Türkiye'de futbol...
Ahmet Çınar
Türkiye liglerinde sezon sona erdi.
Kimi takımlar sevindi, kimileri de üzüldü.
Süper ligde Galatasaray ipi şampiyon olarak göğüslerken, Fenerbahçe 2. Beşiktaş da 3. sırayı aldılar..
Spor Toto 1. ligde ise, Samsun spor, Çay-kur Rize spor ve Pendik spor Süper lige çıkan takımlar oldular.
Süper ligden düşen takımlar ise, Ümraniye spor ve Giresun spor oldu.
Ülkemizi, GS Şampiyonlar liginde, FB ve Beşiktaş da Konferans liglerinde temsil edecekler.
Türkiye 'de futbol demişken, genel bir değerlendirme yapmak istiyorum. Futbol, artık ülkemizde sadece futbol değil, siyasi erkinin egemen olduğu, varlıklı insanların boy gösterdiği, paraya doymuş olanların, biraz da namım yürüsün düşüncesi ile hareket ettikleri bir alan haline geldiği yerdir.
Tüm takımlar bazında baktığımızda, Başkanlar dahil, yönetim kurullarında yönetici olanlar arasında futbol oynamış, sahalarda ter dökmüş kişi sayısı yok denecek kadar azdır. Belki de iki elin parmakları kadar var ya da yoktur. Böyle olunca da transferlerde menajerler istedikleri gibi at oynatmakta, istediği futbolcuyu değerinden fazla bir paraya kulüplere transfer etmektedirler. Bizim çocuklarımıza eğilme zamanı geldi de geçiyor bile!
Yukarıda, futbolumuzdaki siyaset erkinin egemenliğinden bahsetmiştik. Kulüplerimizde de aynı şey var. Başkanın her dediğine el kaldırıp kabul etmek gibi. Millet olarak biata dayalı bir kültüre sahibiz. Gerçek fikrimize beyan etmek gibi bir cesaret gösterisinde bulunamıyoruz. Bağlı bulunduğumuz başkan her şeyin daha iyisini bilir, O'na karşı gelemeyiz işgüzarlığı ile parmak kaldırıyoruz ne yazık ki.
Futbol kulüplerimiz şu anda borç batağında. Aslında bu bataklık ülke genelini ilgilendiriyor. Sorumsuz yöneticilerin yapmış oldukları bilinçsiz transferlerle kulüplerin borçları katlanarak devam ediyor. Bu paraların kaynağı ise genelde Bankalar oluyor. Yıllar yılı ödenmeyen borçlar faizleriyle birlikte altından kalkılamayacak duruma geliyor. Bir yasa çıkartılmıştı yanılmıyorsam; Yönetimler harcamalardan sorumlu olacaklardı hani, ne oldu peki? Hiçbir şey! Velhasıl futbolda işin tadı kaçıyor ve hatta kaçtı.
Öte yandan akılcılığı ön planda tutan ve yöneticileri, branşlarının gerçek sahibi olan Voleybol ve Basketbol kulüplerimizi ve yöneticilerini kutlamak lazım, Türk insanına Voleybolu ve Basketbolu sevdirdikleri için. Bu iki branşta da hem Avrupa kupalarında hem de Dünya şampiyonalarında şampiyonluklar yaşattıkları için. Ben eski bir futbolcu olarak, günümüz futboluna sırt çevirmiş bir durumdayım. Eskisi gibi zevk almıyorum oynanan futboldan. Voleybol ve Basketbol maçlarını da ekranlardan takip ediyorum. Bu, iki branştaki seyirci patlaması ise tavan yapmış durumdadır son dönemde.
Atatürk'ün gençliğimizle ilgili güzel bir sözü ile yazımı noktalıyorum:
Türk gençliği, sağlıklı yetişip spor yaparsa, ulusumuzun geleceği güvence altındadır.