Hakan Çiftci

Empati yapan, sempati kazanır...

Hakan Çiftci

‘Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar’ demiş atalarımız.

Ne yazık ki, gazeteciliğin özünde eleştiri olduğunu anlamayan, bilmeyen, anlamak ve bilmek isteyenler çoğunlukta.

Gazeteci; doğru, dürüst ve güvenilir olmalı.

Gazeteci; yeri geldiğinde kendisini bile eleştirmeli.

Anlayana çok mesaj var bu sözde…

***

Evet, eleştiri dedik, burada Kayserispor başkanı Berna Gözbaşı ismini anmak istiyorum.

Kendisine, eleştiriye açık birisi olmasından dolayı, teşekkür ediyorum.

Eleştiri, kırıcı olmadıktan sonra, hata yapılmadan önce ve nasihat niteliğinde olunca yerini buluyor.

İllaki, çok biliyoruz diye ahkam kesmek anlamı taşımasın bu yazdıklarımızın…

İllaki, bir birikimimiz var elbet!

Hakkaniyet neyse, doğru bildiğimizi santim şaşmadan yazabilmeye gayret gösterdik, Allah da bu yoldan çevirmesin.

En ufak bir menfaat doğrultusunda kalemimizi satmadık, satmayacağız Allah’ın izniyle.

***

Evet, Berna Gözbaşı ne alaka diyenler olmuştur elbette.

Başkan Gözbaşı’nı en çok eleştiren, en çok öven kişilerin başındayım.

İyi yaptığına iyi, yanlış yaptığına da yanlış dedim.

Kendisidaha bir gün oldu da küsmedi.

Bizim niyetimizi biliyor.

Çünkü; merkezde Kayserispor var.

Bu takımın başarılı olması için elinden geleni yapıyor, hata yapmaması içinde eleştiriye açık birisi.

İnsandır, o da hata yapıyor, yapacakta,ama en güzeli, eleştirilmeyi seviyor.

***

Hayatta her insan hata yapar, az önce belirttiğim gibi bizlerde hata yapıyoruz.

Herkesten ziyade öncelikle kendimizi eleştiriyoruz.

Yeri geldiğinde de özür dilemesini de biliyoruz.

Mesleğim gazetecilik, branşımda spor olmasından sebep, olaylara doğru bakmak zorundayız.

Şakşakçılık yapmadık, kimseyi karşımıza almadık, tehditvari sözler ve yazılarla çıkar hesaplarında bulunmadık.

Şu kırılacak, şu üzülecek gibi kavramlardan uzak, doğru neyse onu yazıp, onu çizip, onu konuşuyoruz.

İnsan dostunu eleştirmeli.

Eleştirilmeye açık olmayan bir insanın kendini geliştirmesi imkansız…

***

Dün de yazdım olaylara bakış açımız, empati niteliğinde olmalı.

Kendimize yapılmasını isteğimizi karşı tarafa yapmalıyız.

Ya da kendimize yapılmasını istemediğimizi başkasına yapmamalıyız.

Bu hamur çok su götürür, bundan sebep, önce aynaya bakmalıyız, iğneyi kendimize batırıp, çuvaldızını karşıdakine…

Empati yapan, sempati kazanır, diyerek yazıma son veriyorum.

Yazarın Diğer Yazıları