
EN FENOMEN BİZİZ
Güler Ruhsar AKTAŞ
Yazdım yine yazıyorum yazmaya da devam edeceğim.
Sosyal medya kullanıyoruz ama bu bizi sosyalleşmekten çok asosyal hale getiriyor.
Mesela ailenizdeki insanlarla günde kaç dakika sohbet edip şakalaşabiliyorsunuz?
Dertlerini, dinleyip, nelere üzüldüklerini nelere sevindiklerini beklentilerini hayallerini sorup dinleyip anlamanın neresindesiniz?
Elimizde son model telefonlarımızla ilişkilerimizi inanılmaz yıprattık…
Kimsenin aynı evde birbirinden haberi yok, aynı evlerde ayrı evde yaşar gibi yaşayıp gidiyoruz, ömür tüketiyoruz birbirimizden habersiz….
Sonra yine o sosyal ortamlarda soba başında annesinin babasının dizinin dibinde oturan ailenin fotoğrafını paylaşıp niye şimdi böyleyizi sorguluyoruz.
Kimse birbirine on dakika olsun zaman ayıramayacak kadar yoğun, kimse birbirini anlayacak, dinleyecek kadar vakit bulamıyor nedense …
Mesela en imrendiğim ve bir kısmını kendi evimde görmekten gururlu ve mutlu olduğum tablo elinde kitap olan aile bireyleri olan bir ev’dir.
Sadece sosyal ortamlarda vakit kaybetmiyor, bize okumayı, konuşmayı, anlamayı veren kitaplardan da uzaklaşıyoruz farkında mısınız?
En son ne zaman kitap okudun sorusuna ebleh ebleh gülerek İlkokulda Cin Ali diyen insanların arasında kahrolduğumuz bir yalnızlıkta ve berbat bir tabloyu izlemekteyiz…
Olsun sosyal ortamda en güzel, en merhametli, en vefalı, en sevgi dolu, en delikanlı, en hamarat, en gezen, en iyi fotoğraf çeken, en canlı yayın yapan, en anlaşılır, en iyi laf çakan ,daha aklıma gelmeyen nice en’lerdeniz…
Yok, başka huzura, mutluluğa, hoşgörüye, sevgiye, saygıya, öğrenmeye ihtiyacımız…
Nasıl olsa artık hepimiz kendi çapımızda birer fenomeniz…
Hal böyleyken elimizdeyken bile bile yitirdiğimiz insanlar, dostluklar, değerler adına ağlamayalım da komik olmayalım E mi Ey Okur?
Hadi kalın sağlıcakla….