Nejdet KALA

Bir yemin ettim ki!

Nejdet KALA

Merhum Kayahan’ın ‘Bir yemin ettim ki, dönemem’ şarkısı değil konumuz. 
Konumuz teğmenlerin yemini… 
Günlerdir memlekette mezun teğmenlerin ettiği yemin konuşuluyor. 
Herkes bir yerinden tutmaya, konuyu kendi anladığı gibi anlatmaya çalışıyor. 
İktidara yakın ama seküler tipler, üç kadın subayın dönem birincisi olmasından yola çıkarak, ‘Hani Türkiye Afganistan olacaktı, ne oldu?’ diyerek kendilerine pay çıkartıyor.  
İktidara yakın, dindarlığı dincilik olarak gören tipler ise, ‘İktidara ayar çekmeye çalışıyorlar’ diye zıp zıp zıplayıp ‘kelle’ istiyor. 
Öyle ki, iktidara yakın olup da ‘Ne var bunda’ diyenlerin bile kellesini istiyorlar. 
Bu kelle isteyen zatlar, 15 Temmuz hain darbe girişiminde iç çamaşırlarıyla, ters kelepçe vurulmuş darbecilerin fotoğraflarını paylaşarak, ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ diyen teğmenlere ‘akıbetiniz bu olur’ demeyi de ihmal etmiyor. 
Bu kesim, destekledikleri parti iktidar olduğu için kendilerini devlet sanıyor. 
Her şeyi kendilerine hak görüp, sağa sola saldırmayı, birilerini hedef göstermeyi hiç ihmal etmiyorlar. 
Kendileri gibi düşünmeyen herkes düşman, terörist, hain… 
Emin olun ki, bunlar dün de, Türk ordusuna sızan, FETÖ şakirtleri tespit edilip ordudan atıldığında da ‘TSK’yı din düşmanı’ olmakla suçluyorlardı. 
Peki, ne oldu?
FETÖ’cüler ordudan atılmadı, FETÖ’cüler general yapıldı ve 15 Temmuz’u yaşadık. 
Tarihi, cebinde İngiliz pasaportuyla gezip, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü İngilizlere çalışmakla suçlayan fesliden dinledikleri masallardan öğrenen bu tipleri boş verin… 
Feslinin cebine İngilizlerin neden pasaport koyduğunu sorgulamayan, sorgulayamayan bu tipleri boş verin. 
Onlar her şeyi bilir, ama bildikleri yanıldıklarına yetmez. 
Dün destek verdikleri, alkış tuttukları, rütbe aldıkça zafer sarhoşluğu ‘Gördünüz mü?’ diyerek ‘başarı’larına  ortak oldukları tiplerin iç çamaşırıyla fotoğraflarını paylaşırken hiç yüzleri kızarmaz. 
Hiç, ‘Biz nerede yanlış yaptık’ diyerek, kendilerini sorgulamazlar. 
Yeni yalanlarla yollarına devam ederler. 
Memlekete tek bir faydaları yoktur, olmayacaktır da… 
Ama emin olun ki; bir subay samimi olarak ‘ Mustafa Kemal’in askeriyim’ diyorsa kimse korkmasın, o devletine bağlı milletinin hizmetindedir. 
Kendi milletinin üzerine kurşun yağdırmaz. 
Ama bir subay bir tarikatın, bir cemaatin müridi ise ne olur yaşayarak gördük. 
Bu ülkede sorgulanması gereken teğmenler değil, tarikat ve cemaatlerdir.
 

Yazarın Diğer Yazıları