
SUSMAM BEN..!
Osman ÇİFTCİ
Mehmet Özet ağabeyimin kalleş bir saldırı sonucunda hayatını kaybetmesinin üzüntüsüne acısına bir de Ozan Arif ağabeyimin vefatının üzüntüsü acısı eklendi.
Yıl tam olarak kaç hatırlamıyorum.
Ortaokul öğrenciyim, tarihi Kayseri kalesinin önünden geçerken el arabasının üzerinde teyp kasetleri satan kişi sattığı kasetlere ait son ses müzik yayını yapıyor...
“Ağa diye bey diye boyun eğmem kimseye,
Bir deli şart bir köye, susmam susmam susmam ben!”
Genetik mirasımın da etkisiyle olsa gerek benim hayat felsefemde büyük rolü olan bu sözleri defalarca dinledim. Hayatımda aldığım ilk teyp kaseti olan Susmam Ben adlı kaseti kaç kere dinledim ben de bilmiyorum...
Hayran olduğum, hayat felsefemin işaret fişeği o sözlere bir bakın, ne güzel sözler:
“Susmalıymışım,söz gümüşse sükut altınmış,doğru hem de çok doğru,ancak her zaman değil.
Zira haksızlık karşısında susan dil şeytandır.onun için susmam,anadan olmuşum,babadan olmuşum,hepsinden beteri her şeyden aziz bildiğim vatandan olmuşum.haksızlık karşısında susup haysiyetimden de olmak istemiyorum.susmam,susmadım susumayacağım.susuturacak varsa hodri meydan.
*
Diyorlar ki sus sus sus,
Susmam susmam susmam ben.
Varken bunca namussuz,
Susmam susmam susmam ben.
*
Ağa diye bey diye,
Boyun eğmem kimseye,
Bir deli şart bir köye,
Susmam susmam susmam ben.
*
Para ile pul ile,
Kaymak ile bal ile
Şunlar gibi yal ile
Susmam susmam susmam ben.
*
Bilinmeli şu nokta,
Dinlemem dikta,mikta,
Benim kellem koltukta,
Susmam susmam susmam ben.
*
Küfre karşı her zaman,
Kükremeli Müslüman,
El cihad minel iman,
Susmam susmam susmam ben.
*
Mazlumları severim,
Zalimleri döverim,
Dövemezsem söverim,
Susmam susmam susmam ben.
*
Mevlam bana el vermiş,
İzin vermiş yol vermiş,
ALLAH ağız dil vermiş,
Susmam susmam susmam ben.
*
Ey sus diyen herif be,
Et ozanı tarif be,
Adım ozan arif be,
Susmam susmam susmam ben.
*
Ozan arif her yerde,
Tercümandır her derde,
Ülkücülük var serde,
Susmam susmam susmam ben.
Ozan Arif”
*
Arif abi birçok ülkücü gibi benim de gönül dünyamı aydınlatan bir isimdi.
Çocuktuk, bu sözlerle büyüdük, Kayseri’de başta olmak üzere birçok ilde konserlerine gittim.
Yıllar sonra Erciyes Zafer Kurultayı’nı yeniden canlandırmak için gayret ettiği süreçte Kayseri’ye geldiğinde Necip Dinçer ağabeyin baş misafiri olurdu.
Necip ağabeyin yanına her gelişinde Ozan Arif’e koştum, sohbetlerinden nasiplenmeye çalıştım.
Necip ağabeyin yanına geldiğinde birkaç kez gazetemizi de ziyaret etti.
Dönemin Kayseri Valisi Mustafa Yıldırım’ın öncülüğünde kurulan, Hacılar yolundan Erciyes’e çıkarken sağ tarafta bulunan Türk Dünyası Ormanı’na götürmüştüm, belki Erciyes Türk Dünyası Kurultayı için Tekir yaylasına alternatif olarak kullanılır belki diye...
Yolu olsa hem ormanı ihya edecek hem kurultay için kalıcı bir mekan oluşacaktı.
Nasip olmadı...
Hain 15 Temmuz darbe girişiminde kurultayın yapılmasına da izin verilmedi sonrasında da Ozan’ın sağlık durumu da bozuldu.
Telefonda geçmiş olsun derken bile zorlandığımı hatırlıyorum.
Ankara’da Ulucanlar cezaevini geziyoruz, yanımda rahmetli Mehmet Özet ağabeyim de var. Müzeye dönüştürülen Ulucanlar cezaevinde fonda bir müzik var; “O toprakta, sen zindanda ben sürgün...”
Evet Ozan Arif’i dinledik Ulucanlar cezaevinde, tüylerimiz diken diken olmuştu...
Ulucanlar’da Sürgün çalarken cep telefonundan videoya çekip Arif abiye gönderdim...
Kim ne derse desin Arif Şirin namı diğer Ozan Arif Ülkücülerin ozanıydı...
Ülkücülerin Özet’ini ertesi gün Ülkücülerin Ozan’ını kaybetmenin hüznünü yaşadım.
Tanıdığım iki güzel adam...
Mehmet Özet ağabeyime de Ozan Arif ağabeyime de Allah’tan rahmet diliyorum, mekanları cennet olsun.
Sebepsiz ölüm yok, onlar gerçek dünyada biz yalan dünyadayız. Allah gittikleri yerde mahçup eylemesin, esas olan budur...