Yüksek Seçim Kurulu tarafından iptal edilen Pınarbaşı seçimlerinin dün tekrarlanmasıyla birlikte, tarihinin en hareketli günlerini yaşayan Pınarbaşı artık normaline döndü.
Bir basın mensubu olarak bundan sonra Pınarbaşı’yı kim, kimlerin ziyaret edeceğini özenle takip edeceğim.
Elbette seçimler öncesindeki gibi her gün onlarca misafiri ağırlamasını beklemiyorum ama verilen sözler, ortaya konulan vaatler doğrultusunda Pınarbaşı’nın yine canlı olmasını umuyorum.
Pınarbaşı halkının da bu umudu taşıdığını düşünüyorum.
Tabii tutulmasını umduğumuz sözler gibi unutulmasını beklediğimiz sözler de var.
Sadece Pınarbaşı için değil, diğer ilçeler için de…
Örneğin Pınarbaşı’nı ziyaret eden Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, ‘Birlikte rahmet var, ayrılıkta azap var. Ben ayrı durmadım. Ayrıca dışarıdan başka bir parti olup da, affedersiniz ama özür dilerim amiyane tabirle, gıcık vermenin ne demek olduğunu çok iyi biliyorum. Bunu yaşadık daha önce. Siz burada hizmet istiyorsanız 2 kardeşimin, sağımda solumda benim ellerimi kaldırarak birlikte hizmet etmemize izin verin, imkan verin. Biz de sizlere hizmet edelim Allah'ın izniyle…’ diyerek Memduh Uzunluoğlu’na destek istemişti.
Ama Uzunluoğlu değil, CHP’nin adayı Deniz Yağan kazandı.
‘Deniz Yağan’ kazandı diye Pınarbaşı’na hatta Felahiye’ye, Akkışla’ya, Sarız’a, Tomarza’ya gıcık verecek misiniz?
Umudum odur ki, bu sözler siyaseten söylenmiş sözler olsun.
Umudum odur ki, ‘Halka hizmet Hakka hizmettir’ diyenler, halk kendilerine oy vermeyince Hakkın rızasından da vazgeçmezler.
Umudum odur ki, bugün gücü elinde bulunduranlar bu gücün milletin kendilerine emaneti olduğunu unutup, emanete ihanet etmezler.
Umudum odur ki, siyasi fanatizm değil hizmet aşkı kazanır.
Önümüzde bir 5 yıl var.
Allah ömür verirse yaşayıp göreceğiz.
Umarım Pınarbaşı, Kayseri, Türkiye güzel şeyler görür.
Çünkü buna çok ihtiyacımız var.
Hani bir taraf ‘Yumuşama’ diğer taraf ‘normalleşme’ diyor ya adına ne derseniz deyin bu ülkenin uzlaşıya çok ama çok ihtiyacı var.