Hakan Çiftci

REHAVETE DİKKAT!

Hakan Çiftci

Galatasaray maçı yaklaştı…

Her zaman olduğu gibi bende de heyecan arttı.

Maç gününü bir taraftar edasıyla iple çekiyorum…

Kayserispor’un galip gelmesi kadar büyük bir isteğim yok.

Şu an için bizim, moral ve motivasyona ihtiyacımız var.

Sarı-Kırmızılı her iki takım da galibiyet için sahaya çıkacak…

Bu maç, iki takım açısından da büyük önem arz ediyor.

Galatasaray, son üç maçını kazanmış ve sahasında Kayserispor’u mağlup ederek, seriyi sürdürmeyi hedefliyor.

İstanbul temsilcisi, koronavirüsten dolayı birçok futbolcusundan yararlanamayacak.

Bu bizim için hem avantaj, hem de dezavantaj...

Sonuçta sahaya 11 kişi çıkılıyor.

Rakip, her ne kadar da sağlık problemleri çekse de adı Galatasaray ve yedek kulübesi zengin bir takım.

Biz de ne yazık ki son üç maçımızı kaybeden, 6 puanla düşme hattında yer alan bir takımız.

Bir çok problemimiz var, bundan dolayı da teknik direktör değişikliğine gidildi…

İstanbul’a illaki üç puan alacağız diye gidersek, bizim için hezimet olması muhtemel…

Haddimizi bilerek oynar, önce yenilmemeyi hedeflersek; galip gelmemiz içten bile değil.

Şu ana kadar oynadığımız 7 maçın 2’sinde haddimizi bildik, bu maçlarda da galip geldik.

Haddimizi bilmeyerek oynadığımız 5 maçı da farklı kaybettik.

Buradan ders çıkarmalıyız.

Haddimizi bilmeliyiz derken; Galatasaray isminin altında ezilmek değil de, kondisyon olarak istenilen seviyede olduğumuzu vurgulamak istiyorum.

Yoksa, rakip kim olursa olsun, bizim de adımız Kayserispor…

Rakibimiz, bize göre çok daha hazır durumda…

Milli araya moralli girdiler, kazanma alışkanlıkları var.

Bununla birlikte saha avantajını da kullanarak, bize oran biraz daha rahatlar, avantajlı durumdalar…

Yukarıda da belirttiğim gibi tek dezavantajları sağlık problemleri olarak görülüyor.

Öncelikle Galatasaray camiasına geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum, futbolcular da İnşallah, kısa zamanda iyileşir ve yeşil sahalara döner.

Galatasaray’ın yaşadığı sağlık problemleri, bizde rehavet oluşturmamalı.

Nasıl olsa yeneriz, böylesine eksikleri olan Galatasaray’ı bir daha böyle yakalayamayız gibi söylem ve düşüncelerden uzak durmalıyız.

Rakibin ne yapacağından ziyade, bizim ne yapacağımız çok daha önemli.

Kayserispor da son yapılan kan değişikliğiyle birlikte camiada beklentiler yükseldi…

Biz, işimize bakmalıyız.

Nerede eksiğimiz var, neleri doğru yaparsak başarı gelir, bunları düşünmeli, ona göre hareket etmeliyiz.

Şu ana kadar ki Kayserispor’da futbolcuların kondisyonlarının son derece düşük olduğu aşikar.

İlk 30 dakikalık bölümde mücadele eden, koşan bir takım izlerken; geride kalan 60 dakikalık kısımda ise yorgun, mücadele gücü düşük, geriye çekilen, ileriye gidecek gücü olamayan bir Kayserispor izledik.

Bireysel anlamda çok yetenekli oyuncularımız var, ama bir türlü takım halinde hareket etmiyoruz, edemiyoruz.

Hiç kimse toptan daha hızlı değil, bireysel futbolu bırakıp, takım halinde çok pas yapan, gol arayan ve pozisyon vermeyen bir yapıya dönmeliyiz.

Karnemiz hiç iç açıcı değil…

Ligin en çok  ve en az gol atan takımız.

Bununla birlikte en az orta yapan takımız.

Şu ana kadar ki başarısızlığın en büyük nedeni, yapılan transferlerin hazır olmayışından kaynaklandı.

Futbolcu tercihleri konusunda teknik heyetin büyük yanlışları oldu.

Bunun faturasını acı bir şekilde ödedik, akabinde ise Bayram Bektaş ile yollar ayrıldı.

Şu ana kadar üç futbolcu dışında sürekli ilkonbir değişti.

Zaten, başarısızlık da bundan geldi.

Oyuncular birlikte oynayamamanın eksikliklerini fazlasıyla çekti.

Üzerine hazırlık maçı yapmamamız da cabası oldu.

Oyuncuların özelliğine göre ve rakibin pozisyonuna uygun bir sistemle çıkmalıyız.

Bununla birlikte haddimizi de bilirsek, en kötü İstanbul’dan 1 puanla döneriz.

Çok fazla uzatmaya gerek yok, bizim en büyük avantajımız Samet Aybaba olacaktır.

Futbolcular da beklenen patlamayı gerçekleştirirse, güzel günler yakında diyebiliriz.

Öncelikle defans güvenliğini sağlar ve kontratak bir oyun oynarsak, Kayseri’ye en az 1 puanla döneriz, diyerek yazıma son veriyorum.

Yazarın Diğer Yazıları