NEDEN OLMASIN…
Hakan Çiftci
Evet, ben bir şeyler yazacağım, adını da siz koyun…
Malum, Hes Kablo Kayserispor, önce Çaykur Rizespor, ardından da Gaziantep FK maçlarından umduğunu sonuçlarla ayrılamadı…
İki maçı da kazanıp, daha önce hesapladığımız kümede kalmanın mutluluğunu hep birlikte yaşayacaktık…
Bu iki maçtan ne yazık ki, 1 puanla ayrıldık.
Evdeki hesap, çarşıda uymadı.
İşimiz zordu, şu an çok daha zor…
Şampiyonluğa oynayan Medipol Başakşehir, ardından da Trabzonspor ile sezonu tamamlayacağız.
İki maçı almamız çok zor, ama imkansız değil.
Çıkmadık candan umut kesilmez.
Gençlerbirliği, Sivasspor ve Beşiktaş maçından kazandığımız 9 puan ile umutlarımız artmış, böyle gidersek ligde kalırız, ama işimiz halen bitmedi, dikkatli olmamız gerekiyor diye yazmıştım.
Bu açıklamalar, haklı mı? haksız mı? bunun cevabını sezon sonunda göreceğiz.
Dereyi geçmeden yapılan her açıklama yanlış olur!
Kümede kaldık demek de yanlış, kesin düşeriz demek de yine bir o kadar yanlış.
Mesaj anlaşıldı yanılmıyorsam.
Evet, şu an zaman eleştiri zamanı değil!
El birliğiyle bu takımı kümede tutmak için kafa yormamız, futbolcuların performanslarının artması için ne gerekiyorsa yapmalıyız.
Çaykur Rizespor ve Gaziantep maçları geride kaldı, halen bunların tantanasını yapmak anlamsız.
Bundan sebep, geçmişe değil, geleceğe bakmalıyız.
Şu an için önümüzde hayati derecede önemli Başakşehir ve Trabzonspor maçları var.
İki haftayı galibiyetle tamamlarsak, zaten bu iş biter ve mutlu sona ulaşırız.
Önce Başakşehir maçına odaklanmalıyız.
Şu saatten sonra iyi futboldan ziyade sonuç odaklı bir oyun oynamalıyız.
Azim, hırs, arzu ve motivasyon bizi başarıya taşır…
Mensah ve Diego gibi bu takıma ihanet edenlerin olmadığı bir Kayserispor’un, bunların dışında karakterli futbolcu grubuyla kümede kalacağımıza inancım tam.
Başkan inanıyor, teknik heyet ve futbolcular inanıyor, buna ek taraftar da bu tabloya rağmen inanıyorsa bu iş bitmiştir, başaracağız.
Derler ya ‘İşin Allah’a kaldıysa, o iş tamam’ diye.
Çok kolay gözüken maçlar zor; zor görünen maçlar da bizim için kolay geçti.
Başakşehir’in, özellikle son iki sezon kaçırdığı şampiyonluklardan dolayı strese girdiğini açık bir şekilde gördük, bunu sabırlı bir futbolla fırsata çevirmemiz gerekiyor.
Konyaspor’un, Başakşehir’i yendiği bir ortamda, neden biz de 3 puanı hanemize yazdırmayalım.
Maçın Kayseri ya da İstanbul’da olması bir şey değiştirmiyor.
Kimin ne hesabı varsa bizi ilgilendirmemeli, şampiyon şu olmuş, bu olamamış gibi durumlardan uzaklaşıp, kendi göbeğimizi kesmeliyiz.
Komple teorileriyle şu maçı bu alır, bu maçı o alır gibi söylemlerin doğru olmadığını bir önceki yazımda açık bir şekilde ifade etmiştim.
Şu an moral ve motivasyona ihtiyacımız var, çok fazla detaya girmek istemiyorum.
Tek derdimiz Başakşehir maçı olmalı, eğer kazanırsak, Trabzonspor maçına da aynı motivasyonla bakmalıyız.
Gustavo Campanharo’nun oynayacak olması en büyük artımız, onun olmadığı maçlarda çok basit gollerle puan ve puanlar kaybettiğimizi vurgulamak istiyorum.
Gustavo’yu bir kenara yazıp, ardından da yukarıda belirttiğim gibi karakterli yönetim, teknik heyet ve futbolcu grubuyla alnımızın akıyla hafta sonunu kayıpsız aşacağız.
Bunun için önce inanmak, ardından da motive olmak lazım gelir.
Yazacak çok şey var, ama dedim ya şu zaman eleştiri zamanı değil!
