Hafta sonu AK Parti’nin il danışma toplantısı vardı.
Toplantıya Kayseri’deki kooperatif mağdurları da yoğun ilgi gösterdi.
Önce AK Parti Kayseri Milletvekili Şaban Çopuroğlu’na anlattılar dertlerini…
Çopuroğlu büyük bir dikkatle dinledi.
Sonra Mustafa Elitaş geldi, meşaleler yandı.
Sadece meşaleler değil, sloganlar atıldı.
Elitaş, o hengamenin içinde salona geçti.
Vatandaşlar, Elitaş kendilerini dinlemedi diye, tepki gösterdi.
Salonda da kooperatif mağdurları vardı.
İçleri yanıyordu ve yardım bekliyorlardı.
AK Parti İl Başkanı Fatih Üzüm geldi yanlarına, sonra konuşacaklarını söyledi.
Elitaş, dışarıdaki hengameden dolayı vatandaşları duyamadığını ama toplantı sonrasında bir araya geleceklerini söyledi.
Toplantıyı yöneten AK Parti önceki dönem Milletvekili İsmail Tamer ise yaşananları bilmesine, bu insanların çilesine tanık olmasına rağmen, aldı eline mikrofonu, içi yanan insanları provokatörlükle suçladı.
Ne kadar kolay, ne kadar konforlu bir şey insanları provokatörlükle suçlamak.
Esnaf halinden mi şikayetçi, provokatör de geç gitsin…
Öğrenci yurt mu istedi, provokatör de bitsin…
İşçi zammı istedi, provokatör de sussun…
Vatandaş mültecilerden rahatsız mı, provokatör de korksun…
Olay bu kadar basit.
İnsanlar dişinden tırnağından artırarak bir ev sahibi olmuş, çeteleşen tipler kooperatifi ele geçirmiş, insanların ciğerini yanıyor ama İsmail Bey oradan mağdur kadını provokatörlükle suçlayıp, alkış bekliyor.
Sonra biz milletin adamıyız!
Yok, milletin adamı milletin derdiyle dertlenendir.
Milletin derdini görmezden gelen değildir.
