Osman ÇİFTCİ

BU OPERASYONUN HEDEFİ KİM?

Osman ÇİFTCİ

Memleket yangın yerine döndü, hergün şehit haberleri ile yüreğimiz yanıyor. Önceki akşam şehit düşen 5 polisimizden biri olan Oktay İzgi dün akşam namazını müteakip Kayseri Polis Şehitliği’nde defnedildi. Kahraman polisimiz Oktay İzgi’ye ve tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet yakınlarına sabırlar diliyorum.
Bu hararetli gündemin ortasında dün şehrimizde sıcak gelişmeler yaşandı.
Malum; önceki gece FuatAvni haber verdi, dün sabah Melikşah Üniversitesi’nin mütevelli heyetine dönük polisiye bir operasyon gerçekleşti. Operasyonda Melikşah Üniversitesi’ne baskın yapılarak üniversitede arama gerçekleştirildi, üniversiteyi kuran Burç Eğitim Vakfı’nın mütevellisinde yer alan Boydak Holding CEO’su Memduh Boydak, şehrin cemaate yakın işadamları Hamdi Kınaş, Necmi Somtaş, Hakkı Gazezoğlu, Ahmet Türkmen, Mehmet Filiz gibi isimler ifadelerine başvurulmak üzere gözaltına alındı. Bu yazıyı kaleme aldığım saatlerde bırakıldıkları yönünde bir bilgi de ulaşmadı.
Olay kamuoyuna “paralel yapı operasyonu” diye, “Boydak Holding’e operasyon” diye lanse edilse de gerek Boydak Holding’in CEO’su Memduh Boydak’ın avukatının “Boydak Holding’e yönelik bir operasyon bir baskın yok. Sadece Memduh Bey’in ifadesine başvurulacak şuan. Durum bundan ibaret” ve Boydak Holding Kurumsal İletişim Müdürü Ulaş Öztürk’ün “Şu anda gözaltı yok. Memduh Bey sabah emniyete çağrıldı, öğleden sonra ifadesi alınacak. Emniyete çağrılma gerekçesi Melikşah Üniversitesi, Boydak Holding ile ilgisi yok” açıklamasıyla hem de Melikşah Üniversitesi’nden yapılan “İddia, Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin üniversite arazisi olarak tahsis ettiği alanda, birkaç arsa sahibinin şikayetine dayanarak kamulaştırma yoluyla sözde nitelikli yağma suçunun işlendiğine yöneliktir.” açıklamalasıyla anlaşılıyor ki, Boydak Holding’e operasyon yapıldığı da yok, ortada bir “paralel devlet yapılanması” operasyonu da yok.
Ne var?
Bilgi kirliliği, gri propaganda, algı operasyonu, çarpıtma ne ararsanız var.
Hemen ifade edeyim ki bu operasyon Kayserşi’de AKP’ye ciddi manada darbe vurdu, ne demek istediğimi seçimde görürüz Allah ömür verirse...
Melikşah Üniversitesi’nin kurulduğu arazide ve bitişiğindeki arazide gariban vatandaşların arazilerinin yok pahasına istimlak edildiği yeni birşey değil.
Oradaki vatandaşlar mağduriyetlerini dile getirmek için defalarca eylem yaptı, MHP’li belediye meclis üyeleri AKP’lilerin yaptığı plan tadilatını yargıya taşımışken AKP’liler bir yanda dava devam ederken yeniden plan tadilatı yaparak oradaki garibanların “mağdur olduk” dediği süreci hayata geçiren kişi oldu.
Sözkonusu oradaki arsa sahiplerinin mağduriyeti ise bu operasyon için geç bile kalındı.
***
Mehmet Özhaseki’nin Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde yapılan plan tadilatları sözkonusu...
Yani? Yanisi şu, dolaylı hedefse de direk hedef Boydak Holding değil, dolaylı hedefse de “paralel devlet yapılanması” direk hedef değil, dolaylı hedefse de Melikşah Üniversitesi direk hedef değil.
Gözaltına alınan ve Melikşah’ın kurucu vakfının mütevellisinde yeralan isimlerin tamamı Kayseri’de cemaatin önde giden isimleri.
Melikşah Üniversitesi açıkladı: Kayseri Cumhuriyet Savcılığı Hazırlık Bürosu’nun soruşturma yazısı ile Kayseri 3. Sulh Ceza Hakimliği’nin kararından anlaşılacağı üzere, operasyon gerekçesi “Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin üniversite arazisi olarak tahsis ettiği alanda, birkaç arsa sahibinin şikayetine dayanarak kamulaştırma yoluyla sözde nitelikli yağma suçunun işlendi” iddiası...
Melikşah Üniversitesi açıklamasında beyan ediyor: “Üniversitemiz bu alanda söze konu iddialar çerçevesinde hiçbir kamulaştırma yapmamıştır ve şikayete konu taşınmazların malikleri, halihazırda şikayetçi olduğu ileri sürülen kişilerdir.”
Yani ister direk deyin ister dolaylı... Oraziyi garibanı mağdur ederek Melikşah’a mecbur eden kim tabloya bakınca? Yani hedef kim?
Sonuçta arsası değersizleşen plan tadilatlarıyla Melikşah’a mecbur edilen garibanların şikayetçi olması kadar doğal birşey de yok.
Ona birşey demiyorum, haklılar. İnşallah hiç değilse bu vesileyle mağduriyetleri giderilir.
***
Durum böyle... Böyle olunca da aklıma başka sorular geliyor.
Emniyet Müdürü ile Özhaseki arasında bir soğuk savaş yaşandığını kulislerden çok duyuyorduk ama yazılıp çizilecek durumda olarak hiç görmemiştim.
Geçtiğimiz günlerde AKP Milletvekili aday adayı Ali Çamlı’nın şehrin kolluk protokolüyle Kapuzbaşı’nda verdiği poz ile [email protected] mail adresinden basına servis edilen “Ali Çamlı seçim çalışmalarına Yahyalı’dan başladı” haberi ortalığı ellialtı etti...
Yukarıda bahsettiğim mail adresinden gönderilen haberi rutin bir aday adayı çalışması gibi görüp sayfalarında kullanan gazetelerden birisi de bizdik. Ali Çamlı adına birilerinin mail adresi açıp böyle bir çapsızlık yapabileceğine ihtimal vermedik. Kolluk protokolüyle birlikte verilen pozu da seçim çalışmasıyla çok ilişiklendiremediğimizden olsa gerek birinci sayfadan bile kullanmadık. Seçim çalışması sırasında karşılaşmışlar ve fotoğraf çektirmişlerdir belki diye mi düşündük bilemiyorum, önemsemedik. Ha kim hangi görevde doğrusu onun da haber merkezimiz o anda çok farkında değil. Buna rağmen fotoğrafla haber arasındaki tuhaf çelişkiyi arkadaşlarımız iç sayfada fotoğraf altında ifade etmeye çalışmış.
Haberin 4 gazetede yayınlanmasından sonra ortalık ellialtı olunca Ali Çamlı’nın “haberi paralelciler yazdırıyor” diye ortada dolaştığı bilgisi yansıdı.
“Hem kendisi haberi servis edecek hem de ortalık karışınca paralel diye ortaya düşüp çark edecek, bu nasıl iş? Hem bizim paralelle ne işimiz olur” diye kızdım, durumu anlamaya çalışırken görüştüğüm kişilerden birinin irtibat kurması üzerine olsa gerek Ali Çamlı beni aradı, “sen paralelciysen ben de paralelciyim” diyerek konuyu izah etti.
Ali Çamlı ile de birkaç kişiyle de yaptığım görüşmelerden de edindiğim bilgiye göre, daha önce bir yerel gazetenin ortağı olan şimdi de bir internet sitesinde çalışan Selahattin Karakoç, sempati duyduğu Ali Çamlı adına bu mail adresini açıyor, Çamlı’nın seçim çalışmalarını memleketi Yahyalı’dan başlattığı şeklinde haber yapıp gazetelerde yayınlattırarak Çamlı’ya kıyak geçmek istiyor. Aklınca sürpriz yapmış mı olacak neyse artık... Haberle birlikte gönderilen fotoğraflar da facebook’tan elde edilmiş. Çamlı’nın ortağının çektiği ve kendi facebook sayfasında yayınladığı kolluk protokolü ile çekilen fotoğraf da haberle birlikte gönderilen fotoğrafların arasına karışıyor. O fotoğraf 4 gazetede yayınlanınca ortalık da karışıyor... Zira, kolluk protokolünün seçim çalışmasıyla ne alakası olabilir ki?
Daha sonra aynı mail adresinden fotoğrafın yanlışlıkla servis edildiğine ilişkin bir açıklama geldi onu da sayfamızda haber olarak kullandık....
Ali Çamlı da ortağının o fotoğrafı facebook’a atmasının saçmalığın alâsı olduğunu söylüyor.
Ali Çamlı da Selahattin Karakoç’un görüştüğüm yakın mesai arkadaşları da bütün bu saçmalıklar zincirinin Selahattin Karakoç’un başının altından çıktığını söylüyor, böyle izah ediyor. Ali Çamlı böyle bir mailin kendi adına açıldığından, haberin servis edildiğinden haberi bile olmadığına yemin şart ediyor. Mail adresini açıp bu haberi yollayanlar hakkında da şikayetçi olacağını söyledi.
İlk bakışta izah ettiğim süreç çok mantıklı görünmese de, “bu kadar tesadüf mü olur?” dedirtse de Selahattin Karakoç’u tanıyanlar bu tarz bir saçmalığa meydan verebileceğini bilir.
O değil, haberi bize gönderip yayınlattırarak böylesi bir kepazeliğe bizi de alet etmiş oldu. Biz de bu olaydan hareketle özeleştirimizi yaptık; herhangi birinin adına açılmış bir mail adresinden gelen haber metninin gerçekten o kişiden gelip gelmediğini teyit etmek gerekiyormuş, çünkü memlekette Selahattin Karakoç gibiler var...
Bu trajikomik durumu bir takım senaristler ele aldı, komplo teorileri yazdı, enteresan şekillerde dillendirdi derken bu operasyon oldu.
Ne alakası mı var?
Ali Çamlı ile Kapuzbaşı’ndaki fotoğraf karesinde yeralan kolluk protokolüne mensup isimlerden biri il emniyet müdürü olunca durum karışıyor. Senaryoya göre, emniyet müdürünü yıpratmak için Ali Çamlı ile çekilen fotoğraf gazetelerde kasıtlı olarak yayınlattırılmış. Kasıt sahipleri arasında da Haseki cenahı ve ilin başka bürokratları da varmış...
Bu senaryolar ne denli gerçek bilemem ama şu bir gerçek ki biz böyle bir kasıt varsa bile bu kastın tarafı değiliz, olamayız da.
Şunu diyorum; bu gelişmeler, senaryolar ve gazlardan sonta Kayseri Cumhuriyet Savcılığı Hazırlık Bürosu’nun soruşturma yazısı ve Kayseri 3. Sulh Ceza Hakimliği’nin kararında Özhaseki’nin belediye başkanlığı dönemindeki bir icraatla ilgili “Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin üniversite arazisi olarak tahsis ettiği alanda, birkaç arsa sahibinin şikayetine dayanarak kamulaştırma yoluyla sözde nitelikli yağma suçunun işlendi”ği iddia edilince dedim ki; acaba.... Paralel savaşçısı müdür gaza mı geldi?
Umarım bu kadar basit değildir bu devlet işleri...

Yazarın Diğer Yazıları