Bugün Olay Türk’te yayınlanan ’30 dakika’ programında Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin’i konuk ettim.
Yaklaşan Ramazan öncesinde Şahin’in Ramazan kolileriyle ilgili çarpıcı açıklamaları oldu.
Ramazan kolilerinin satışının kanuna aykırı olduğu boyutu önemli bir konu ama ben daha çok kolinin içeriği üzerinde biraz durmak istiyorum.
Ramazan kolilerinde genellikle yağ, şeker, çay, un, zeytin ve bakliyatlardan oluşan bir standart var.
Ama insanların gereksinimleri bazen o standartların çok ama çok dışında olabiliyor.
İnsan yumurta ile 3 öğün yemek yapabilir.
Sabah yağda yumurta,
Öğle menemen,
Akşam yumurta salatası yapıp sofraya getirebilir.
Ama öyle zamanlar vardır ki, üç öğünü kurtaran yumurtanın yerini hiçbir öğününüze koyamayacağız bir sürpriz yumurta bir koli yumurtadan daha önemli olabilir.
Ayranı yok içmeye diye başlayan cümle gelmesin hemen aklınıza…
Bazen bir baba için, bir ana için markette sürpriz yumurtaya bakan bir çift göz, büzüşen dudak çok ama çok şey anlatabilir.
Küçücük yüreğinde hisseder yoksulluğu,
Bilir çaresizliği…
O yüzden istemez, isteyemez.
Ama gözleri dile gelir.
İşte o an o bir çift gözdeki hüznü silmek, büzüşen dudakta bir tebessüm olabilmek ekmektir, sudur, havadır…
Ve o gözde silinmeyen her hüzün; çoğaltır hüzünleri annenin babanın yüreğinde…
Tebessüme dönüşmeyen her bir dudak kıvrımı, büyük kırıklara dönüşür anne babanın düşlerinde…
Yediği ekmek boğazına durur.
İçtiği su zehir olur…
O yüzden ramazan kolisi dağıtacak olanlar bir kez daha düşünsün.
Bir kolinin içine koyduğunuz standart ürünler bazen ihtiyaç sahibinin önceliği değildir.
Koli yerine alışveriş kartı verin.
Belki o anne sıvı yağ yerine sakız alacaktır.
Belki o baba nohut yerine çikolata alacaktır.
Çünkü çocuğunun yüzündeki tebessümün hiçbir maddi karşılığı yoktur.
Ramazan ayında ihtiyaç sahiplerini düşürerek gücü oranında hayır işleyen her hayırseverin hayrı kabul olsun…
Ama ben bir kez daha düşünün derim koli yerine alışveriş kartı vermeyi…