Hakan Çiftci

BOŞ VER GİTSİN

Hakan Çiftci

Önce Emre Gönlüşen, ardından da Dilay Kemer…

İki meslektaşımız da Kansere yenik düştü…

Mesleğini en iyi şekilde yapmaya gayret eden iki genç insan, ne yazık ki, kısa zaman içinde aramızdan ayrıldı.

Emre Gönlüşen, 9 Ağustos’ta, Dilay Kemer ise, dün tüm hayallerini geride bırakarak, ebedi yolculuğa uğurlandı.

Allah Rahmet eylesin, mekanları cennet olsun…

Hayat, gerçekten de çok kısa…

Dün geçti, bugün yaşıyoruz ve yarına da garantimiz yok!

Emre Gönlüşen, 42, Dilay Kemer kardeşimiz de 32 yaşında hayata gözlerini yumdu.

Bu iki başarılı isim, çağımızın illeti kansere yenik düştü ve bundan sonra aramızda olamayacak…

Spor Spikeri Emre Gönlüşen’in, hatalık sürecinde neler söyledi, hatırlayalım bir de unutmadan Fatiha suresi okuyarak, rahmet dileyelim, "Kayserispor-Galatasaray maçı dönüşüydü. Gece karnımda ağrı devam ediyordu. Doktor kuzenimi aradım, durumu anlattım. Problem apandist miydi, kum mu döküyordum. Tomografi çektiler ve kolon duvarında kalınlaşma tespit ettiler. İki gün sonra doktorlar bana kanser olduğumu söylediler. Bu pek iyiye işaret değildi. O an hayatım değişti. O zamana kadar aklımdaki şey; acaba hangi seyahate gideceğim, insanlar benim maç anlatımımı beğenecek mi? Buydu. Ağır bir ameliyat geçirdim, uyandığımda yoğun bakımdaydım. Hemşire hanıma 'Azıcık su alabilir miyim?' dedim. Bana 'Hayır Emre bey vermemem, yasak' dedi.
Şırıngaya birazcık su aldı, dudaklarımı ve ağzımı ıslattı. O günden beri suç içmenin, nefes almanın, hatta tuvalete gitmenin dünyanın en güzel şeyi olduğunu düşünüyorum. Sağlığınız yerindeyse dünyada hallolmayacak hiçbir şey yok. Sir Paul Mccartney'nin de söylediği gibi 'let it be' yani boş verin gitsin.."

Evet, Emre kardeşimiz, hayatı çok kısa bir şekilde bizlere anlattı.

“Boş verin gitsin” diyerek, kendisi de ebedi hayata intikal etti.

Bu dünya fani, boş, ama ahiret için de tarla hükmünde bir han..

Bizler yolcuyuz ve bu handan gelip, geçeceğiz.

Dünya olarak baktığımızda ölüm çok acı…

Hele, ölüm genç yaşta gelirse de daha acı…

Ölüm, hak, herkes er ya da geç tadacak.

Kim olursan ol, kaçış yok!

Ölüm, genç yaşlı, zengin fakir dinlemiyor.

Allah, ne kadar taksim ettiyse nefes bitiyor ve ebedi yolculuk başlıyor.

Bu dünya gerçekten de çok kısa ve sevdiklerimize daha fazla vakit ayırmamız gerektiğini her defa hatıılatıyor…

21 yıllık meslek hayatımda bir çok tecrübeli, genç ve sevdiğimiz ağabeylerimiz, arkadaşımız aramızdan ayrıldı…

Bu ara, hep spor yazacak değiliz ya, hayatın gerçekleriyle de yüzleşelim…

Kimseyi kırmayalım, kırsak da gönlünü alalım, helallik isteyelim.

Kalbimizden kibri silip atalım, selamlaşalım, paylaşalım, güler yüzlü olalım, küs olanlarla barışalım, bu dünya kimseye kalmıyor.

Kötü insan ölünce ‘Kurtulduk’ iyi insan vefat edince de ‘Çok iyi adamdı’ dedirtebilmek gerekiyor.

Biz, iyi insan olmaya gayret edelim.

Alemlerin yaratıcısı Yüce Allah, bizden ne istiyor bunun farkında olalım.

İyi insan olursak, vatana, millete, eşimize, çocuğumuza, dostumuza ve çevremize de faydamız dokunur.

Öncelikle şu soruları kendimize soralım!

Ben kimim?

Nerden geldim?

Nereye gidiyorum?

Bu dünyaya, yemek, içmek, gezmek, maç izlemek için mi geldik?

Hangi inanışa inanırsanız inanın ‘İyi insan’ olmaya gayret edelim.

Gerek Kanser, gerekse de Koronavirüs, çevremizden sevdiğimiz bir çok insanın ölümüne neden oluyor.

Şu üç günlük dünyada birlik ve beraberlik içinde huzurlu bir şekilde yaşamak varken, bırakalım kibri, küs olduğumu arayalım, çay içelim, sohbet edelim, yemek yiyelim, helallik alalım.

Bu dünyadan kimler geldi, kimler geçti.

Ne Peygamberler, ne padişahlar, ne krallar, ne de devlet yöneticileri.

Yürüyüşümüz bile kibirli olmamalı.

Tanıdık, tanımadık herkese selam verelim…

Lafın özü, bu dünyada hiçbir şey insandan daha önemli değil, dünyalık olanları ‘Boş verin gitsin’ biz, ebedi alemde ne yapacağız, ona bakmalıyız.

Kayserispor için de hafta içinde bir çok yazı, duygu ve düşüncelerim oldu.

Umarım, Bayram Bektaş, taşları yerine göre kurgular ve en kötü beraberlik ile Kayseri’ye döneriz.

Yazarın Diğer Yazıları