KAYSERİSPOR'UN BORCU BÖYLE ÖDENİR Mİ?
Cafer ZENGİN
Biri de çıkıp demiyor ki;
Kayserispor'dan çok kazandık.
Kayserispor sayesinde tanındık...
Ve gün geldi havamızı attık.
Sonra kışlar bu memlekette çetin geçer haaa,
Haliyle takım sayesinde çift koşu yaptık, dar alanda paslaştık...
Ortada 'top' kapmaca, oynadık, şehrin ayazına inat ısındık...
Lafa gelince kül de bırakmadık.
Eee yaz oldu, serinledik!
“Borç yiğidin kamçısıdır” deyip, iyi günde bolca harcadık, harcadıkça da bolca soğukluk içtik!
Başarı yoktu ya üzerine de soğukluk iyi geldi, belli etmedik.
Sahi, biri de neden çıkıp, demiyor ki;
“İlk borç taksidini (36 milyoncuk!) ben ödeyeceğim" diye...
Çıkıp desenize, Kayserispor olmazsa belki bu mal ve mülkü, ihtişamı, makamı da bulamazdık!
Bu perdenin arkasından bakmak niye ki?
Aslında tam da o mevsimdeyiz.
Yani hep birlikte ‘kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla’ dedirtmeliyiz.
Birilerinin ortaya çıkıp, “işte buradayız biz daha ölmedik” dedirtecek zamanın arifesindeyiz.
Şimdi bunu diyecek olmadığı için esnafa umut bağladık, ama Kazancıların, Kapalı Çarşı’nın, Sivas Caddesi’nin, 27 Mayıs’ın da durum belli...
Etraf yasak, virüs kaynıyor.
Yapılandırma kapıda Vergi Dairesi taksitlendirilmiş vergi bekliyor.
Esnafta meteliğe kurşun sıkacak para yok ki...
Günü siftahsız kapatıp, aylardır hazırdan yiyor.
Olanlar da elinden gelen desteği verip, ardından objektife gülümsüyor zaten.
Ancak memlekette genelde esnaf dertli...
Esnaf çıkmazda...
Esnaf darda...
İnanmayan varsa sorsun esnafa geçimi, tükanı ne eyledin, sen destek için kaç para ateşledin…
Kesin der; Valla olsa tükannn senin!
Uzun lafın kısasında demek o ki;
Ahilik Haftasında hep “Esnaf toplumun bel kemiğidir. Esnafı mutlu bir şehri yönetmekte yöneticiler için kolaydır” derlerdi.
İşte bugün daha iyi anladım, o sözün perde arkasını.
Şimdi şehri yönetmek ne zor değil mi?
Çünkü esnaf şehrin aynasıdır!
