Şehre veda edecek olan Rektör'den dikkat çeken veda konuşması!
Abdullah Gül Üniversitesi (AGÜ) Rektörü Prof. Dr. İhsan Sabuncuoğlu, düzenlediği basın toplantısında görev süresindeki çalışmalarını anlattı. AGÜ'nün Kayseri'ye 13 ödül getirdiğini kaydeden Sabuncuoğlu, Kayseri'nin elçisi olarak çalışacağım dedi.
Abdullah Gül Üniversitesi (AGÜ) Rektörü Prof. Dr. İhsan Sabuncuoğlu, düzenlediği basın toplantısında görev süresindeki çalışmalarını anlattı. AGÜ’nün Kayseri’ye 13 ödül getirdiğini kaydeden Sabuncuoğlu, "Kayseri’nin elçisi olarak çalışacağım" dedi.
Görev süresinin tamamlanmasına az bir süre kalan AGÜ Rektörü Prof. Dr. İhsan Sabuncuoğlu, basın mensuplarıyla bir araya geldi. Üniversitede düzenlenen basın toplantısında konuşan Sabuncuoğlu, görevde olduğu sürede yapılan çalışmaları değerlendirerek, Kayseri’ye 13 ödül getirdiklerini kaydetti. Sabuncuoğlu, "Birçok uluslararası ve ulusal başarılara bir dünya üniversitesi olarak imza attık. Bu güzel şehre 13 ödül getirdik. Bu az değil. Kısa bir süre içerisinde birçok ilke imza attık. Abdullah Gül Üniversitesi son iki senedir Türkiye’de öğrenci memnuniyetinde devlet üniversiteleri arasında bir numara. Tüm vakıf ve devlet üniversiteleri arasında da ya üçteyiz ya da ilk beşteyiz. Bu önemli bir başarıdır. Korona virüs hayatımızı çok değiştirdi ve en çok etkilediği sektörlerden bir tanesi de eğitim sektörüydü. Tahminlere göre 1 milyarın üzerinde genç bundan çok olumsuz etkilendi ve milyonlarca çocukta eğitimsiz. Üniversitemiz bu korona virüs sürecini en iyi yöneten devlet üniversitesi seçildi. Yine tüm vakıf ve devlet üniversiteleri arasında ilk beşteyiz. Üniversitemiz bu süreçte de yine önderliğini ve liderliğini gösterdi. Bunun arkasında bir vizyon var ve bu vizyonun Türk öğretim dünyasına ve dünya öğretim dünyasına sunduğu bugün olmasa bile yarında kullanılacak model ve yaklaşımlar var. Üniversiteleri bir işletme gibi görmemek lazım. İşletmeler kısa zamanda da kar elde etmek zorundalar ama kamu hizmeti sunan özellikle üniversitelerin toplum üzerindeki etkisinin özellikle uzun vadeli olduğunu her zaman söylüyoruz. Bu üniversitenin geliştirdiği model ve yaklaşımlarla özellikle yüksek öğretime sunmuş olduğu yeni model ve yaklaşımlarla, yeni sistematiklerinin etkisini uzun vadede göreceksiniz" ifadelerini kullandı.
"Her yer derslik olacak"
Sabuncuoğlu, "’Ders dediğimiz şey, eğitim dediğimiz şey illa dersliklerde olmak zorunda değil, olmayacak’ dedik. Fabrikalar, kafeler, her yer derslik olacak dedik. Bu çok sistematik bir şekilde kültürel bir değişimdir. Bunu biran da hemen yapamazsınız. Bu yavaş yavaş yapmaya başladık. Bizim öyle derslerimiz vardı ki fabrikada başlıyor, fabrikada bitiyor. Üniversitede yapamaz mıyız, tabi ki yaparız. Son derece modern bir teknoloji alt yapımız var. Biz niye fabrikada yapıyoruz, biz niye ticaret odasının toplantı salonunda ders yapıyoruz. Çünkü orada motivasyon farklı. Öğrenci sadece kitaplardan ve kendisine verilen bilgilerden almıyor. Orada bir şeylere dokunuyor. Dokunmadan olmaz. İşçiyi, mühendisi ve oradaki yöneticiyi görüyor. İş hayatını görüyor ve motivasyonu artıyor. Bunu daha sık görmeye başlayacağız" dedi.
Eğitim sisteminin 30-40 senedir insanları robotlaştırdığını kaydeden Prof. Dr. Sabuncuoğlu, "Bizler bir taraftan robotları akıllı ve yapay zekayla insanlaştırıyoruz. Maalesef eğitim sistemimiz 30-40 senedir insanları robotlaştırıyor. Yalnızca üniversite imtihanına hazırlayan ve onların bireysel gelişimlerine katkıda sunmayan eğitim kurumlarıyız. İstisnalar vardır ama ben genelden bahsediyorum. Bireyin bir dünya vatandaşı olması için gereken eğitimi maalesef bir dipfrize konuluyor. Bu çocuk bir imtihandan öbür imtihana, öbür imtihandan diğer imtihana hazırlanarak robot gibi robotlaştırılarak mezun oluyor ve üniversitelere geliyor. Bizde böyle yaparsak, bizim de çıkartacağımız robot olacak, başka bir şey değil. Bunu değiştirmemiz lazım. Üniversitelerin normal misyonlarının ötesinde bir de bilinçli olarak sistemleri yöneten rektörlerin ve üst düzey yöneticilerin bildiği, değer verdiği, birçoğunun farkında olmadığı, gelen birer robotlaşmış gençlerin beşeri bir bireye, topluma gerçekten ihtiyaç duyulan bir bireye dönüştürmesi için ayrı bir misyonu daha var. bu nasıl olacak. Bununla ilgili de öğrenci odaklı sistematiklerin kurulması lazım. O yüzden bir gençlik fabrikasını kurduk. Öğrencilerimiz geliştirebilmek için öğrenci kulüplerini devreye sokarak bir takım sistematikler yaptık. Bu çocuklar kendilerini birey olarak geliştiriyorlar. Çocuklarımızın sosyal zekalarını geliştirmek zorundayız. Sosyal zeka, analitik zeka gibi değil. Geliştirilebilir bir şey. Bunun da yolları var. Bunu geliştirmeden diploma verirsen robotu daha iyi bir robot haline getiriyorsun. Biz bunları toplumun ihtiyaç duyduğu insan yapmak istiyorsak, mutlaka bu tür mekanizmaları kurmamız gerekiyordu ve kurduk. Devlet üniversitesi olmanın getirdiği kısıtlar altında olarak bir takım mekanizmal yapılar kurduk" şeklinde konuştu.
Kayseri’de güzel zamanlar geçirdiğini de sözlerine ekleyen Sabuncuoğlu, Kayseri’nin elçisi olarak çalışacağını da belirtti.
AGÜ Rektörü Prof. Dr. İhsan Sabuncuoğlu, üniversitede yapılan çalışmaları şöyle sıralandırdı:
"Cumhuriyetimizin ilk fabrikalarından biri olan Sümerbank Bez Fabrikası’nı bir bilim ve eğitim merkezine dönüştüren AGÜ, birçok uluslararası mimarlık ödüllerine sahip böyle bir kampüsü ülkemize kazandırarak dünyaya da örnek oldu. Daha kuruluş aşamasındayken Türkiye’nin dört bir yanından en iyi öğrencilerin, tercih ettiği AGÜ, devlet üniversiteleri arasında ilk 10’a girdi. Böylelikle %100 İngilizce eğitim yaparak Anadolu’da başarılı bir devlet üniversitenin kurulmasının da mümkün olduğunu göstermiş oldu. Öğretim Üyelerinin tamamını uluslararası deneyimli, genç ve dinamik bir ekipten oluşturan AGÜ, TÜBİTAK’ın tersine beyin göçü programında en çok tercih edilen ilk 5 üniversiteden biri oldu. Bu genç ve dinamik kadro, TÜBİTAK, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA), Bilim Akademisi Genç Bilim İnsanları Ödül Programı (BAGEP), Feyzi Akkaya Bilimsel Etkinlikleri Destekleme Fonu (FABED), Küresel Genç Akademi, Bilim Kahramanları Derneği, L’Oreal Türkiye gibi birçok kuruluştan teşvik, destek ve yılın bilim insanı gibi ödülleri aldı. Günümüzde akademik birimler kadar araştırma ve uygulama merkezlerinin de üniversitelerin gelişiminde büyük rol oynadığına inanan AGÜ, aralarında Kariyer ve Profesyonel Gelişim, Öğrenme Öğretme, Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma gibi disiplinlerarası merkezler kurdu.
Mühendislik ve Yaşam/Doğa Bilimleri alanlarında 10 farklı tematik alana (nanoteknolojiden biyomühendisliğe kadar) hizmet veren Merkezi Araştırma Laboratuvarı kuruldu. Uluslararası seviyede bilimsel projelerin ve iş birliklerin yürütüldüğü bu merkez Öğretim Üyeleri, araştırmacılar ve öğrencilerin ileri araştırmaların yapmasına olanak ve altyapı sağladı. Öğrencilerin, mesleki formasyon ve teknik beceriler kazanmasının ötesinde, bireysel olarak sosyal, kültürel ve entelektüel gelişimini de önceleyen AGÜ, Öğrenci Koordinatörlüğü üzerinden Gençlik Fabrikası ve Kariyer Merkezi gibi örnek bir uygulama olarak gösterilen ofisleri de hizmete sokarak öğrencileri, uluslararası alanda da tecrübeli dünya vatandaşı olarak yetiştirmeyi sağladı. Üniversitemiz ilk mezunlarını ise 2018 yılında verdi. Aldıkları eğitimle donanımlı bir şekilde mezun olan öğrencilerimiz, ya daha öğrenciyken iş teklifi aldı ya da mezun olduktan kısa bir süre sonra iş hayatına başladı. Bugüne kadar %90’ı istihdam edilen veya akademik kariyerine devam eden, %50’den fazlası ise henüz öğrenciyken iş teklifi alan Abdullah Gül Üniversitesi mezunları, rekabetçi ve hızla gelişen dünyaya uyum sağlayabilen bireyler olarak öne çıkmayı başardı. AGÜ TTO, herhangi bir kamu desteği olmaksızın, tüm akademik birimlerin sahip olduğu bir yapıda çalışmalarını başarılı bir şekilde sürdüren, Kayseri Sanayi ve Ticaret Odalarımızın ortaklığıyla birlikte kurulan bir A.Ş.’dir. AGÜ, TTO A.Ş.’nin yaptığı çalışmalarla, TÜBİTAK tarafından açıklanan Girişimci ve Yenilikçi Üniversite endeksine göre son 10 yılda kurulmuş en başarılı devlet üniversitesi oldu. Teknoloji Transfer Ofisi aynı zamanda Kariyer Merkezi ile birlikte iş ve sanayi dünyası ile öğrencileri buluşturan bir arayüz görevini yapmaktadır. Uluslararasılaşma, AGÜ’nün kısa zamanda akademik camiada kendisine önemli bir yer elde edebilmesi için en temel stratejik hedeflerinden biriydi. 10 yıllık bir stratejik plan çerçevesinde hareket edildi. AGÜ bugün;
50 farklı ülkeden nitelikli akademisyen ve öğrencilere ev sahipliği yapan bir kurum haline geldi. SAT ve TOEFL IBT gibi dünya ölçeğinde kullanılan uluslararası sınav ve testlerin merkezi oldu. Çok sayıda Avrupa ülkesi ile öğrenci değişim anlaşması imzaladı. 5 kıtada 45 ayrı ülkeden dünyaca ünlü yüksek öğretim kurumları ile çok anlaşma yaptı. Dünyanın en tanınmış kuruluşları ile iş birliği yaptı. (Deutsche Bahn, Robert Bosch Vakfı, Goethe Enstitüsü, Global Solutions Initiative vb.) Akademik dünyada "Üniversitelerin Anayasası" olarak kabul edilen ve en seçkin üniversitelerin yer aldığı Magna Charta Gözlemcilik Konseyi’ne (Magna Charta Observatory) üye olarak seçildi. Times Higher Education Etki Sıralamasında son iki yıl üst üste 101-200 bandında yer alan AGÜ, Türkiye’den en iyi sıralamaya sahip üniversite oldu. Merkezi Asya’da olan Hansa Üniversiteler Birliği’nce ilk defa hayata geçirilen WURI - "Gerçek Etkili Dünya Üniversiteleri" sıralamasında Türkiye’den dereceye giren tek üniversite olan AGÜ dünya genelinde 41. sırada yer aldı. Ayrıca "Öğrenci Hareketliliği ve Ulaşılabilirlik" kategorisinde ise 10. sırada yer alma başarısını göstererek üniversitenin yenilikçi ve zengin uluslararasılaşma stratejisini tescilledi. Aynı kapsamda, AGÜ uyguladığı ileriye dönük uluslararasılaşma stratejisi ile 2020 Times Higher Education Asya Ödüllerinde ilk 10’a girerek finale kalma başarısı gösterdi. Aynı zamanda bu organizasyonda aday gösterilen tek Türk üniversitesi oldu. AGÜ, Avrupa Komisyonu’nca kurulan üniversiteleri değerlendirme aracı olan U-Multirank platformunun sıralamasında da yer alarak, başarılı üniversiteler arasında listelendi. QS’in Gelişmekte Olan Avrupa ve Orta Asya başarı sıralamalarına ilk kez dahil olan ve yayın başına düşen atıf sayısında, Türkiye’deki üniversiteler arasında 1’inci olan AGÜ, Gelişmekte Olan Avrupa Ülkeleri ve Orta Asya Üniversiteleri (EECA) arasında ise 2’nci oldu. Özetle, Kayseri’de son sekiz yılda yalnızca yenilikçiliği özümsemiş, çağdaş bir üniversite kurulmadı. Aynı zamanda, AGÜ’de ortak akılla geliştirilen birçok yeni model ve kavram bundan sonra kurulacak veya değişim yapmak isteyen üniversitelere ışık tutacaktır. Ayrıca geliştirilen bu yeni model ve paradigmalar yükseköğretimin ilgili literatürüne önemli katkılar sunmaktadır. Üniversitemizin bugüne gelmesine büyük katkılar sağlayan başta 11. Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül, değerli AGÜV üyeleri, Öğretim Üyelerimiz ve öğrencilerimiz olmak üzere, bize destek veren Valilik, Belediyeler, Sanayi ve Ticaret Odaları, Sivil Toplum Kuruluşları, Kayseri’deki ilk, orta, lise ve dengi okullarımız ile iş ve sanayi dünyasına ve tüm AGÜ dostlarımıza teşekkürlerimizi bir borç biliyoruz."