Cafer ZENGİN

RAMAZAN KAPAĞI

Cafer ZENGİN

Bir bayram da böyle geçti.

Nasıl geçti?

Aynı geçti.

Yani her bayram bir öncekini aratır oldu.

Zoraki gülümsemeler…

Artan dertler…

Sohbet sırasında bir yerlere dalmalar.

Porsiyonları her geçen gün azalan bayramlık ikramlar…

Çikolatalı şekerden, bir alt ligdeki şekere düşmeler…

Çocukların güzel yüreklerine ve koro halindeki o “Bayramınız kutlu olsun” seslerine

hasret,  artık çalmayan kapılar…

İki kere basılmayan ziller…

Haliyle “çocuk şekerini” tarihe gömmeler…

Kısalan muhabbetler...

Araç fazla yakmasın diyen bayram ziyaretlerinde mesafe ölçmeler…

Kestirme yol ve bahane aramalar.

Yani ekonomik sıkıntılar, toplumsal ayrışmalar…

Siyasi çatışmalar, bitmeyen seçimler…

YSK kararları ile beyin yakmalar…

Ve bütün bunlar yetmezmiş gibi, bu kez de;

Diyanet İşleri Başkanı ile Şeker ve Ramazan arasında kalmalar…

Sahi Şeker mi, Ramazan mı?

Sizce, ne fark eder?

Ya da memlekette Kurtuluş Savaşına laf edenlere, dini kendilerine oyuncak yapanlara, din ile rant sağlayanlara laf etmeyenler, Şeker Bayramı kutlasa ne, Ramazan Bayramı kutlasa ne?

Hz. Ali'ye sormuşlar; Bayram nedir?

Buyurmuş ki : Günahsız geçen her gündür.

Şimdi asıl sorulması gereken şu: Ne günahtır, ne değildir?

Bak yine memlekette ağzın tadı kaçtı, şekerim…

Demem o ki, uzun lafın kısasında “Oku” emrinden hareketle bu mevzuyu sorguladık…

Köşenin adını da bu yüzden anlayana diyerek “Ramazan kapağı” yaptık!

Yazarın Diğer Yazıları