CHP Kayseri İl Başkan Yardımcısı Niyazi Ünalmış, “‘X’te yaptığım bir paylaşım altına, Kayseri Büyükşehir Belediyesi tarafından görevlendirilen troller, yağmur olmuş yağmış.” şeklinde bir paylaşım yapmış.
Merak ettim.
Sayfasına girdim.
Kimler ne yazmış diye baktım.
Zahid Emiroğlu, Kafkas Güzeli, Tuğba Yiğit, Asena ve Anadolu Kızı hesaplaır dikkatimi çekti.
Girdim bu ‘şahısların’ sayfaları inceledim.
Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç’a MÜSİAD’ın yaptığı ziyaret tekrar paylaşılmış.
Konya Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı’nın bir paylaşımı var.
Aksaray Belediyesi,
Ahmet Pekyatırmacı’nın Selçuklu Belediyespor paylaşımı,
Memduh Başkan’ın Kuşcu’daki ağaç dikme etkinliğindeki paylaşımı ve böyle gidiyor.
Bu beş kişi de ne ‘tesadüftür’ ki aynı gönderileri aynı saatlerde paylaşmış.
‘Yiğit Ali Zeybek’ isimli kullanıcı da bunların içinde ama o paylaşımlarını biraz çeşitlendirmiş.
Çeşitlendirilen bir başka şey ise siyasi görüşler.
Aynı paylaşımları yapan, aynı anda aynı kişinin paylaşımına yorum yapan bu ‘Kişiler’ farklı siyasi görüşlerden.
Ve hepsi Niyazi Ünalmış’a cevap vermiş.
Konunun hiç önemi yok.
Kim haklı kim haksız inanın onun da hiç önemi yok.
Burada önemli olan şey, gerçeklik.
Birileri bizi kendi gerçekliğimizden kopartmak istiyor.
Daha dün gece yoksulluktan 5 çocuk öldü;
Birkaç gün önce Balıkesir’de 78 yaşındaki bir inşaat işçisi inşaattan düşüp öldü;
Bu ülkenin gerçeği 78 yaşındaki insanlar hala çalışmak zorunda…
Zorunda ama bizim derdimiz algı…
Siyasi parti fark etmeksizin, siyasiler, durumu algılarla kurtarmaya çalışıyor.
Peki, bize ne oluyor?
Emeğiyle var olmaya çalışan,
Bahtına hep cefa düşen,
Bu ülkeyi öyle lafta değil, gerçekten seven,
Bu ülkenin insanlarına ne oluyor?
Maalesef onlar kendi gerçekliğinin farkında olmadığı için kaybediyor.
3-5 trol bir şeyler yazıyor;
Kendi gerçekliğimizden kopuyor.
Oğlu dağda vatan bekleyen ana, asker kaçağı ‘ünlü’den vatan millet sevgisini öğreniyor.
Bir eli yağda bir eli balda, torunları dünya turunda olanlar, çocuğunun cebine tost parası koyamayan babaya şükretmeyi anlatıyor.
‘Sonra bakıyorsunuz cebinde çay parası olmadığı için bir çay bahçesine oturamayan vatandaş ekonominin uçtuğunu söylüyor.
Yaşadığı kentin dışına çıkmamış, çıkamamış; ömründe bir kez olsun tatil yapamamış emekli, emekli olunca dünyayı gezen Avrupalı’nın kendisini kıskandığını söylüyor.
Çünkü kendi gerçekliğinin farkında değil.
Çünkü onun yerine başkaları düşünüyor.
Başkaları konuşuyor.
Çünkü gazoz reklamında ‘İmaj hiçbir şeydir, susuzluk her şey’ diyor ya, öyle bir çağa denk geldik ki her şey imaj oldu.