Kayserispor'un kümede kalması mucizeye mi bağlı?

Hes Kablo Kayserispor Başkanı Gözbaşı, dün TV 1 Televizyonuna konuk oldu. Herkes gibi ben de büyük bir merakla izledim.

Başkan, yanılmıyorsam göreve geldiğinden bugüne kadar ilk kez TV’de canlı yayın konuğu oldu, programa heyecanlı başladı, sonrasında gelen sorularla birlikte rahatladı yerinde mesajlar verdi.

Tüm spor severlerin beklentisi zannımca ‘Ne olacak bu Kayserispor’un hali?’ sorusuydu.

Başkan anlattıkça anlattı.

Sayın Gözbaşı, yer yer geçmişe dair yönetimsel olarak sıkıntıları anlatırken, isim verecek gibi oldu, ama hızını kesti ve bazı soruları da es geçti.

Gözbaşı’nın, Kayserispor’un kümede kalmasının mucizelere bağlı olduğu açıklaması şahsen beni üzdü.

Sanki lig bitmiş, başkan ‘Evet, ne yazık ki küme düştük’ açıklamasını yapıyor gibiydi.

Birazdan detaylandıracağım...

Yönetimsel olarak, bir önceki köşe yazımda da belirttiğim gibi kendisinin hem kadın, hem de iş insanı olmasından dolayı girişimci, donanımlı, başarılı, pes etmeyen ve geri vitesi olmayan bir yapısının olduğunu belirtmiştim.

Koronavirüs olayında da öncülük yaparak, Süper lig’de büyük bir facianın önüne geçtiğini de yine dile getirmiştim.

Gözbaşı, özgüveni son derece yüksek, ne anlattığını bilen ve anlaşılır bir tabiri vardı.

Sayın Gözbaşı, iş hayatındaki başarısını sporda da ispatlamak için kolları sıvayan büyük bir cesaret örneği veren ‘Adam gibi adam’ tabirine uygun bir kişilik.

Gelelim, Gözbaşı'nın üzerinde durmadığı detaylara...

Örneğin, Gözbaşı, Sayın MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy’un takipçisi olduğu davadan pek bahsetmedi.

Takımın, bu halde olmasının müsebbiplerini beklenirken; sayın Gözbaşı, bu borçların neden olduğu iddia edilen Erol Bedir’e, yönelik açıklamada bulunmaması gerçekten de hayret verici.

Erol Bedir suçlu demiyorum, ama kulübün eski başkanı sanki hiçbir şeyden haberi yok, birkaç kişi onun bilgisi dışında iş çevirmiş gibi bir algı oluştu.

Berna başkanın bu sezondan çok fazla umutlu olmadığını gördüm.

Çok istiyor, ama yalnız kalıyor.

Zaten, başkan Berna Gözbaşı, ilk geldiği gün de ‘Kayserispor küme düşerse benden bulmayın. Takımın durumu iyi olsaydı, zaten bize kimse kulübü bırakmazdı’ sözlerini bir kez daha hatırlatmak isterim.

Gözbaşı’nın bu açıklamasını, her dönem olduğu gibi verilen, fakat ne hikmetse bir türlü yerine getirilmeyen sözlerden dolayı olduğunu tahmin ediyorum.

Şahsen, sayın Gözbaşı’nın, bir önceki dönem 125 Milyon olarak açıklanan borcun 6 ay sonra 331 Milyona nasıl çıktığını belgelerle birlikte açıklamasını beklerdim.

Programda Gözbaşı’nın, “Sende Erol Bedir yönetiminde bulunuyordun?” sorusuna, Hikmet Karaman’ın teknik direktör olmasını sosyal medyadan öğrenince kulüpten soğudum, küstüm, gelmeme kararı aldım açıklaması, bence yeterli, ama bu geçmişte yapılan hataları anlatmayacağı anlamına da gelmez.

Erol Bedir’in yeniden başkan olduğu son 6 aylık dönemde, sayın Gözbaşı da kur dediadedi, ama  kur farkıyla o kadar borç olmaz, olamaz, imkansız.

Geçmişi irdelemek, geleceğe dair, daha sağlam adımların atılmasına neden olur.

Bu yönetim, şu ana kadar ki en şeffaf yönetim, bunun da altını çizmek gerekiyor.

Bu, Erol Bedir’e kastım var anlamı taşımasın.

Bir gazeteci olarak, çift yönlü düşünmek elzem!

İyisini de yazacağız, yanlış olanı da.

Gözbaşı, geçmiş yönetimde yapılan transferlerin yanlışlığına değindi.

Keşke, kim yaptı, Ahmet mi, Mehmet mi? Onu da açıklasaydı, daha yerinde olurdu.

Hatırlarsanız, ‘Kayserili hainler açıklaması da yine havada kalmıştı’

Gözbaşı, danışmanlık şirketi üzerinden yapılan dümenlere değindi, ama açıklaması beni tatmin etmedi.

Kayserispor’un parasını sokağa atan kim ya da kimler ise, ifşa edilmeli!

Bir taraftan ‘Kur farkı’ deyip, diğer taraftan da 100 Bin Euro’luk futbolcuya 850 Bin Euro bedel biçmek kurnazlığı ‘Kur farkıyla’ olmaz, olamaz, bu detaya girilmeliydi.

Her neyse, anlaşıldı tahmin ediyorum.

Gelelim, diğer konuya.

Başkan, ‘Kümede kalmak mucizelere kaldı’ demesiyle birlikte gerçekten de herkesi üzdü.

Şu an biz 22 puandayız ve en son yendiğimiz takımla yani Yeni Malatyaspor ile aramızda, sadece 3 puan fark var.

Yeni Malatyaspor, 25 puanla düşme hattının hemen üzerinde yer alıyor.

Puan sıralamasında 18. basamaktayız ve önümüzde bulunan 5 takım ile birlikte fark, sadece ve sadece 4 puan.

Bu kadar yol almış, kulübü enkazdan kurtarmış birinin ‘İşimiz mucizelere kaldı’ demesini yineliyorum üzülerek, izledim.

Herkesin ne kadar şansı varsa, bizim de var.

Neden diyeceksiniz?

Süper Lig’de her takım, her takımı yenebilecek güce sahip.

Öncelikle inanmak gerekiyor.

Tüm takımların motivasyonu bozuldu.

Biz bunu fırsata çevirebiliriz.

Şehrin ileri gelenleri her maç için ekstra pirim açıklayabilir.

Başkan böyle umutsuz olursa, (Yalnız kaldığı için) teknik heyet, futbolcular ve taraftarlar nasıl inanacak takımın kümede kalacağına?

Berna başkanın iyi niyetinden hiçbir şüphem yok!

Berna Gözbaşı, mevcut başkanlık döneminde gayet seviyeli, akıllı, mantıklı, herkese aynı mesafeden bakan birisi.

Bu kadar inanmış topluluğa lider olan birisi bence biraz daha ince düşünmeliydi.

Yoksa, az önce de dile getirdiğim gibi koskoca Kayseri’de zengin 100’lerce sanayici iş insanı varken; cesaret edip gelemezken, Berna Gözbaşı’nın başkan olması gerçekten de takdire şayan.

Maksat Kayserispor’un başarısı.

Kendisi de istiyor başarıyı, ama yalnız kaldı, yalnız…

Sayın Mustafa Tokgöz, Mustafa Gülsoy, İsa Gün, Ali Kaynar dışında yanında kimse yok.

Yönetim içinde kartvizit diye tabir ettiğimiz, yani sadece ismi geçen para vermeyen, oralı olmayan bir güruh var.

Her zaman olduğu gibi bu insanlar destek zamanı yok, konuşan çok, para veren yok.

21 yıllık gazetecilik hayatımda hep böyle oldu, Kayseri kültürü sanırsam bu!

Çok uzattım, üzüldüm, duygularımı dile getirdim.

Şu ana kadar olan oldu, bundan sonra önümüze bakmalıyız!

Bu cesur ve fedakar insanı yalnız bırakmamalıyız.

Kalan 8 maçta, ne yapabiliriz onun üzerine konsantre olmalıyız.

Böylesine kritik bir dönemde, ayrıntılara takılıp, moral bozmamalıyız.

Allah’ın izniyle önce Fenerbahçe’yi yenerek, ardından da kalan 7 maça odaklanmalıyız.

Bu şehirde bir tane Kayserispor var, onun değerine bilmeliyiz.

5 yıl önce Süper Lig’de olan ve şu an adı dahi anılmayan Erciyesspor gibi olmamalıyız.