Cafer ZENGİN

ÇARESİZLİĞİN SONU ESARET!

Cafer ZENGİN

Hadi sizi bizim mahalleye götüreyim. 
Birazda bizden yazıp, az da olsa düşündüreyim. 
Gazetecilik zor meslektir, ama gerçekten gazeteciysen.
Bültenciysen rahatsındır. 
Kafan yorulmaz. 
Örneğin hangi haberin, hangi puntota ve alanda gireceğini bile düşünmezsin. 
Bu yükü de! alırlar omuzlarından, yormazlar seni bilesin. 
Bu konuda yardımcı oyuncu abiler vardır. 
Senin yerine düşünen abiler. 
Oskarlık oyunculardır bunlar.
Herkese farklı oynarlar, film bitince de Oskar gecelerinde ödülü kaparlar.
Ne yazık ki meslekte bu türün genel hakimiyeti var. 
Haliyle laylaylom nakaratlar ve hep bir ağızlar. 
Haber başlıklarında dahi oynamazlar, dedim ya oskarlıklar! 
Oysa laylaylom basın maskeli basındır ve maskeli  oynanan bu basın'cık balosunun da kamuya hiçbir faydası yoktur. 
Neyse uzatmayalım, mevzuyu bağlayalım. 
Demem o ki, bugün laylamlom nakarat sevenler, zamanı gelince sizde bugün haksızca yerdiğiniz, ötekileştirdiğiniz, gerçek gazetecilere yani sorgulayanlara ihtiyaç duyacaksınız. 
Zaten mesele dönemine göre değil, her devirde gazeteci kalabilmekte. 
Unutulmamalıdır ki, tarihin örnekleri ile dolu olduğu gibi gücün etrafında toplananlar, güçsüzlükte ilk taşınanlar, kaçanlar olacaktır.  
Hani şu gemiyi ilk terk etme meselesinde olduğu gibi. 
Çünkü rüzgara göre kusursuz duruşlar, rüzgar güllerine mahsustur. 
Bu nedenle insanların daha fazla menfaat için dönmesine, öfkelenmesine, susmasına, kısacası mesleki deforme yaşamasına izin vermeyin...
Bilin ki bu fani dünyada önemli olan kişi ya da kişilerin menfaati değil, toplumun menfaatidir. 
Memleket için en hayırlısı da işini layıkıyla yapandır. 
Yoksa sabah akşam büyük başkan, büyük bakan, büyük vekil, helal müdür, gadanı alırım iş insanı vs. demek kolaydır, ama asıl mesele halktan taraf olabilmektir, bakabilmektir. 
Mazlum kim sorusuna yanıt bulabilmektir.
Çare olabilmektir, umutsuz bakan gözlere. 
Haksızlık varsa duyabilmek, duyurabilmektir.
Adalet için elindeki en küçük alanı bile kullanabilmektir, heba etmemektir, israf etmemektir.
Basının kimin sesi olması gerektiğini kavrayabilmektir. 
Unutmayın, gerçek tarihi koltuktan bakanlar ve onlara sırf menfaatleri ve bol imkanlarını kaybetmemek için eşlik edenler  değil, o koltuktakilere gerektiğinde haksızsın, burda yanlışsın diyebilecek cesur insanlar yazar. 
O yüzden hadi cesaret! 
Çünkü bu öğretilen ya da öğretilmek istenen korku dünyasının ya da mesleki çaresizliğin sonu esaret.
Aslında çözüm senden, benden, ondan yani halktan ibaret... 
Ne olur mevzu Hak yolu ise birazcık da olsa gayret!
BU DA BİZİM MAHALLEDEN
 

Yazarın Diğer Yazıları