
BOZANTI/ AFGANLAR/ 155
Güler Ruhsar AKTAŞ
Bu köşe yazısını kaleme almadan önce epeyce düşündüm…
Empati de yaptım ama inden çıkamayınca yazma gereği duydum.
Zira Gazeteci toplumda sorunları ileride sorun teşkil edecek durumları duyurmak ve uyarıda bulunmakla da yükümlüdür.
Dün akşam saatlerinde şehrin merkezinde Emek İnönü Parkı’nın önünde Afrin Şehidimiz Mehmet Muratdağı’nın eşi kardeşim Birgül Muratdağı’nın evine gitmek üzere aracı park etmeye çalışırken etrafımızı bir anda Afganistanlı mülteciler sardı arabanın etrafında el kol işareti ile aracı buraya park etmememizi salık verdiler… Sorun çıkmaması adına başka bir park yeri için evinin önünden başka bir park yeri aramaya koyulduk. Ama o da ne aracı sürdüğü süre zarfında bu kez de çocukları aracın kapısını zorlamaya çalışıp etrafı sardılar. Uzaklaşıp başka yere park ettiğimizde Afgan çocukları yine aracın etrafında kümelendiler. Birgül etraftaki esnaftan yardım istemeye gittiğinde ben çocukları bağıra çağıra kovalarken aklıma 155”i aramak aklıma geldi.
Zira Polis her zaman hissettiğim ve dile getirdiğim üzere halkın ilk güvencesidir.
Ve ben eve gittikten sonra Birgül tedirgin ve yalnız kalacaktı.
Bu tedirginliğini de ; “ Abla ben evime nasıl girip çıkacağım?” diye dile getirdi.
Bunun için 155 ‘i durumu anlatmak için aradım.
Saat 20:38”de 155’te Telefona çıkan kadın polis memuruna
Olayın nasıl olduğunu ve yardım edip edemeyeceklerini sorduğumda aldığım yanıt :
“ Şikayetiniz varsa karakola gideceksiniz oraya şikayetçinizi ileteceksiniz”
Nasıl yani? 155 dert dinleme hattı mı?
Buna çözüm bulamayacaksa neden var?
Mesela şu an gasp edilsek, istismar edilsek taciz edilsek bile polis gelmeyecek ve biz karakol mu arayacağız o anda? diye düşündüm.
Ve nerden nereye geldik hayret dedim. Telefonu kapattım.
Bütün bunlar dün akşam saatlerinde Kayseri’de merkezde iki kadının yaşadığı vaziyet.
Ve herkesin merak ettiği soru Afganlılar niçin Kayseri’de velev ki şartları zor ülkeleri sıkıntıda can güvenlikleri yok. Bizim evimizin önündeki parklarda günlerdir neden yatıyorlar ve bizi bu denli sıkıntıya sokmaya başladılar? Bunların barınacağı bir kamp yok mudur?
Bugün evimizin önüne araç park ettirmeyen, aracımızın etrafını sarıp kapımızı zorlayan bu çocuklar gençler yarın evimizin kapısını zorlayınca da mı karakola git denilecek?
Canımızı alsa, namusumuza zeval getirse, gasp etse biz kime güvenliğimiz için başvuracağız soruyorum size?
Bu duruma çocuklar sebep olmuş ne var ki denilip hafif geçilebilir elbette ama o çocukların başındaki büyüklerinin bu duruma el atması gerekmez miydi? Çocuklarını çağırıp uyarması gerekmez miydi?
İki kadını tedirgin etmek kimin hakkıdır akşam saati, üstelikte evinin önünde?
Yaşadığımız bu durumu sizlere daha sonra daha olumsuz olaylar olmasın diye aktardım. Önlem alınması gerekiyorsa es geçilmesin diye aktardım, takdir yetkililerin ve kamuoyunun Ey Okur…