Futbolcuları kazanalım yoksa...
Hakan Çiftci
Dün Samet Aybaba’yı yazacağımı belirterek, köşemi tamamlamıştım.
Evet, bugünde Samet Aybaba ile alakalı yazacağım…
Samet Aybaba, mevcut şartlar içerisinde gelmesi en uygun teknik direktör olarak görülüyordu, nihayetinde de öyle oldu.
Oldu, ama, şu ana kadar ne yazık ki, bir refleks gösteremedi.
Bildiğimiz, beklediğimiz Samet Aybaba’yı ne yazık ki göremedik.
Tamam, pandemi, koronavirüs vakaları, sakatlıklar, hazır olmayan futbolcu gurubu, VAR ve hakem kararlarını da düşünmek gerekiyor, ama Samet hocada heyecan eksikliği görüyorum.
Bu olumsuz sebepleri, sadece biz değil, herkes yaşıyor.
Samet hocayı, Deniz Alibec ile Manuel Fernandes konusunda hiç beğenmiyorum.
Böylesine klas futbolcularınız var, bunların sırtını sıvazlamalı, ruhunu okşamalı, hadi oğlum, hadi aslanım gibi sözlerle motive etmeli.
Kaybetmek kolay, bir maç oynatmazsınız, seni düşünmüyorum dersiniz adamı kaybedersiniz, önemli olan bu futbolcuları kazanmak değil mi?
Şimdi Bayram Bektaş kazasının ardından takımın başına geldiniz…
7 maçta, 1 galibiyet alamaz mısınız?
Hatice’ye değil, neticeye bakmalısınız!
Ortada ne yazık ki, başarı yok, aksine başarısızlık var.
Zaten başarısızlık var ki siz geldiniz…
Başarısızlığı düzeltmeniz için elinizde bir sürü malzeme var.
Eğer, siz Alibec ile Fernandes’i oynatamıyor ya da gözden çıkardıysanız, gelmenizdeki mantık neydi?
Samet hoca, İlk geldiğinde, ‘Takım içerisinde birkaç sıkıntı var, bunları çözer başarılı oluruz’ diye açıklamada bulundunuz bulunmuştu.
Berna hanım da ‘O kadar da tozpembe değil’ diye uyarıda bulunmuştu.
Burada futbol aklı yok.
Samet hoca, burada başarılı olabilir, ama bu mantık ile devam ederse, 3-5 haftaya kalmaz gider.
Samet hocaya destek verdik, taraftar da veriyor, yönetim de arkasında duruyor, ama kendisi yukarıda da belirttiğim gibi refleks gösteremedi.
Göstermesi içinde elindeki malzemeleri doğru kullanması gerekiyor.
Kimse kurusa bakmasın, transfer istiyorum, mavallarını bir yana bırakmalıyız.
Bizim takımımız, gayet iyi!
Sadece, hazır olmayan ve tamamlayıcı oyuncular konusunda sıkıntı çekiyoruz.
Bir dünya kanat oyuncumuz var, ama stoperin yedeği bile düşünülmemiş.
Dün de dedim, kadro mühendisliği yapılmamış.
Bu akılları veren ve Berna Gözbaşı başkanı kandıran Bülent Bölükbaşı’nın eserini izliyoruz.
Atı alan Üsküdar’ı geçiyor, biz de yerimizde sayıyoruz.
Umarım, çok geçmeden, transfer yapmayı ikinci plana atarak, birkaç futbolcuyu yol verip, kendi özümüze döneriz ve çıkışa geçeriz.
Tabii ki de biraz sabır gerekiyor.
İlhan Depe, Muğdat Çelik, Manzala, Kanga, Avramovski gibi çöplerden de kurtulmalıyız.
Kanga, belki kalkabilir, ama 15 maçta 2 gol sizce yeterli mi?
Toplamda 15 hafta geçti, bu oyunculardan ne fayda gördük diye bakılırsa, ne demek istediğim anlaşılır.
Kayserispor’un formasını sonuna kadar terleten, armanın değerini bilen, kötü oynasa da elinden geleni yapan oyuncularla bu iş başarılır.
Evet, araya bir Beşiktaş maçını sıkıştıralım.
10 maçtır galip gelemeyen Kayserispor’un işi diğer maçlara göre çok daha kolay.
Beşiktaş maçına oyuncular kendiliğinden motive olacaktır.
Bu maçlar vitrin maçlarıdır.
Futbolculara maçın önemini anlatmanıza bile gerek yok, bu hep böyle olmuştur.
Az hata yapan kârlı çıkacaktır.
İnşallah, futbol şansı yanımızda olur ve geçtiğimiz sezon olduğu gibi Beşiktaş’ı yine yener ve beklenen patlamayı gerçekleştiririz.
Son olarak yineliyorum, Alibec ve Fernandes’i kazanırsak, bir çok sorun kendiliğinden çözülür.
Bu oyuncuları takıma kazandıramayan kim olursa, onun da burada durmasının bir anlamı yok, diyorum ve bugünlük de bu kadar diyorum, Allah’a emanet olun.