Hakan Çiftci

Gelin, hep birlikte ironi yapalım

Hakan Çiftci

Gelin ironi yapalım.

Kayserispor, bu sezon öylesine zorluklar gördü ki, bu sezon düşmezsek bir daha kimse bu takımın sırtını yere getiremez.

Erol Bedir’in gitmesiyle birlikte Hamdi Elcuman, ardından da Berna Gözbaşı hanımefendi başkan oldu.

Kolları sıvayan Berna Gözbaşı'na ve Kayserispor'a destek vermek gerekirken, köstek olan küstahlarda oldu.

Evet, ironi yapmaya başlayalım…

Hes Kablo Kayserispor’da, Berna Gözbaşı’nı başkan yaptılar, bu takımı düşürmek için (!)

Takımın düşürülmesi için proje çizdiler, Berna Gözbaşı da kurban seçildi (!)

Kayserispor’a kadın başkan mı olur (!)

Berna Gözbaşı, futboldan ne anlar (!)

Prosinecki’yi bilerek getirdiler, takım düşerken kimse tepki vermesin (!)

Prosinecki, Kayserispor’a gelmiş, ruhsuz, işi bilmeyen, bu takımı kümede tutamaz (!)

Level atlayalım biraz, inişli çıkışlı skorlarla ortada yanar döner insanların görüşlerine de yer verelim, ayıp olur sonra…

Kayserispor, Fenerbahçe maçını bilerek kaybetti (!)

Kayserispor’un, kümede kalma gibi bir niyeti yok (!)

Bakın kazanınca da skora göre ortam koklayanların durumlarına da göz atalım…

Sivasspor maçını zaten kazanacaktık, Sivas maçı bağlandı (!)

Beşiktaş bize yatacak, adamların şampiyon olma durumları yok (!)

Evet, ironi dedik ya, daha bunun gibi nice şehir efsanesi var.

Evet, çok güzel oynamıyoruz belki, ama bize şu saatten sonra güzel oyun değil, puanlar lazım.

Berna Gözbaşı’nın, takımın başına başkan olarak gelmesiyle birlikte bir çok şey söylendi.

Söylendi, kimsenin ağzını tutacak değiliz ya, derler…

Berna hanım, Kayserispor’un başına geldiğinde 331 Milyon borç, futbolcular antrenmana çıkmıyor…

Bırakıp gidenler var…

Transfer yasağı geldi gelecek…

Zaten para yok, yeni takım kurulması imkansız gibi bir şey…

Kayserispor, kaderine terk edilmiş, bir de kadın başkan geldi, bu takım kesin düşer diye saçma sapan, şeyler söylendi.

Erciyesspor gibi, Kayserispor da gözden çıkarıldı, proje çizildi, bu takımın kurtulması imkansız gibi şeyler de cabası…

Bu kadın futboldan ne anlar, topu bilmez, ofsaytı zaten bilmez, denildi, motivasyon bozulmaya çalışıldı, ama nafile.

Bu takımın kurtulması mucize denildi, bu maçları alamadıysak, kimi yeneceğiz denildi,  kesin düştük gardaş kesin, denildi.

Prosinecki için de yine bilir bilmez, bu adam ne söylüyor, ne yapmaya çalışıyor, ne içiyor, futboldan çok uzaklaşmış da denildi.

Evet, adam ilk geldiğinde ‘Havlu atmadık, savaşmaya devam edeceğiz’ dedi ve her hafta aynı söylemleri yineledi.

Yeri geldi, ben de eleştirdim, ama oyuncu değişikliği ve maça müdahale dışında asla eleştiri yapmadım.

Sadece, bir kez eleştirdim o da yine hocanın yapmadıklarıyla alakalı bir durumdu.

Hocanın maça müdahale etmediğini, rakibin pozisyonuna ve skora göre hamle yapmadığını defalarca vurguladım.

Hele hele Ankaragücü, Konyaspor ve Antalyaspor maçlarının ardından bir de Fenerbahçe yenilgisi sonrasında bir çok insan ‘Bu takım kesin düşer’ dedi.

Haklıydılar, Prosinecki, bu mantık ile gitmeye devam etseydi, şu an 20 puanı zor görmüş, düşmemizde kesinleşmiş olurdu.

Prosinecki, kendisine yapılan olumlu eleştirilerden ders çıkardı ve doğruyu buldu.

Gerek pandemi, gerekse de seyircisiz maç oynanması en çok bizim işimize geldi.

Ligin motivasyonu bozuldu ve biz Berna Gözbaşı’nın anne şefkatiyle düzlüğe çıktık.

Başarı, adım adım gelmeye başladı…

Ama, yine iftira ve yalan makineleri boş durmadı ve Kayserispor’un başarılı olmasını hazmedemeyen cenahlar, şu maç bağlandı, şu maç verildi, şu maç kesin bizde, o iş tamam gibi saçma sapan kıvırmalarla nereye vuracağını şaşırdı.

Skora göre, duruma göre hâl alan insanların durumları da zaten başka bir şeyle izah edilemez.

Çok fazla detaya girmeyeceğim, lakin, şu an için kümede kalmamız halen zor, dereyi geçmeden ‘Olduk, bu iş tamam’ diye büyük bir hataya varmayalım.

Yüzde 20’lerde olan kümede kalma olasılığımız yüzde 50’ye çıktı.

Kalan 4 haftada yine çok zor maçlarımız var.

Rehavet!  Allah korusun bizi, işin içinden çıkılmaz bir hale sürükleyebilir.

Adımlarımızı sağlam basmalı, hemen havaya girmemeliyiz.

Bu başarının ardında, sadece Berna Gözbaşı yok.

Gözbaşı’nın emeği, tartışılmayacak kadar büyük.

Başarının sırrı 'BİZ' olmaktan geçiyor.

Az kaldı, ama daha işimiz bitmedi.

Takımın başarısında taraftarın hakkı ödenmez.

Güzel günler yakında!

Bu takım küme düşmeyecek Allah'ın izniyle…

İnancını kaybetmeyen Kapalı Kale’nin de hakkını teslim edelim.

Ahmet Dirgenali, yine MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy gibi isimleri de bu inancın içine koyup, hakkını verelim.

Dedim ya ‘BİZ’ olalım, günü kurtardık diyerek, ‘BEN’ olmayalım.

Geçmişten ders çıkarıp, geleceğe sağlam adımlar atmak istiyorsak, birlik ve beraberliğimizi bozmayalım.

Kayserispor’un, son 3 maçta 9 puan alacağını tahmin eden ve inancını hiçbir zaman bırakmayan efsane golcü Levent Kurt ağabeyimizi, bunun yanı sıra Buzadam lakaplı değerli bir ağabeyimizi de buradan bir kez daha analım, zaferler korkak insanlarla kazanılmaz.

Perşembe günü Çaykur Rize’yi de mağlup ederek, zafere bir adım daha yaklaşalım.

 

Yazarın Diğer Yazıları