Dün Kayserispor, kendi sahasında Beşiktaş’ı konuk etti.
Lige havlu atan Beşiktaş’ın yeni transferleriyle ne yapacağı merak edilirken, Portekizli Hoca’nın 4 forvetle maça başlaması siyah beyazlıların hücum futbolu oynayacağını düşündürse de siyah beyazlıların ilk sut girişimi ancak ilk yarının ortalarında geldi.
Kanatsız Kartal karşısında Kayserispor çok daha iyiydi.
Bilal’in en rahat maçlarından birini yaşadığı karşılaşmada Kayserispor, biraz şanslı olsa, 9 haftalık galibiyet hasretini 10 maça çıkarmamış olacaktı.
Sonuçta Kayserispor bu önemli karşılaşmada 1 puan kazanmadı, 2 puan kaybetti.
Trabzon deplasmanında alınan galibiyetin ardından, galibiyetin coşkusuyla, Başkan Ali Çamlı her ne kadar silinen üç puan için, “Silerlerse silsinler, biz de puan çok” dese de şuan ki puan tablosunda değil 3, yarım puanın, atılan her golün çok önemi olacak gibi…
Umarım ilk maçlarında olumlu sinyaller veren yeni transferleriyle Kayserispor, ilk yarıdaki çıkışını tekrar yakalar ve silinen, avucumuzun içinden kaçıp giden puanların hesabını yapmayız.
Ama umudun ötesinde Kayserispor’un acilen şansızlığını kırıp, 3 puan alması gerekiyor.
Ve bu hafta Çağdaş Atan’ın çalıştırdığı Başakşehir karşılaşması bunun başlangıcı olabilir.
Kayserispor’dan ayrılması bir yana sonrasında Kayserisporlu futbolcuların aklını çelmesiyle, Kayserispor camiasında son derece antipatik bir yere sahip olan Çağdaş Atan’ın takımına karşı oynamak ayrı bir motivasyon olacaktır.
Motivasyon demişken, bir kez daha Kapalı Kale’yi tebrik etmek lazım.
90 dakika boyunca takımın 12’inci oyuncusu olarak her şeyi yaptılar.
Ben zaman zaman sahada oynanan oyunu bırakıp, tribünleri seyrettim.
Keşke stadyum da dolu olsaydı.
O zaman çok daha güzel olurdu.