Hakan Çiftci

Sakın ha!

Hakan Çiftci

Kayserispor’un Çaykur Rizespor ile alakalı köşemi dün yazdım.

Çok fazla detaya girmeye gerek duymuyorum.

Çünkü; bu maç artık geride kaldı.

Gece yarısına kadar sevinelim, ardından da yine final maçlarından birisine çıkacağımızın farkında olalım.

Tüm konsantrasyonumuzu Hatayspor maçına verelim.

***

Maç ile alakalı yazdım, ama Sapunaru gerçeğini de es geçmeyelim.

Futbolcular, golü atıyor ve Sapunaru’ya koşuyor.

Dün de belirttim, ‘Galibiyetin sırrı” diye.

Evet, futbol bir şov oyunu.

Bu oyunda en önemli faktör inanmak ve özgüvenden geçiyor.

Bu şartların oluşması için de motivasyon olmazsa olmaz bir kural.

Sapunaru, nasıl ki Denizlispor ve Yeni Malatyaspor maçlarında gizli kahramandı, Çaykur Rizespor karşısında da aynı rolü üslendi.

Bu yürekli insan, takımı yukarıya doğru taşımaya devam ediyor.

Türk ve yabancı futbolcuların tamamı, Sapunaru için varını yoğunu ortaya koyuyor.

***

Bizim şu an için yeni bir teknik direktörü ihtiyacımız yok!

Takım çok iyi bir hava kazandı.

Bunu neden sürekli yazdığıma gelince, Kayserispor yönetimi çok iyi bir frekans yakaladı.

Yakalanan bu frekansı bozmamak gerekiyor.

Bu takım, kendi kendine kümede kalır.

Yeter ki, atmosferi bozmayalım.

Ara transfer dönemine epeyce bir değindim.

Tek eksiği gol olan bir takıma, 8 yeni transferin yapılmasının yanlış olduğuna değinmiştim, zaman da beni haklı çıkardı.

***

Artık, eskiye bir sünger çekip, bundan sonra neler yapmalıyız ona bakılmalı.

Görüldü ki, Uğur ve Alper hoca ile bu iş oluyor!

Burası bizim kırmızı çizgimiz olsun.

Gerek futbolcular, gerek taraftar, gerekse de basın mensupları Uğur ve Alper hocayı benimsedi.

Bu değerlerimiz, çıktıkları 3 maçı da aldı.

Bu havayla, Hatayspor’u da mağlup edersek, kimse şaşırmasın.

Ama, yinelemekte fayda var, eğer Yalçın Koşukavak ya da herhangi biri teknik direktör olarak gelirse, yine başa sararız.

Üstüne basarak söylemekte fayda var.

Sakın ha! bu havayı bozmayalım!

***

Evet, Ramazan Civelek ve İlhan Parlak kardeşimize de parantez açarak, Türk futbolcusuna güvenildiği zaman nasıl yüreğiyle oynuyor, hep birlikte gördük.

Yabancı futbolcuların bir çoğu da karakterli, ama bizim, yani Türk futbolunun kurtulması için özümüze, kendi evlatlarımıza güvenmemiz, şans vermemiz gerekiyor.

Başka kurtuluş yolu yok!

Yoksa, Kanga gibi bir çok çöp transferleri bizlere iteleyen menajerlerin oyununa gelir ve sürekli geriye gideriz.

***

Evet, bugün de böyle olsun, Muhammed Kösedağ kardeşimin dediği gibi ‘Abi, yazıların çok uzun oluyor, biraz kısa yazsan daha iyi olur’ tavsiyesine uyarak, burada noktayı koyuyorum, yarın görüşmek üzere Allah’a emanet olun.

Yazarın Diğer Yazıları