konuda da çarpıcı açıklamalar yaptı. Halaçoğlu, “Bütün bu yapılanlara aracılık yapanlara binde 5 oranında rüşvet ödendiği ve bunlarla ilgili tespitler ki bu oranlar hayli yüksek miktarda; mesela, 5 milyar 950 milyon 184 bin 197 euro ki bunun mesela euro 2,3 lirayken değerlendirmesi yapıldığında 13 milyar 685 milyon 423 bin 653 TL'ye mukabil bir meblağ olduğu, yine bununla bağlantılı olarak binde 5 oranından hesaplandığında 84 milyon 526 bin 485 TL bu işlere karşılık rüşvet ödendiği, yine buna bağlı olarak 30 milyon 53 bin 600 euro ki karşılığında 29 milyon 589 bin 500 nakit parayla 484 bin 100 lira için lüks saat, yine 4 milyon 766 bin 750 dolar taş ve 729 bin 850 lira için yine saat alındığı, diğer taraftan Halkbank Genel Müdürüne verilen 2 milyon 500 bin euro, ayrıca 1 milyon 400 bin dolar ki bunun karşılığını Türk parası olarak ele aldığınızda o tarihteki kurlara göre 74 milyon 873 bin lira gibi bir Türk parası tuttuğu, yine bütün bunlara bağlı olarak 10/4/2013 tarihinde 2 milyon euro, 2 milyon dolar, 1,5 milyon TL ve 300 bin İsviçre frangı, ki piyanonun 2'nci taksitini bir yana bırakıyoruz, onlar da yazıyor, böylesine büyük bir meblağ. Şimdi, toplam olarak 32 milyon euro, 6 milyon 776 bin dolar, 3 milyon 465 bin TL, 300 bin İsviçre frangı. Bu bir kişiye aktarılan para, bir bakana aktarılan para” şeklinde konuştu.
“HİÇ Mİ İNSANİ OLARAK VİCDANLARINIZ SIZLAMAMAKTADIR”
Konuşmasının son bölümünde bir kez daha AKP’li Milletvekillerine seslenen Halaçoğlu, “Özet olarak saydıklarım, size hiçbir şey ifade etmiyorsa, eğer bunların sahteliği söz konusu ediliyorsa, o zaman yapılacak tek bir işlem vardır: Bu bakanların suçlanmasının önüne geçmek için, onların aklanması için bu iddiaların gerçek olup olmadığının araştırılması gerekmez midir? Yani hiç mi insani olarak vicdanlarınız sızlamamaktadır. Yani buna lakayıt kalmak, gülümseyerek bakmak veya ‘Aman sende adam.’ demek, insan olan, vicdanı olan kimin kaldıracağı bir yüktür? Ayetikerîme vardır, bilirsiniz ‘Kaldıramayacağımız yükü bize yükleme Allah'ım’ Değerli milletvekilleri, şimdi, yarın, bunların gerçekliği ortaya çıkar ise halkın yüzüne nasıl bakacaksınız?”