Hakan Çiftci

YAŞARKEN DEĞER BİLMEK LAZIM…

Hakan Çiftci

Bugün futbolu da yazacağım, ama meslek büyüğümüz, duayenimiz Sayın Süleyman Keskin ile yazıma başlamak istiyorum.

Ne yazık ki, Covit belası, Süleyman ağabeyimizi de yakaladı.

Kendisi şu an özel bir hastanede Koronavirüs ile savaşıyor.

Yoğun bakımda olan canımız, ciğerimiz Süleyman ağabey için dua istiyorum, kendisinin bende yeri bir başka.

Mesleğe ilk başladığım yıllarda birlikte 2 yılımız geçti.

Çok şey öğrendim kendisinden…

Süleyman Keskin, başlı başına bir Markadır…

Yazdığım haberler, köşe yazılarımda emeği büyüktür, öğretmenimdir kendisi…

Her maç sonrasında ya ben onu ya da o beni arar ve Kayserispor hakkında fikir alışverişinde bulunuruz.

Çok akıllı ve vefalı birisidir kendisi…

Kıvrak zekasını her daim göstererek, hayran bırakmıştır herkese kendini…

Hep akıl verir, fikrini beyan eder…

Her maç mı aranır bir insan?

Evet adı Süleyman Keskin ise arar, aranır, adamdır o…

Sürekli der ki: ‘Hakan şunu atlama, şuna dikkat et vb’ tekitleriyle hep yanımda oldu.  

Üstelik, kendisi başka bir kurumda çalışırken…

Belki, 18 yıldır aynı kurumda değiliz, ama her zaman bana öncülük ediyor.

Dedim ya ‘Adam gibi adam’ diye…

Geçtiğimiz günlerde ziyaretimize geldi ve ‘Hakan, hani TV’ye çıkacaktık?’ dedi…

Ben de ‘Sayın Keskince, ortalık karışık, biraz düzelsin, senin sağlık problemlerin var’ diyerek, gönlünü almaya çalıştım.

Malum, Koronavirüs belası ülkemizde olduğu gibi tüm dünyayı da kasıp kavurdu…

Çift maske takan, üzerine de siperlik takan, ayda birkaç kez evden çıkan, temizliğe azami önem veren Süleyman ağabey, bu virüs illetine yakalandı.

Şifası için Allah’a dua ediyorum, lütfen siz değerli okuyucularımız da bu gönül insanı için dualarınızı esirgemeyin…

Süleyman Keskin dedik, yazsak bitiremeyiz…

Kimseye küsmeyen, hep pozitif bir yapısı ile hep öğretir, hep eleştirir, daha iyisi için fikir verirdi.

İnşallah aramızda tez zamanda döner ve Allah, sevdiklerine bağışlar…

Kendisi hem çok yazan Süleyman’dı, hem de çok gezen…

Süleyman Keskin ağabey için yazsam, az öncede de dedim, sayfalar almaz, bundan sebep, duadan başka bir talebim yok.

Allah, tez zamanda koronavirüs belasını tüm dünyadan kaldırsın ve tüm hastalara şifa versin…

Spora gelince, bana bu mesleği öğreten Süleyman Keskin gibi değerleri yaşarken de bilmemiz gerektiğine dikkat çekmek istiyorum.

İnşallah, Kayserispor da içinde bulunduğu bunalımdan kısa zamanda kurtulur ve çıkışa geçer.

Evet, vefat edince herkes vefa gösterir; ama insanları kaybetmeden önce değerini bilmek, ona göre de bunu göstermek lazım.

Vefa deyince de Kayserispor başkanı Berna Gözbaşı’nın son zamanlarda anlamsız, yersiz, gereksiz eleştirilere maruz kaldığını görüyoruz.

Bizler, neden bu takımı enkaz haline getirenleri değil de, Kayserispor’u yükselten, yücelten, insanlara sataşıyoruz, savaş açıyoruz anlamak mümkün değil.

Berna Gözbaşı, işini bir köşeye bırakmış, sırf Kayserispor yok olmasın diye enkazın altına girerek, bir yaşam mücadelesi veriyor.

Bu mücadelede karşısında değil, yanında olalım.

Geçtiğimiz ay içerisinde de yazdım ‘Adamlığın cinsiyeti olmaz’ diye.

Koskoca 1.5 Milyonluk binlerce zengin iş adamı varken, oralı olmazken, Kayserispor’a gelen bu insana sahip çıkalım.

Yeri geldi bende eleştirdim, ama Kayserispor’a yaptıklarını ve yapacaklarını göz ardı etmek, mümkün değil.

Futbolcular paralarını alamadıkları için fesih haklarını kullanan, transferde güvenilmeyen bir takım haline gelen, antrenmana çıkmayan, hocası kaçıp giden bir takım halinde olan Kayserispor’u, almışsınız ve bir dünya borç ödeyip,  popüler hale getirmişsiniz, kendisini sevmeyebilirsiniz, ama Kayserispor başkanına saygı duymak zorundasınız, bu insana destek verelim.

Eleştirmek çok kolay, pamuk eller cebe deyince ışınlanan insanları da gördü bu gözler.

Geleceğe borç mirası bırakmamak için işini, sosyal hayatta kızını ve ailesini ikinci plana atarak, sırf Kayserispor var olsun diye çırpınan Berna Gözbaşı’nın işi çok zor.

Başarı geldikçe susacaklar…

Başarı için de kenetlenmek gerekiyor, sabırlı olmamız şart!

Bu hafta kader maçlarından birine daha çıkacağız.

Çaykur Rizespor maçı şu ana kadar oynanan 5 maçtan çok daha anlamlı.

Yeni transferlerin uyumu, sakatlıktan ve karantinadan çıkan oyuncuların geri dönmesi büyük bir avantaj!

Eğer Bayram Bektaş, yine macera aramaz ise, Rize deplasmanından da istediğimiz sonuç ile döneriz, diyerek, yazıma son veriyorum.

Yazarın Diğer Yazıları