Ne olacak bu Kayserispor'un hali?
Hakan Çiftci
Ne olacak bu Kayserispor’un hali?
Evet, herkesin kafasındaki soru bu!
Gerçekten de ne olacak bu Kayserispor’un hali?
Aza koyuyoruz olmuyor, çoğa koyuyoruz yine olmuyor!
Tek galibiyet bizi hayata döndürecek, ama bir türlü 3 puanı hanemize yazdıramıyoruz.
Son 5 yılda, sadece 1 kez ilk yarıyı yukarılarda bitirdik, ama geride kalan yıllarda hep aynı sonla karşılaşıyoruz.
Sezon başında bir çok kez bu gidişin iyi olmadığını, filmin sonunu bildiğimizi yazdık çizdik, ama laf anlatamadık, anlasalar bile iş işten geçmişti.
17 futbolcunun gönderilip, yerlerine 14+1 futbolcunun alınması zaten şu anki başarısızlığın en büyük sebebidir!
Şimdi, kan değişikliği dedik, Samet Aybaba geldi, takımda kıpırdanmalar oldu, ama gerek VAR, gerek hakem, gerekse de futbolcularımızın şahsi hataları ve yetersizliği bizleri bugünlere getirdi.
Sezon başından bu yana üst üste ideal onbirimizi bulamadık.
Her maça ayrı kadro ile çıkıyoruz.
Bunun sebebi gerek koronavirüs, gerekse de yaşanan sakatlıklar!
Ama, ne yazık ki, özellikle Lung’un sakatlanmasının ardından kısır bir döndü var.
Kalemiz güvende değil!
Ah İsmail ah! Diyorum, başka bir şey demiyorum…
Elimden geldiğince futbolcuları pandemi sürecinde eleştirmemeye gayret gösterdim, ama nereye kadar?
Gençlerbirliği maçında sakatlıklar ve kart cezalarından dolayı bir çok oyuncumuz maçta oynayamadı.
Tamam, ama yerlerine oynayan oyuncuların da neler yaptığına, yani yapamadığına da bakmalıyız.
Bu takımın sezon başı kadro mühendisliği yapılmadı, yedek oyuncu daha doğrusu tamamlayan oyuncu profili oluşturulmadı.
Ya tutarsa denilecek bir çok oyuncumuz mevcut!
Burada suçlu aramak gibi bir niyetim yok.
Olan her zaman Kayserispor’a oluyor.
Artık, kimsenin tahammülü kalmadı!
Başka tüm Kayserili vatandaşların sorusuna verebilecek cevabımız bile yok!
Vatandaş ‘Ne olacak bu Kayserispor’un hali?’ diye soruyor, ama herkes sus pus olmuş.
Artık, o kadar umutsuz bir hale büründük ki, ligin dibini boyladık.
Toplamda galibiyet hasretimiz 10 maça çıktı.
Başarı ve başarısızlık asla tesadüf değil.
Teknik heyetin de yaptığı ya da yapamadığı sorumluluklar var, ama ona gelinceye kadar şu an için dönüşümü olmayan bir uçuruma doğru ilerliyoruz.
Ya hep birlikte çıkacağız ya da batacağız!
Bu takımın köküne Bülent Bölükbaşı’nın dinamit koyduğunu söyleyince bazı çevreler karşı çıkmıştı.
Hazır olmayan ve yetersiz kadro yapılanmasının acı meyvelerini yiyoruz.
Tüm yetkiyi bir kişiye verince böyle aciz duruma düşüyoruz.
Testi kırılmadan dedik, ama şu an testi kırıldı, su sızdırıyor…
Önümüzdeki transfer döneminde 24 Milyon civarında bir harcama söz konusu.
Gel de buradan yak!
Elindeki en az 5-6 çöp futbolcuyu göndereceksin, eğer onu da başarabilirsen, ardından bunca borç yüküyle birlikte birde 24 Milyon TL para bulacaksın, üzerine de 5-6 işe yarar nokta transfer bulacaksın, vay anam vay!
Çok uzatmaya gerek yok, Samet Aybaba’nın da kredisi bitmek üzere…
Denis Alibec ve Fernandes gibi isimleri kazanması gerekiyor.
Toplamda 25 Milyon tutarında bu isimleri buraya getirene mi hesap sormalı, yoksa bunları kazanmak için mücadele etmeyene mi, bilemiyorum.
Ne olursa olsun, ara transfer dönemine kadar bu oyuncu grubuyla mücadele edeceğiz.
Bundan sebep, bu yenilgiler ve puan kayıpları hep Samet Aybaba’ya yazıyor.
Bu oyuncuları kazanmazsa, kendi de kaybedecek!
Şu ana kadar destek verdik, vermeye de devam ediyoruz, ama Samet hocada da heyecan bekliyoruz.
Bu konuyu da yarın değerlendireceğimi belirterek, yazıma son veriyorum, Allah’a emanet olun.