GAZETECİLİKTE 'YENİ NESİL' KEYNESÇİ TANTANA!
Cafer ZENGİN
Gazetecilik, her geçen gün kötüye gidiyor.
Örneğin “muhabir” kavramı tarihe karışıyor.
İki sayfa çizen arkadaş, bir kardeş, bir kayın, bir kaynana ile kadro doldurup, gazete çıkaranlar bile vardır…
Ama bir de işi hakkıyla yapmaya çalışanlar.
Bir yerlere yanaşmadan, kaynaşmadan Gazeteciliği yaşatmaya çalışanlar.
Biz, bu yolu seçenlerdeniz ve mücadele verenlerdeniz.
Bu yüzden tek telden değil, her telden haber veriyoruz.
Bu yüzden tek yönlü değil, çok yönlüyüz.
Kimseye yaranma, hoş görünme, şirinleme yapma gibi bir kaygımız yok.
Gayretimi bu, amacımız bu.
Onurlu bir şekilde mesleği yapmak, yaşatmak ve ekmeğimizi helalinden kazanmak.
Tabii bunu yaparken de kıymetin bilinmesi.
Örneğin şehrin gazete okuması, gazete alması…
İş çevrelerinin ilan vermesi de çok önemli…
Ne yazık ki odalardan tutun derneklere, siyasilerden tutun sanayicilere kadar bu şehrin basınına sahip çıkan bir anlayış yok.
Olmadı…
Kısa süreli dalgalanmaları saymazsak.
İş sesimiz olun demeye geldiğinde ise nara atan çok.
Mangalda kül bırakmayan da.
Örneğin Gazeteciler Cemiyeti’ne ziyarete gelen herkesin, “Her zaman basının yanındayız” demişliği ve sonra tüymüşlüğü çoktur.
*****
Gelelim bir diğer mevzuya…
Şimdi de “yeni nesil gazetecilik” diye bir tantana çıkardılar…
Mevcutların kıymetini bildiler de, çıkardılar.
Neymiş 9 ay biz masrafları karşılayacağız.
Siz bu yeni nesil gazetecilik kurslarına katılanları istihdam edin…
İŞKUR bu konuda liste yayınlayacakmış…
Peki ya sonra ne olacak?
9 ay sonra dağ fare mi doğuracak?
Zaten ay sonunu zor getiriyor gazeteler…
İhale gölgesinde, temel seviyesinde, inşaat kalıbında gazetecilik yapmak kolay.
Bu işi sadece gazetecilik olarak görenler, yani asıl gazeteciler ne olacak?
İşte bu yeni nesil tantana umut satışıdır.
9 ay, işsizi oyalama taktiğidir.
Gazetecilik darda.
Bence siz önce var olan kurumları ayakta tutacak işlere imza atın.
Resmi ya da özel ilan artışı sağlayın, sonra yeni nesile çağrı yapın, umut dağıtın...
Hem var olan bizlere ne katkınız var ki?
“Yeni nesile de” yeri gelir taş çıkarırız! evelAllah…
Durun hele daha biz eskimedik!
Bunun yanında sosyal medyada beni az çok takip edenler 26/4 garabeti konusundaki mücadelemi de bilir.
Nedir bu garabet?
Örneğin gazeteciler, resmi ve dini bayramlarda yani tatillerde gazeteci sayılmıyor.
Hal böyle olunca o günlerde yıpranma hakkından faydalanamıyor.
Yani bu yasayı çıkaranlar diyor ki, gazeteciler resmi ve dini bayramlarla birlikte ortaya çıkan tatillerde gazetecilik yapmıyor.
Şaka gibi.
Peki o tatillerde kamuoyuna mesaj vermek için ortaya çıkan…
Bayram namazı şovu için basını arayanları, kim haberlere taşıyor.
Eğer tatillerde gazetecileri gazeteci saymıyorsanız, neden gazeteciler o günlerde çalışıyor.
O vakit, gazeteciler tatile çıksın, haber yapmasın…
Olur mu? Olmaz. Çünkü gazetecilik kutsal bir görevdir.
Kar, kış, yağmur çamur dinlemez.
O zaman bu garabet bitmelidir.
Şimdi işte bu konuda mevcutların hakları tırpanlanırken, beyefendiler, bu kez yeni nesil tantana ile çıkıyor karşımıza.
Yahu siz, savunduğunuz basın sözleşmesine bile sahip çıkmadınız.
26/4 zulmüne gık çıkarmadınız.
Önce siz 26/4 “yeni nesil zulmüne” dur diyin...
*****
Aklıma geldi. Şimdi İŞKUR ile bu uygulama hayata geçiriliyor. Birçok alanda aslında bu uygulama var. Hani 1929 Dünya ekonomik bunalımı veya büyük buhran var ya…
1929'da başlayan ve 1930'lu yıllar boyunca devam eden ekonomik sıkıntılar…
Dünyaya zulmeden kapitalistlerin çıkmaza düştüğü o yıllar.
İşte o günlerde ortaya çıktı İngiliz John Maynard Keynes…
İşsizlik artınca, halk arasında tepkiler çoğalınca devletler için bir fikir attı ortaya.
İşsizlikten çıkılması yani işsizlerin bir süre daha oyalanması için “Çukur açtırın, sonra kapattırın” gibi kısa süreli istihdam sağlayıcı bir istihdam teorisini ortaya çıkardı.
Ne dersiniz?
9 aylık çalışma, 6 aylık çalışma, mevsimlik çalışma, geçici süreyle çalıştırma vs. size ünlü Keynes’i hatırlattı mı?
Sahi şimdi bu “yeni nesil” tantana da acep bu amaçla mı?
